Sen nereye translate English
1,976 parallel translation
İyi bir şey söyledin ama sen nereye gideceksin?
That's nice of you to point out. Where will you go?
Ben sen nereye gitmek istersen oraya gitmeye hazırım
I'm just ready to go. Any time, anywhere, ready to go.
Bilmem. Sen nereye istersen. Buradan başka, her neresi olursa.
I don't know, wherever you want to, where you go when you are not here.
Sen nereye gidiyorsun?
Where are you going? Where the hell are you going?
Sen nereye gittiğini sanıyorsun be?
Where the fuck do you think you're going?
Peki sen nereye gidiyorsun?
Where are you going?
Sen nereye olduğunu düşünmüştün?
Where do you fucking think?
Peki ya sen nereye gidiyorsun?
Where are you going?
Sen nereye?
Where're you going?
1000 kilometre yol geldik ve sen nereye gittiğimizi bilmiyor musun?
We've come 600 miles and you don't know where we're going?
- Sen nereye gitsen o da geliyor.
- Wherever you go, she goes.
Ama sen nereye gittiğini kimseye söylemeden okuldan ayrıldığın için de endişelenmiş.
And, uh, he's just concerned, now that you left school and you didn't tell anybody where you were going.
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where are you going?
Ayrıca sen nereye gidiyorsun?
And where are you going?
Sen nereye gidiyorsun?
Where are you going?
Sen nereye gideceksin?
- And where will you be going?
- Sen nereye gidiyorsun?
- Where you gonna be? - Out in the desert.
Sen nereye gidiyorsun? Gizlenme mekanı olduğunu düşündüğümüz bir binaya baskına gidiyoruz.
We're going to raid a building that we think may be a safe house.
- Neden, sen nereye gidiyorsun?
- Why? Where you going?
Sen nereye gidiyorsun?
( russian ) Where you going?
Alwyn'i koruması için derhâl memur göndereceğim. - Sen nereye gidiyorsun?
I'll send constables around to take care of Alwyn straightaway.
Sen nereye gittiğini düşünüyorsun?
Where do you think he went?
Sen nereye, ben oraya.
Where you go, I follow.
Lisede olsak sen nereye gitsen yanında gelirdim ama şimdi işler farklı.
Back in high school, I would've followed you anywhere but things are different now.
Sen nereye gidebilirsin, biliyor musun?
No, you know where you can go?
evet... sen nereye gidiyorsun
Yes... Where do you hurry
Nereye gidiyorsun sen, aşağılık herif?
Where the hell are you going, motherfucker?
"Prada çantasıyla nereye gidiyorsun sen?"
♪ Where are you going with your Prada bag? ♪
Sen. - Nereye gittiğini sanıyorsun?
Where do you think you're going?
Eh, bir partimiz var. Ve sen evde kalıyorsun. Jen bu salakların nereye gideceğini duydun mu?
We're gonna party... and you is probably home to advance.
Nereye? - Neden bahsediyorsun sen?
- What are you talking about?
Tanrı aşkına sana nereye gitmeni söyledim ve sen de tersine gidiyorsun!
Jesus, you ask me where we're going and you turn the opposite bloody direction.
Kutuları nereye sakladığımı hatırlayabilirsem onları, ondan önce sen bulursun.
If I could remember where I hid the boxes, you could get to them first.
Nereye bakıyorsun sen?
What are you looking at?
Nereye gittiğini sanıyorsun sen?
Where do you think you're going?
Ya nereye gidiyorsun sen şimdi?
- Hey, I do not find this ok from you!
Sana yemin ediyorum, nereye gidersen git, ne yaparsan yap daima bu bebeğin hayatının bir parçası olacağım ve ne sen ne de ailen bana engel olabilirsiniz.
I swear to you, no matter where you go, no matter what you do, I'll always be a part of this baby's life, and there's nothing you or your family can do to stop me.
Ama sen ve ben ikimiz de diğer yolların nereye öncülük ettiğini biliyoruz.
But you and I both know where those other roads lead.
Çekil! Nereye gittiğini sanıyorsun sen?
Where do you think you are, the physician?
Nereye gittiğini sanıyorsun sen? Thomsen!
- What do you think you are?
- Nereye gidiyorsun sen? - Nehrin orada bisiklete bineceğim.
Where are you going?
Neyse, sen bu kadar erken nereye gidiyorsun?
Anyway, where you going so early?
Nereye gideceğine sen karar ver
"think wher.e you have to go."
Sen nereye gidiyordun Christina?
Mmm! What about you, Christina?
Kızım sen nereye geldin?
Now dear, where have you got to?
Dede, sen evlenirsen biz nereye gideceğiz.
Grandpa, where will we go if you get married?
Nereye gittiğini sanıyorsun sen? Eve.
Where do you think you're going?
Macellan'25 olsun, 3 buzlu, hafiften de soda ekleyin,... ayrıca telefon numaran peçetede yazarsa, yarın kahvaltıda nereye gideceğimizi sen seçersin.
I'd like a macallan'25, 3 ice cubes, a drizzle of club soda, and if your phone number is on the napkin, just know tomorrow you get to choose where we're going for breakfast.
Sana bakarken gözleri parlıyor ve sen sürekli ona kötü davranıyorsun. Kendini kandırmaya devam et ve seni nereye götüreceğini gör.
You keep deluding yourself and let's see where it leads you.
- Nereye gideceğine sen karar vermişsin.
He said you had to decide where you are going.
- Nereye bakıyorsun sen öyle?
- What are you looking at?
sen nereye gidiyorsun 94
sen nereye gittiğini sanıyorsun 29
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
sen nereye gittiğini sanıyorsun 29
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gittiniz 39
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gidersen git 48
nereye gitmek istersin 48
nereye istersen 53
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gidiyoruz 1074
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gidersen git 48
nereye gitmek istersin 48
nereye istersen 53
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gidiyoruz 1074
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521