Şimdi bak translate English
8,987 parallel translation
Şimdi bak ona.
Look at him now.
Yıllardır vardı ama şimdi bakımıyla meşgul olmam gerek.
Had it for years, but I need to have it taken care of.
- Tamam şimdi bak.
Okay, now look.
- Bak şimdi bak.
Oh. Uh, check this out.
- Yani, şimdi bakınca.
Well, in hindsight.
Şimdi bak bakalım o frekansı alıp yükseltebiliyor musun.
Well, now take that frequency and see if you can amplify it.
Şimdi bakın bir de.
Now look at him.
Şimdi bakıyorum, onunla birliktesin.
And now you're here with him?
Sana şimdi kim bakıyor?
Hey. Now, who's been looking out for you?
Bak S-A-Y-G-I, yapma şimdi bana bunsuz yargı.
R-e-s-p-e-c-t, find out what it means to me.
Bakırı bulacaksak ya şimdi bulacağız ya da hiç. - Son fitili izlemeye mi geldin?
If we're to find copper, it is now or not at all.
- Bak... onu biz öldürmedik, tamam mı? Onu biz öldürmedik. Sana yolda her şeyi açıklayacağım... ama şimdi gitmemiz gerek Tom!
Look... we didn't kill her, okay?
Şimdi şu haline bak.
Now look at you.
O zaman da baktın, şimdi de bakıyorsun.
You looked then and you're looking now.
- Ne demek lan şimdi bu? - Bak.
- What the fuck does that mean?
Bak şimdi, geçen gün buraya geliyor ben motorun üzerinde çalışırken bana yaklaşıyor suratıma vuruyor ve beni tehdit ediyor lan.
Check this out, he comes up here the other day, walks right up to me, I'm working on an engine, gets all up in my face, he fucking threatens me.
Bakın.. - Şimdi?
- what about now?
Bak şimdi burada kendini keşfetme gezisinde.
Who cares? All right, now, he-he's on a journey of self-discovery.
O değil. Bak şimdi.
It's not him, see.
Yine de bak şimdi ne yapıyoruz.
And yet, look at what you're doing now.
Bak şimdi sana ne diyorum.
Not what I called you.
Bakmadığın için arabama çarptın, şimdi konuşurken bana bak.
You didn't see my car when you had to. Now look at me and talk.
Bak Mummyji şimdi gülümser.
Now Mummyji will smile.
Şimdi de olaya açık zihinle yeni bakış açısıyla bakıyoruz.
So we're looking at it with fresh eyes and an open mind.
Bak şimdi şuna.
Check this out.
Bak şimdi, senin için...
Oh, listen, I got you...
Şimdi şuna bir bak.
Now take a look at this. Hmm?
Bakın şimdi, nedenini merak eder oldum.
Now, I wonder why that is.
Cornell tam şimdi senin donlarına bakıyordur, değil mi?
Cornell's going through your underpants right now?
Tamam bak, şimdi kapamam gerek. Tamam mı?
All right, look, I gotta run.
Bütün hayatım boyunca senin için çalıştım ve şimdi nasıl biri olduğuna bak.
I worked for you my whole life and look what's become of you.
Bak, simdi teslim olup parayi geri verirsen... Bak, simdi teslim olup parayi geri verirsen...
Now, look, if you just turn yourself in and give back the money,
Utandım bak şimdi.
Oh, that's just embarrassing.
Şimdi, bak, ne oldu?
Now, look, what happened?
Şimdi git, keyfini bak.
Now go and enjoy yourself.
Şimdi giydiğim üniformaya bak bir de.
I mean, look at the uniform I wear now.
- Onlar hayat çizgileri şapşal. Bak şimdi.
Those are life lines, goofus.
Bak şimdi.
Now, look.
Tanklar, bak şimdi.
Tanks. Look.
Bak şimdi, Lowland maltı var. Bir de Highland, Islay, Campbeltown.
You see, there's the lowland area, Highland, Islay, Campbeltown.
Avro bölgesi ülkeleri bu ülkeleri kimin zayıflattığını ve gözünü korkuttuğunu sorgulamaktaydı. Şimdi bu kelimelerin mazisine bakıp daha birleştirici çözümler bulmanın zamanı.
As the Eurozone continues to be questioned by those who would undermine and threaten it, it is time to look back to those words and find ways to be more united.
Bak, güne hiçbir şey ile başladık, şimdi değeri belki 1000 $ olan ürünümüz var.
Look, we started the day with nothing, now we got maybe $ 1,000 worth of product.
Zoila, bak şimdi, ben...
Zoila, look, look, I...
Bak, serum benim hayatımı kurtardı ama şimdi bu süper havalı güçlerle benimle alay ediyor...
I mean, look, the serum saved my life, but now it's teasing me with super cool powers and...
Bakın şimdi söylüyorum yanlış yeri arıyorlar.
Hey, I'll tell you now. They're looking in the wrong place.
Bak şimdi ne kadar iyiyim.
And look at me now.
Şimdi, bak, önemli değil.
Now, look, it's no big deal.
Bak şimdi, karşında :
Okay, here's what you will get with me :
- Bak, o resmen bir şekilde kardeşini buraya getirtti, onu öldürdü ve şimdi de onun yerini aldı.
- Look, he obviously lured his brother out here somehow, killed him, and now he's taking his place.
Şimdi, rahatlamaya bak.
For... for now, you just get comfy.
Bak şimdi.
And now look.
şimdi bakalım 64
şimdi bakın 38
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
şimdi bakın 38
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30