English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Babam geldi

Babam geldi translate Spanish

649 parallel translation
Babam geldi!
¡ Hola, papi!
Ah, babam geldi.
Ya está aquí mi padre.
Sonra babam geldi ve adamı yere fırlattı.
Entonces entró papá y tumbó a aquel hombre en el suelo.
- Babam geldi mi? - Evet.
- ¿ Ya ha llegado papá?
Babam geldi.
La casa del padre.
- Annemle babam geldi. Babam seni bulmamı istedi, beraber yemek yiyecekmişiz.
Papá me envió a por ti, para que comamos todos juntos.
Babam geldi. - Ne güzel, baban geldi.
- Genial, es papá.
Bakın, babam geldi.
¡ Miren, es papá!
- Babam geldi. - Merhaba, çocuklar.
¿ Entráis aquí como si fuera un bar o qué?
Babam geldi.
- Aquí está.
Suda yüzen noodle ve sebzelere bakarken babam geldi.
Estaba mirando los fideos y verduras que flotaban en el agua, y mi padre se me acercó y preguntó...
- Anne, babam geldi!
Mami, ¡ papá está aquí!
Anne! Babam geldi!
Mamá, ¡ papá llegó!
Babam geldi.
¡ Papá regresó!
Babam geldi! Babam geldi!
¡ Ya llegó mi papá, ya llegó mi papá!
- Babam geldi mi?
- ¿ Ha llegado papá?
Babam geldi!
¡ Es Papá! .
- Anne, babam geldi!
¡ Mamá, papá está en casa!
Herkes öldüğünü düşündü ama babam boğazına durmadan cin döktü... öyle çabuk kendine geldi ki kaşığı ısırdı.
Todos creyeron que estaba muerta, pero mi padre, siguió deslizándole ginebra en la garganta... hasta que se recuperó tan de repente, que dió un mordisco a la cuchara.
Babam dün gece geç geldi.
Papá llegó tarde anoche.
Aklımdan Hindistan geçmişti ama sonra babamın aklına orada havanın yağmurlu olduğu geldi.
- El mal tiempo. Luego quiso ir a la India, pero como era la época de lluvias no pudo.
- Babam ve büyükbabam buraya geldi ve bişeyler yaratmaya çalıştılar. - Bu yolda da öldüler.
Mi padre y mi abuelo vinieron aqui con la intencién de hacer algo con este péramo, y murieron intenténdolo.
- 17 yeni kişi geldi. Babam nerede?
- 17 nuevos. ¿ Dónde está mi padre?
Babam şimdi geldi!
Papá acaba de llegar.
Nereden geldi bu? Evin civarında kavga çıktığı zaman babam bu parçayı çalardı.
La tocaba papá cuando las cosas se ponían feas en casa.
Bayan Sode Bayan Iwa, bir rüyada bana geldi ve Ozawa Usaburo'nın babamızı öldürdüğünün bir yalan olduğunu söyledi.
Srta. Sode, la Srta. Iwa vino a mí en un sueño y me contó que era mentira que Ozawa Usaburo matara a vuestro padre.
Babam geldi!
¡ Es mi viejo!
- Babam mı geldi? - Benden bahsediyoruz! Lafın gelişi dedim.
A mí, idiota.
Oh, babam geldi.
- Ahí viene mi papá.
Babamın öldüğünü düşünmüştüm. Amca dediğim adam aklıma geldi. Onun gerçek babam olduğunu amladım
Creía que estaba muerto, pero era el hombre al que llamaba tío.
Rosario, Babam atıyla geldi.
¡ Rosario, coge el caballo de papá!
Babam kırmızı bornozunu giymiş bana doğru geldi.
Mi padre vino hacia mí con su bata roja.
Annem ve babam, Batı'da bir çiftlikleri olsun isterdi ve ellerinden en fazla bu kadarı geldi.
Bien, mamá y papá querían una granja en el oeste y sólo llegaron hasta aquí.
Bende kalamazsın. Babam Paris'e geldi.
No puedes quedarte, porque me voy a encontrar con mi padre que... está de paso en París.
Bir gece, ben yattıktan sonra Harry, yani babam, aniden eve geldi.
Una noche, después de acostarme Harry, mi padre, vino a casa inesperadamente.
- Babam eve Pazar günü geldi.
- Papá volvió a casa el domingo.
Babamı arıyoruz. Buraya geldi mi?
Buscamos a mi padre. ¿ Ha venido por aquí?
Babamız geldi. Arabayı almış.
¡ Es papá, es papá!
Aklıma babamın not ettiği bir şiir geldi.
Sólo estaba recordando un poema que mi padre conservó.
- Tabi. Babam da geldi.
- Sí, y también mi padre.
Diğer çocuklar ile birlikte babam da dünyaya geldi.
Pero la verdad es... Sin importar los otros niños... Mi padre también nació
- Babam geldi!
- ¡ Papá!
Babam son tatilinde beni görmeye geldi.
Mi padre fue a visitarme a Suiza en las últimas vacaciones.
Birkaç kişi geldi ve babamı alıp götürdü.
Bueno, una gente vino y se llevó a mi padre.
Babam beni görmeye geldi, sonra da bir daha gelmedi.
Mi padre vino a verme, y luego ya no volvió.
Babam aklıma geldi de.
Sólo que estaba pensando en mi padre.
Babam doğru yola geldi ve bizi uyandırabileceği bir düdük yaptı, bizi kahvaltıya çağırıyor.
P.D. El padre ya no pone más obstáculos. Nos despierta cada mañana y nos llama a desayunar con su nuevo silbato.
Babam geldi!
¡ Aquí está papá!
Peki annem ve babam yoksa, doğum belgem nereden geldi?
Y cuando usted tiene los documentos en mi nacimiento Si no tengo un papá, o mamá?
Babam ve annem törene katıldı. Brooklyn'deki iki amcam da törendeydi, Ve Minnie teyzem katılmak için Florida'dan geldi.
Mis padres asistieron, así como mis dos tíos de Brooklyn, y mi tía Minnie vino de Florida.
Babam kaldı bir tek ama o da öldü ve sıra bana geldi
Y despues de el sigue papá Pero papá murió tambien Eso me deja a mi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]