Benim de yok translate Spanish
4,265 parallel translation
- Benim de yok ki.
No tengo perfil para citas online.
Sen benim son ev arkadaşımsın ve kahrolası bir havuzun bile yok!
Eres mi último compañero de casa, ¡ y ni siquiera tienes una maldita piscina!
Ama benim demokrasi anlayışımda keyfe göre kanuna karşı gelmek yok.
Pero en mi visión de la democracia no hay lugar para el desprecio gratuito de la ley...
Benim kendi başıma karar alma konusunda bir sorunum yok.
Bueno, no tengo problemas de tomar decisiones por mí misma.
Benim için teröristten farkın yok kahpe.
Te acabo de convertir en un terrorista, maldito. ¿ Qué tal eso?
Benim de ağırlık sınırlamam yok.
Oye, yo tampoco tengo límite de peso.
Elijah ve Rebekah, benim hakkımda korkunç yalanlar söyleyerek kalbimi kırdı. İstediğim tek şey, Marcel'in Bölge üstündeki kontrol arzusunu yok ederek evimizi bizlere geri kazandırmaktı.
Elijah y Rebekah * * con sus despiadadas mentiras sobre mí cuando todo lo que he hecho es intentar ganar esta batalla del control de Marcel sobre el barrio para reclamar nuestro hogar.
Eğer seni kurtarmak benim buradan çıkamamam anlamına geliyorsa,... benim için sorun yok.
Si salvarte significa no salir de aquí, me parece bien.
Emlak işinde ki son gelişmeler benim bilgisayarın erişimi yok.
Cifras de última hora para el desarrollo inmobiliario. Mi ordenador no tiene acceso.
Tekrar söylüyorum, benim ne başkanınızın ne de başka bir başkanın hayatıyla ilgili bir planım yok.
Una vez más, no tengo nada que ver con la vida de su presidente. No tengo interés en la vida de ningún presidente.
- Benim hakkımda bir şey bildiğin yok.
No sabes nada de mí.
Benim de gölgem yok.
Yo también lo he hecho.
Sen New York'u biliyorsun, benim de GPS'im yok.
Tú conoces Nueva York y no tengo GPS.
Benim yıllarım yok.
No dispongo de años.
Onun için bir sakıncası yoksa, benim için de yok.
No me importa si a ella no le importa.
Benim için ne kadar önemli olduğun konusunda hiçbir fikrin yok.
No tienes idea de lo mucho que significas para mí.
Penelope benim Fair Haven'daki fotoğrafımı buldu ve orada tuhaf derecede tanıdık gelen bir kızlayım ama annem onun kim olduğunu söylemiyor ; geçmişten konu açıldığında nasıl davrandığını biliyorsun. Ben de düşündüm ki anneme ihtiyacım yok. Ben bir araştırmacıyım.
Penélope encontró esta foto mía en Fair Haven, y estoy con esta pequeña quien me parece extrañamente familiar, pero mamá no quiere decirme quien es ; ya sabes como se pone sobre el pasado, así que pensé, oye, no necesito a mamá,
Evet ama benim yüzümden oğlunu tekrar görmek için olan tek şansını yok ettin.
Sí, pero por mi culpa, destruiste tu única oportunidad de volver a ver a tu hijo.
Neredeyse benim için dünyadaki en değerli şeyi yok edecektim.
Estuve a punto de destruí la cosa más preciosa en el mundo para mí.
Bak, kimse bu herifi benim kadar iyi tanımıyor, bu da demek oluyor ki kimsenin onu durdurmak için benim kadar şansı yok, tamam mı?
Mira, nadie conoce a este hombre mejor que yo, lo que significa que nadie tiene mejor oportunidad de capturarlo que yo, ¿ sí?
O nedenle de benim kaybedecek hiç bir şeyim yok, ama senin kaybedecek çok şeyin var.
Así que no tengo nada que perder, pero tú, puedes perderlo todo.
Benim evlatlık çocuğum olmasının imkanı yok.
No hay manera de que pueda ser mi hijo de acogida.
Ailenin yok ettiği her sorun içinde sıkışmış durumda mutasyona uğruyor, birleşiyor ve Mara ile benim hayal edebileceğimizden bile daha ölümcül bir hâle geliyor.
Cada problema que tu familia erradicó, combinándose, convirtiéndose en algo más mortífero de lo que Mara y yo podríamos haber imaginado.
Rayna, albüm satışlarımı arttırmak için ölüme yakın bir deneyimim yok benim.
Rayna, yo no he tenido una experiencia cercana a la muerte para aumentar las ventas de mi disco.
Burada dönen kameralar yok ama eski fan grubuma hitap edebilecek birine ihtiyacım var, Böylece yeni parçalarımla yola devam edebilirim. Ve sen de kelimenin tam anlamıyla benim şarkılarımı... söylediğin için...
Aquí no hay cámaras grabando, pero, necesito a alguien que le guste a mi antigua base de fans, para que yo pueda sacar mi nuevo material, y dado que literalmente estás cantando mis antiguas canciones...
Bazılarının aksine, Martin'in tavsiyelerine ihtiyacım yok benim.
A diferencia de algún otro, no necesito a Martin como consejero.
Benim apartmanda çamaşır makinesi yok da havuz da tabii.
Mi edificio no tiene un servicio de lavandería. - O una piscina.
Benim beni olduğumdan en az 5-7 yaş genç gösterecek yeni prosedürlere, dolgulara modern şekil verme ve germe tekniklerine karşı bir ilgim yok.
No tengo interés en ningún procedimiento nuevo o relleno o escultura de vanguardia y técnica de elevación que puedan hacerme ver de cinco a siete años más joven con un tiempo de recuperación mínimo.
Gitmeyecek benim çocuğum onun hiçbir suçu yok!
¡ Mi hija no irá a ningún lado! ¡ Ella no tiene la culpa de nada!
Benim için ne ifade ettigine dair hiçbir fikrin yok.
No tienes... ni idea de lo que has significado para mí.
Kendi mikroplarımla sorunum yok benim ama sen ve diğerleri bana temizlik nutku çekemezsiniz. Kedi kumları bile daha temizdi.
Me llevo bien con mis propios gérmenes, y tú mejor que nadie, no deberías hablar de la limpieza de nadie.
Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki, gidecek başka yerleri yok.
Bueno, usted sabe tan bien como yo, no tienen ningún otro lugar adonde ir.
Sen de yapabileceksen benim için sorun yok.
Puedo hacer eso si tú puedes.
Artık sen ve benim Gotham'ın yok oluşunu izlemek için önden yerlerimiz var.
Tú y yo tenemos ahora asientos en primera fila para ver el final de Gótica.
- Müdürüm benim de riske edecek bir kariyerim yok.
Capitán, yo tampoco arriesgo nada.
Benim de ihtiyacım yok aslında ama.
Yo tampoco la necesito.
Benim yazar halim deli biri olabilir çünkü konu seçmeye nasıl başlayacağıma dair bile bir fikrim yok.
Bueno, yo como escritora puedo ser un persona loca. Porque no tengo ni idea de como ni siquiera empezar a escoger un tema.
Benim için Sebastian Marlowe hakkında sağlam araştırma yapmanı istiyorum. Kamusal alanda hakkında hiçbir bilgi yok.
Apenas hay información suya de dominio público.
Sana karşı o anlamda ilgim yok benim.
No me interesas de esa manera.
- Yok yahu, keyfim gıcır benim.
Yo estoy fuera de esto.
Benim bir listem yok, yani başlı başına.
Yo no tengo una lista, de por sí.
Yani kaltak annem, evde benim çocuklarımı yetiştirirken benim burada başkalarının çocuklarıyla ilgilenmem de hiç sorun yok tabi.
Sí, está bien que me pase los días cuidando de los niños de otra gente mientas los míos los cuida la guarra de mi madre.
Diyeceğimi dedim ben. Silahım falan yok benim ve düğünde ölmüş bir adam hakkında da bilgim yok.
Ya os lo he dicho, no tengo una pistola, y definitivamente no sé nada de un tío muerto en una boda.
Grissom bir konferansta olduğu, Ve yok yetkisi, bu nedenle bu durumda artık günlük vardiya için aittir. Benim için.
Grissom está en una conferencia, y tú no tienes autoridad, así que este caso pertenece al turno de día.
- Şirket dışında başka ilgi alanlarım var. - Benim yok.
Tengo otros intereses fuera de esta compañía.
Ama benim parmaklarımı izlemeliler bedenim ve esntrümanım mükemmel bir uyum içinde çaba göstermeye gerek bile yok... sadece birisi.
Pero deberían haber mirado mis dedos en las teclas... mi cuerpo en perfecta sincronización... una extensión de mi instrumento... ningún esfuerzo, sólo éramos uno.
Sen beni bilmiyorsun, ama benim senin hakkında bilmediğim bir şey yok.
Tú no sabes quién soy, pero lo sé todo acerca de ti.
Bunun farkındayım ama yeni emirlere veya ültimatoma ihtiyacım yok benim.
Estoy consciente de eso, pero no necesito más órdenes o ultimátums.
Cidden gün boyunca burada oturup benim yazı yazmamı izlemekten başka yapacak daha iyi bir işin yok mu?
¿ De verdad no tienes nada mejor qué hacer que estar ahí todo el día y observar como escribo en cursiva?
- Benim için öyle biri yok artık.
- Ella ha dejado de existir para mí.
Yok bu benim "Pretty Little Liars" hayran kurgum *.
No, este es mi fanfiction de "Pequeñas Mentirosas".
benim de 449
benim de var 55
benim değil 350
benim de öyle 78
benim demek istediğim 24
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
benim de var 55
benim değil 350
benim de öyle 78
benim demek istediğim 24
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26