Uzun hikâye translate English
867 parallel translation
Çok uzun hikâye.
It's a long, long story.
Uzun hikâye.
It's a long story.
Afedersin! İşte asıl uzun hikâye geliyor!
Now this one... it's a long story.
Uzun hikâye.
That's a long story.
- Uzun hikâye.
- That's a long story.
Çok uzun hikâye.
It's a long story.
Uzun hikâye.
This would take a long time.
- Uzun hikâye.
– It's a long story.
Neyse işte, uzun hikâye.
Well, it's a long story.
- Uzun hikâye.
- It's a long story.
- Uzun hikâye.
It's a long story.
Nasıl başardın? Uzun hikâye.
There's a story in that.
Uzun hikâye.
[Interpreter # 3, In French] it's a long story.
Anlatamayacağım kadar uzun hikâye, neyse...
It's too long a story to tell you now, but...
Uzun hikâye, Felix, ama sonunda Puşkin mucizevî bir şekilde kurtuldu.
It's a long story, Felix, but in the end Pushkin makes a miraculous recovery.
- Uzun hikâye.
- lt ´ s a long story.
Kulaklarım duymuyor. Uzun hikâye.
You have to speak up, sheriff, hearing's gone.
Şey... uzun hikâye.
Well, that's a long story.
Uzun hikâye canım.
- That's sort of a long story.
Bak, uzun hikâye.
Listen, it's a long story.
- Uzun hikâye ve fazla vaktimiz yok.
- It's a long story and we don't have much time.
Uzun hikâye, Yarbay.
It's a very long story, commander.
Uzun hikâye. Millet, bir şey unutmadınız mı?
You dare challenge the will of Garokk?
Uzun hikâye, Bo.
It's a long story, Bo.
- Uzun hikâye.
- Well, it's a long story.
Uzun hikâye.
Oh, it's a long story.
Tamam Josh. Uzun bir hikâye.
Okay, Josh, it's a long story, but all that matters is
Ama sevgilim, bu çok çok uzun bir hikâye.
But, darling, it's a long, long story.
Bu uzun bir hikâye.
It's a long story.
Uzun ve sıkıcı bir hikâye.
It's a long, dull story.
Bu çok uzun bir hikâye.
It would take too long...
Bu uzun bir hikâye.
It's a very long story.
- Bu uzun bir hikâye.
- It's a long story.
- Bu uzun bir hikâye.
- That is a long story.
Uzun bir hikâye.
It's a long story.
Bu uzun zaman önce yaşanmış gerçek bir hikâye.
That was a real story a long time ago.
Bu gece uzun bir hikâye anlatamayacağım. Çok yorgunum.
That can't make a long story, my darling, because I'm very tired.
Hayır aslında kısa hikâye ama uzun zamandır devam ediyor.
No, it's a short story. It's been going on for a long time.
Bu çok uzun bir hikâye, bayım.
That's a long story, mister.
Bu epey uzun bir hikâye, Bayan Ramsey.
It's quite a long story, Mrs. Ramsey.
Uzun zamandır defalarca anlatılan hikâye
It's been told much too much before
Bu kimsenin dinlemek istemediği uzun bir hikâye.
It's a long story, and no one wants to listen.
Ee, uzun bir hikâye.
Well, it's a long story.
Uzun, zor bir hikâye.
Long, difficult story.
- Bu uzun bir hikâye.
It's a long story.
Çok uzun bir hikâye.
It's a long story.
Bu uzun bir hikâye mi?
Shut up and listen.
Evinde iki berduş var. - Bu uzun bir hikâye ve...
You have two derelicts in your apartment.
Bunu da- - Biraz uzun bir hikâye.
Well, that's a long story.
Uzun bir isim ve uzun bir hikâye.
Now there's a long name for you, and a long story.
Aslında iş bitti, ama henüz bitmedi yani aslında çok, çok uzun bir hikâye ama önceleri, yani bu kadar- - Ama şimdi- -
You know, it's done, but it's not really done... but, you know, it's a long, long story... but at first, you know, I didn't think, but now -
uzun hikaye 160
hikaye 41
hikayenin sonu 30
hikaye nedir 24
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
hikaye 41
hikayenin sonu 30
hikaye nedir 24
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
uzun zamandır 69
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
uzun zamandır 69
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18