English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Ban

Ban translate Spanish

802 parallel translation
Geline, yemeğe banılmış ilk ekmek lokması verilir.
La primera dádiva para la novia.
Dilencilerin uzaklardan getirdiği süt, sadece ölüm döşeğindeki hastalara ekmeğe banılıp verilmek üzere saklanıyor.
Se reserva su leche para los enfermos graves que mojan en ella el pan que los mendigos traen de lejos y que también se guarda para los enfermos.
Kendi yuvalarından çıkıp çıban başı James'i kovdular mı?
¿ Se revelaron en casa y echaron a esa espinilla de James?
Hala çorbaya ekmek banıyorlar.
Todavía se emborrachan.
- Ban sana haber veririm.
- Te lo haré saber.
Kralik, pastayı kahveye banıyor.
Lo mete en el café, Kralik.
Mal beklemekten kıçımda çıban çıktı. İmperial'a gidip kendim satın alacağım.
Aquí te cansas de esperar, así que me voy a Imperial a comprar sandías.
- Çıban başı.
- La histórica mosca en el mejunje.
- Dış politikanın çıban başı.
- En el mejunje de la política extranjera.
Ban kalırsa Marie Corbin eczanedeki morfinleri aşırıyordu.
Era por mí por quien Marie Corbin hurtaba la morfina de la farmacia.
- Evet, hokus pokus
- A la bin, a la ban
Ban karşı hep kötüydü. Hayat sigortasını bile kızına ödenecek şekilde yaptı.
Hasta el seguro de vida lo tiene a nombre de su hija.
Dünya, baban onun vücudundaki çıbanı ateşle ve demirle tedavi ettikten sonra iyileşti.
"El mundo será curado porque tu padre curó... " ese terrible absceso de su cuerpo con hierro y fuego.
Eklemlerinde şiddetli ağrıları var, parmağında bir çıban çıkmış... ve başı ağrıyor.
Tiene fuertes dolores en las articulaciones, una erupción en el dedo y jaquecas.
Deşelim bu çıbanı.
Atajemos pues por lo sano.
Bunu ban açıklayabileceğini düşünüyor musun?
¿ Puedes explicar eso?
Onu buraya çağırdım, çünkü ban ayardım etti.
Saben muy bien por qué lo he traído aquí, porque me ha ayudado.
Ban New York Longacre 57598'i bağla.
Póngame con Nueva York. Longacre 57598.
Kek, Kek, fırıncı ban iyi bir kek pişir.
Pastel de carne, pastel de carne, panadero, cuéceme un pan tan rápido como puedas.
Eğer istediğin bir şey varsa önce ban sor.
Si alguna vez quieres algo, pregúntamelo antes.
Benim halkım ban itaat eder.
Mi gente obedecer Viernes.
Çıban.
Un forúnculo, jefe.
- İchi-Ban'da bir kızla buluşacağım.
Voy a encontrarme con una chica.
Onu ban verin!
¡ Traédmelo!
Bende bir çıban var, düşündüm ki, hemen onu deşersin.
No, es que tengo una inflamación en cierta parte y usted... puede sacármela.
Sıkıysa ban cesaretin yok deyin bakalım!
Y al que se atreva, le diré dos palabras con éste.
Ban de çok sevimli buldum onu. Ama biraz toplu değil mi?
Sí, es bonita, pero está un poco gorda.
Asla unutamam. Yaprak gibi titremeye başladı, çıban çıkarmaya başladı.
Al instante empezó a temblar, y le salieron manchas rojas.
Ayaklarım çıban ve yara dolu.
Tengo los pies llenos de ampollas y llagas.
Ban bir 5,000 borç verebilir misin?
¿ Puedes prestarme cinco billetes?
♪ Eğer bu aşksa, ban daha fazla vermelisin ♪
Si esto es amor, tienes que darme más.
Ban bir havlu uzat.
Pásame una toalla.
Passy 42-70'i bağlayın.
¿ Oiga? Páseme con BAN-70.
Güzel bir çıbanın var.
Tiene una inflamación de lo lindo, amigo mío.
Afrika'daki her askerde çıban vardır.
Les ocurre a todos los soldados en África.
Madalya almayabilirsin. Ama çok çıban görürsün.
Quizá no gane muchas medallas en esta campaña, pero sí varias inflamaciones.
Kalan herkese çıban sinek ve dizanteri.
A los demás, os basta con inflamaciones, moscas en la carne y disentería en la tripa.
Haydi. Banyo za...
Venga, a bañ...
Çocuk gibi ekmek banıp durmasana artık.
Deja de mojar el pan, que ya no eres un crío.
Ban borcunu bir hafta sonra kaleye vardığımızda ödeyeceksin.
Me pagarás el resto en el fuerte, dentro de una semana.
Ban onun öldüğü söylendi.
Me dijeron que estaba muerto
Galiba çıban başıyım ha?
No es fácil negociar conmigo, ¿ eh?
Onları ban telim edersiniz, kanuna.
Me los entregarán a mí y a la justicia.
Ban nasıl patronluk taslarsın.
No te atrevas a insultarme.
Ban bakarım, ben bakarım.
Yo atiendo, yo atiendo.
- İçeri buyrun. Elinizi sıkamıyorum kedinin çıbanına domuz yağı sürüyordum.
Perdonen que no les dé la mano... pero le estaba poniendo grasa al forúnculo del gato.
Kuroki Gen Katsumura Jun Niida Junjiro Ban Yutaro Satomi Jun Matsuda Noritake Osugi Jun and Jimmy Wang
Kuroki Gen Katsumura Jun Miida Junjiro Ban Yutaro Satomi Jun y Jimmy Wang
Ban tam bir gümüşe mal oldu. Mark'a götürecektim.
Eso costó mucha plata, era para Mark.
Hayır. Şu anda ban... Mızıka çalmayı öğreniyorum.
No, estoy aprendiendo a tocar el ban...
İCHİ-BAN RESTORAN
RESTAURANTE ICHl-BAN
Ban bir sigara ver sevgilim.
Dame un cigarrillo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]