Senden hoşlandım translate English
1,214 parallel translation
Ben de, senden hoşlandım.
I like you, too.
Senden hoşlandım.
Hey, I like you.
Bak Bundy, senden hoşlandım ve sana bunlardan bir çift almak istedim.
Look, Bundy, I like you so I took the liberty of securing you a pair of these.
Senden hoşlandım, Sandra.
I like you, Sandra.
Senden hoşlandım Frank.
I like you, Frank.
Senden hoşlandım Solomon.
I like you, Solomon.
Aman Tanrım! "Senden hoşlandım, hoş olduğunu düşündüm."
Oh my God, oh my God! How could I say "I really liked you and I thought you were cute".. who am I, Marcia Brady?
- Senden hoşlandım Holden.
I like you, Holden.
Senden hoşlandım, Birçok adamım eski hükümlülerden oluşur
Like you, many of my men are ex-convicts.
Senden hoşlandım, Lucas.
I like you, Lucas.
Senden hoşlandım.
Like you.
Dinle, senden hoşlandım.
Listen, I like you.
Senden hoşlandım, Dakota.
All right. Well, um...
Senden hoşlandım, Reg.
I like you, Reg.
Senden hoşlandım.
- I like you.
Senden hoşlandım.
I do like you.
Senden hoşlandım, güçlü bir adamsın.
I like you. You're a powerful man.
Senden hoşlandığıma emin değilim.
I'm not sure if I like you.
Senden çok hoşlandığımı biliyorsun.
You know I'm very fond of you.
Senden hoşlandığımı biliyorsun.
You know I'm very fond of you.
Biliyor musun? Senden hoşlandığımı...
You know about my You know I had
Sana selam bile söylemedim, nasıl senden hoşlandığımı söylersin?
How can you say that I still like you when I didn't even say hi to you?
- Ben de senden hep hoşlandım Mike.
Well, I always liked you...
Senden her zaman çok hoşlandım.
I always liked you so much.
Senden hep hoşlandım Sid.
I always had a thing for ya, Sid!
Bilirsin... - Eskiden senden çok hoşlandırdım.
You know, uh, I used to have a big crush on you.
Pekala, görünüşe göre iyi bir kedi sevdalısısın Sanırım senden çok hoşlandı.
Well, you look like a cat-lover from way back. I think she likes you, too.
Neyse, cuma günü boş olup olmadığımı sordun ama numaramı veremeden ayrıldık. Numaramı verecektim çünkü senden gerçekten hoşlandım ve hoş olduğunu düşündüm.
Anyway, uh, you asked me if I were free on Friday, but we got separated before I could give you my phone number, which I would have because I really liked you and I thought you were cute.
Senden hoşlandığımı sanmıyorum.
I don't think I like you.
Harold, ben de senden çok hoşlandım. Ama bu daha ilk buluşmamız.
Harold, I like you a lot, too, but this is our first date.
Niye senden hoşlandığımı bilmiyorum. Hoşlanıyorum işte.
I don't know why I like you, I just do.
- Left, sanırım senden hoşlandı.
- Fuck him. - Left, I think he likes you.
Senden hoşlandığım için özür dilediğime inanamıyorum.
I'm sorry. I can't believe I'm apologizing for liking you.
- Senden hoşlandı mı?
- Does she like you?
- O senden hoşlandı mı?
- Did she like you?
Senden hoşlandım.
I like you.
İlk gördüğüm an senden hoşlandığımı bilmiyordun, değil mi?
Didn't know I liked you when I first saw you, huh?
Çünkü senden çok hoşlandım.
Because I like you so much.
Senden çok hoşlandım.
I liked you so much.
Tek bildiğim senden hoşlandığım seni yolun kenarında bırakıp bir daha görmemeyi hiç istemiyordum.
All I knew is that I liked you, and that I didn't wanna... leave you there on the side of the road and never see you again.
Misha, senden hep hoşlandım ama korkuyordum... sessizliğinden korkuyordum.
"Misha, I always like you best, " but I was afraid... "afraid of your silence."
Senden hoşlandığımı söylediğimde...
When I said I had a crush on you, you didn't say...
Tacı istiyorum. Senden hoşlandım, Morgan Le Fey.
I want... the crown.
Ben de senden hoşlandım her kimsen.
And I like you...
Seninle sevişmek istediğimden filan da değil ama senden hoşlandığımı hissediyorum.
It's not like I wanna have sex with you, but I do feel like... like l-I like you.
Senden her zaman hoşlandım.
I've always had a little crush on you.
Sanırım senden çok hoşlandı.
I think my Grams has the hots for you.
Senden çok hoşlandım bütün bir günü seninle geçirmeyi çok isterdim ama...
I like you a lot, but there's nothing more I'd rather do than spend the whole day together, but you see, I...
Sanırım senden hoşlandı.
I think he likes you.
Bilirsin, uh, çünkü, biliyorun, Ben... ben gerçekten senden çok hoşlandım, şey gibi, senden çok hoşlandım.
You know, uh, because, you know, I... I really like you a lot, you know, as, like, I like you a lot.
Yani, senden çok hoşlandım, kabul ediyorum.
I mean, I really liked you, okay.
hoşlandım 29
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden ne haber 103
senden önce 17
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden ne haber 103
senden önce 17
sende mi 57
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden n 19
senden başka 23
sende var mı 43
senden bıktım 26
senden değil 18
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden n 19
senden başka 23
sende var mı 43
senden bıktım 26
senden değil 18