Senden translate English
78,753 parallel translation
İki paramedik ve bir yaralı adam senden kaçtı mı?
Two paramedics and one wounded guy outran you?
Senden duymayı hayal ettiğim kelimeler bunlar değil.
These are words I never imagined you would say.
Senden daha fazlasını umuyorum
I expect more of you.
Ben, genç Goodman kahverengi, Senden önce dur Şahidim şeytanla birlikte,
I, young Goodman brown, stand before you with the devil as my witness, and promise to strike down any who seek to impede my destiny.
Senden duymasını istiyorum
I want her to hear it from you
Neden bilmem ama senden hoşlandım.
I don't know why, but I like you.
Şimdi Charlie, senden büyük biriyle konuşurken...
Now, Charlie, is that any way for you to talk to an old...
Senden sadece bir çanta hazırlamanı istiyorum, tamam mı?
I just need you to pack a bag, okay?
Zihnin senden hatırlamanı istiyor.
Your mind wants you to remember.
Ve teknik olarak, hala senin küçük kardeşin olduğumu biliyorum. fakat, biliyorsun, teknik olarak bunları senden daha uzun süredir yapıyorum.
And I know technically I'm still your kid brother, but, you know, technically I've been doing this
Kasabada herkes senden bahsediyor.
You're all this town's talking about.
Senden, fazlasını isteyeceğim.
I need to ask more of you.
Ben de senden aldım.
So I took it out on you.
Senden istediğim şey bir mucize.
What I need from you is a miracle.
Onu artık senden uzak tutamıyorum.
I can't hold them off anymore.
Senden bilgi almaya çalışıyor.
She's running you.
Annemiz öldü, biliyor musun bilmiyorum ama belki senden çok iyi sakladı.
Our mother had just died, and I don't know if you know, but... You know, maybe he hid it really well from you.
Aslında senden almanı istemişti.
I actually think he'd have wanted you to have it.
Avukatıma senden bir şey istemediğimi söyledim sadece temiz bir boşanma istiyorum.
I told my lawyer that I don't want anything from you, I just want a clean slate.
Senden haber almak çok güzel.
It's so nice to hear from you.
Kimse senden bir şey istemiyor.
Well nobody's asking you to.
Onun aslında gerçekten... senin olmadığını düşünürdüm. Sadece senden yeterince alıp, eve gelmeye...
You know, I used to think that he was never really yours, that I was just loaning him to you until he'd had enough and decided to come home, even after you'd gotten married.
Senden hiçbir şey saklamıyorum.
I'm not hiding anything from you.
Bu adamın problemi senden veya... ... benim halledebileceğimden daha büyük.
This man's problem is much bigger than you or I can handle.
Senden iki yaş büyük.
- So two years older than you.
Senden daha iyi olduğumu düşünüyorsun.
You think I'm doing better than you.
Birazda senden bahsedelim.
Let's talk about you.
Çavuş, bu senden daha büyük...
Sergeant, this is bigger than you...
- Ben senden kıdemliyim.
I'm pulling rank.
Senden gelmesi daha iyi olabilir.
They might sound better coming from you.
Bence senden gelmesi de iyi olur.
No, I... I think they'll sound great coming from you.
Doğal olarak senden çok daha fazlasını bekliyordum.
Normally, I'd expect you'd tear into a piece of red meat like that.
Senden gelmesi daha iyi olabilir.
Might sound better coming from you.
Senden daha çok parası var. Bu doğanın kanununa aykırı.
She has more money than you, and that's outside the natural order of things.
Senden gizlediğim için de üzgünüm seni üzdüğümün farkındayım.
But... And I'm sorry that I kept our situation from you. I know it hurt your feelings.
İngilterenin hükümdarlığı için senden başka kimse yok.
There is nobody for England now but you.
Acısını çekmesi kutsaldır ve yeryüzünde senden daha kutsal bir insan yok.
It is divine to suffer and you have more divinity than any man on Earth.
Belki de bu terbiyesizliği senden öğrenmiştir.
Perhaps she learned her disregard of decency from you.
Senden çok bahsederdi. Özellikle son zamanlarında.
Oh, he talked about you a lot,'specially near the end.
Senden hoşlanıyorum, Hap.
I like you, Hap.
Senden n'aber?
You?
Kütüphaneyi senden daha iyi bilen yok.
No one knows the library better than you.
Senden bir konuda yardım istiyorum. Acımı hafifletir misin?
So then, if I just needed one little thing from you to... to ease my agony?
Bir şey olursa kaçamazsam, senden yapmanı istediğim...
If anything happens to me...
Bir süredir senden haber almamıştım.
Haven't had a signal from you in a while.
Senden hoşlanmıştı.
She liked you, you know.
Sanırım senden tamamen tiksinmekle biraz peşin hükümlü davrandım.
Well, I guess it is a little judgy of me to be completely disgusted by you.
Jazzy James ve Nefret Takımı, Kafiye Suçu Yıldızları'topluluğu senden nefret ediyor!
Jazzy James and Hate Squad, featuring the Rhyme Crime All-Stars hate you!
- Neden her bir kararı sorgulamak zorundasın? Belki de senden başka kimse veremediği için.
Because maybe nobody else ever gets to make one.
- Evet. - Senden para almayacağım.
No.
Senden bir ricam olabilir mi, Ned?
Will you do my bidding, Ned?
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
senden hoşlanıyorum 151
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
senden mi 32
senden n 19
senden başka 23
senden bıktım 26
senden değil 18
senden de 20
senden korkuyorum 17
senden korkmuyorum 105
senden bir iyilik istiyorum 18
senden hoşlanmıyorum 60
senden n 19
senden başka 23
senden bıktım 26
senden değil 18
senden de 20
senden korkuyorum 17
senden korkmuyorum 105
senden bir iyilik istiyorum 18
senden hoşlanmıyorum 60