Yeterli translate English
28,721 parallel translation
Hayır, Baba, orada yeterli ışık yok.
I've been telling you that since I was 12.
Bir İmparatorluk cezaevinden kurtarılmak yeterli bir ödeme değil miydi?
Being rescued from that Imperial prison wasn't payment enough?
Eski dünyanın kocası olmak için yeterli niteliğin var mı?
Do you have what it takes to be a husband of the old world?
Yine de, teklifin yeterli değil.
Still, your offer is not sufficient.
Yeterli.
That's good.
Ve benim gibi bir adam için bu yeterli.
And for a guy like me? That's... that's enough.
Kutuyu açman yeterli.
Just open the box.
- Tanrı olmak için insanları buna inandırman yeterli.
To be a god, you just have to make people believe you are.
Sen peşimden gelip hızımın bir kısmını kullanır ve kendininkiyle birleştirirsin, yeterli hıza ulaştığında da o şeyi Hız Gücü'nün derinliklerine fırlatırsın.
You trail behind me, siphon off some of my speed, combine it with your own, and when you have enough, throw that thing deep into the Speed Force.
- Yeterli hıza ulaştığında haber veririm. - Tamam. Hazır...
I'll let you know when you reach optimal speed.
Sizi bilmem ama gelecekte kızdırdığımız bir hız tanrısı tarafından beynimle oynanması Noel ruhunu öldürmek için yeterli.
- Good, good. I don't know about you guys, but being mind-punked by a speed god that we piss off in the future, it's... it's enough to kill your Christmas spirit.
Bu yeterli.
That's enough.
Basit bir teşekkür yeterli olacaktır.
A simple thank you will suffice.
Bu yeterli bir ceza olmalı.
That will have to be punishment enough.
Bu yeterli.
That's fair.
Bu yeterli mi?
Is that enough?
Kelimelerin yeterli olacağını sanmıyorum.
Nothing we ever say feels like enough.
O aldığını düşünüyor. Bu kadarı yeterli.
She thinks she did, that's close enough.
Bölgedeki bağlantıların, Bayan Hashemi'yi bize yardımcı olması için motive etmek konusunda yeterli olacak mı?
So do you think your contacts in the region are sufficient to motivate Ms. Hashemi to help us?
Hayır, seks yeterli. Almayayım.
Nope, just the sex, thanks.
Mutluluk için bu yeterli mi?
Is that enough for happiness?
Yeterli değil.
That's not enough.
Efendim, Jesse'nin helikopterinin bu süre içinde yeterli alanı tarayabileceğini sanmıyorum.
Sir, I don't think Jesse's helo can cover enough water in the time that we have.
62 dolar kızla dışarı çıkmak için fazlasıyla yeterli.
Yo, yo, yo, $ 62 is plenty enough to go on a date, man.
- Su yeterli.
Uh, tap water's fine.
Biraz sinirlenmesi yeterli.
He just needs an edge.
Reddetmiş olman yeterli bir cevap.
Your refusal is answer enough.
Apple Pay ile hallediliyor, parmağını şu şeyin üstüne koyman yeterli.
They take Apple Pay. You just have to put your thumb on the thing.
Bu onun incinmesi için yeterli, öyle değil mi?
That's enough to get him hurt, isn't it?
Mango yeterli olur.
Mango would be lovely.
Bu bir yer tespit etmek için yeterli miydi?
Would that be enough to pinpoint a location?
Yeterli.
Enough.
Jacob'u annemdan sonsuza dek alabilmek için yeterli para olabilirdi.
It might be enough money. To buy him off my mother for good.
Bu kadar TV yeterli!
Hey, that's enough tv!
Şimdilik bu kadarı yeterli.
For now, that's good enough.
Bu yeterli değil.
Not good enough.
Yemin etmesi senin için yeterli miydi yani?
And knowing what you knew, that was good enough for you?
İkimizin arasında yaşları 14 ile 35 arasında olan üç çocuk var. Bu bize yeterli.
Hell, between us we got three kids aged 35 to 14, and that's enough.
Yeterli zaman yok, millet.
There is a clock on this, people.
Yeterli zaman yok.
There's not enough time.
- Basit bir dildo yeterli.
- Just a basic bunny would be great.
1450 metreden Başkan, 3 saniye görüş alanında olacak. Eğer rüzgar aniden değişmezse yeterli bir zaman.
1,580 yards, line of sight to the President for a full three seconds, wide enough so the wind won't be a surprise.
Reçetesini alıyorsun ve 18 yaşında olman yeterli.
- You get a prescription, you just have to be 18.
Sadece Cooper yeterli.
Just Cooper is fine.
Biliyor musun, lokavt kelimesini duydum, bu kadarı yeterli.
You know, I just heard the word lock out, and that's it.
Bu delikleri birbirlerinden ayrı açmalıyız ki çiçeklerin büyümek için yeterli yeri olsun.
We need to dig these holes further apart, so- - make sure the flowers have room to grow.
Nachiket çok yeterli.
Nachiket is very competent.
İstifan ve ardından gelen soruşturma haberleri yeterli olur, Bay Nimbalkar.
The news of your resignation and an immediate inquiry should be enough, Mr. Nimbalkar.
Erkeklerin bakması için yeterli mi?
What's good for the gander...?
- Yeterli değildi.
It wasn't enough.
- Yeterli.
That's enough.
yeterli mi 69
yeterli değil 114
yeterli değil mi 23
yeter 2697
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yetersiz 30
yeter ama 52
yeterli değil 114
yeterli değil mi 23
yeter 2697
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yetersiz 30
yeter ama 52