Ben onu translate Spanish
29,551 parallel translation
Ben onu asla affetmeyeceğim.
Nunca lo podré perdonar.
Evet tamam. Ben onu alırım.
Sí, vale, recógela.
Ve ben onu mahvettim.
Y yo arruiné eso.
Ben onu 1.2 milyon yapayım. Ne dersiniz?
Lo rebajaré a 1,2 millones. ¿ Qué dice?
Ama ben onu sıradan bir adam olarak seviyorum.
Pero yo lo amo como un hombre corriente.
Ben onu rüya sanmıştım!
Pensé que era un sueño.
Korkarım ki ben onu çıkarana kadar tepetaklak olabilir.
Me temo que podría quilla más antes de que lo baje
Ben onu suç hayatından kurtardım, tıpkı diğer çalışanlarım gibi.
Lo rescaté de una vida de pecado, igual que a todos los demás que trabajan para mí.
Ben onu beklerim.
Lo esperaré.
Ben onu görmedim.
Bueno, yo no lo vi.
Ben onu Martha'ya götürürüm.
Yo le llevaré eso a Martha.
Babamın ona asla inanmayacağını biliyordum, bu yüzden onu ben öldürdüm dedim.
Sabía que mi padre nunca le creería, entonces... Le dije que yo lo maté.
Ben BM'liyim.
soy de ONU.
Ben de onu düşünüyordum.
Estaba pensando en eso.
Altı sene önce Will Gardrner'dan bir sesli mesaj aldın ve ben de onu sildim.
Hace seis años, que recibió una llamada de Will Garner, en su buzón de voz, y yo borré.
Sen, onu koruyabilirsin. Ben koruyamam.
Tú puedes protegerla, y yo no.
Onu ben çaldım.
Lo he robado.
Onu ben bulurum.
Ya lo entenderé.
Onu ben öldürmedim.
Yo no la maté.
- Tamam mı, onu ben ikna ettim.
¿ de acuerdo? , yo lo metí en esto.
Devletin ödediği para o kadar iyi olmasaydı ben de onu sokağa atardım.
Si el dinero del estado no me hubiera venido tan bien, yo también la hubiera echado.
Ben de onu diyorum işte. Zarfta ne var görmek ister misin?
Justo a eso me refería. ¿ Quieres ver qué hay en el sobre?
- Ben de onu sordum ama söylemedi.
Eso es lo que pregunté.
Ve maalesef oğlumu da uyandırdım ve onu tekrar uyutmaya çalıştım ama işe yaramayınca ben de Good Morning Magic Sunshine'ı yazdım.
Por desgracia, me desperté a mi hijo, y traté de hacerle volver a dormir, y cuando no funcionó, escribí "Buenos Días Magia Sunshine".
Ben de "Yapacağımız her şey D'Amato'nun, tekrar onu araştırdığımızı anlamasına neden olur" dedim.
Y le digo, "es cualquier cosa... que haga saber a D'Amato que lo investigamos".
Sen Stefan'a onu Rayna'dan kurtarmanın bir yolunu bulacağını söyledin. Ben de Caroline'a bu işi batırmana izin vermeyeceğimi söyledim.
Le dijiste a Stefan que lo sacarías del problema de Rayna y yo le dije a Caroline que me aseguraría que no lo arruinaras.
Onu ben öldürmedim.
Yo no le maté.
Vedalaşmaya hazır olduğunuzda ben gelip onu alırım.
Vendré por él cuando estén listos para decir adiós.
Bana nasıl yaşanacağını öğrettiniz ve şimdi ben size nasıl ölünür onu öğreteceğim.
Me habéis enseñado a vivir, y ahora... ahora os voy a enseñár como se muere.
Ben de onu yapmak istiyorum.
Yo también quiero eso.
O kadına değer veriyorsan ben ne dersem onu yapacaksın.
Si en algo te importa esa mujer... harás todo lo que yo te diga.
Onu ben alayım.
Lo llevaré a ver.
Onu ben evime alacağım.
Yo lo llevaré a casa.
Başından beri onu takip ediyorum ben.
Me estado siguiendo nuestro hombre todo el tiempo.
Ben... Ben günlerdir onu kullanmıyorum.
Hace días que no uso la patrulla.
Bones, onu dövceğimi söylemiyorum sadece dövmeyi düşünüyorum ben de bu geceki maç hakkında biraz düşünüyorum izlemeyi mi düşünüyorsun?
Bones, no dije que iba a golpearlo, simplemente me gusta pensar en ello, eso es todo. He estado pensando en algo sobre el partido de esta noche. - ¿ Pensaste en no verlo?
Onu havaya uçurmalısınız yoksa ölürsünüz ve ben de ölürüm.
Tendrán que abatirlo, o les matará y me matará.
Ben de onu profile örnek olarak kullandım.
Así que lo usé como un modelo para el perfil.
Onu tanıyordum, fakat ben yemin ederim onu öldürmedim.
Lo conocía... pero le juro que no lo maté.
Böyle iyi mi? Bırak, onu ben daha sonra hallederim.
No se preocupe, lo recogeré después.
Bana aşkını ilan etti, ben de onu beğeniyorum.
Ha declarado su amor por mí, y le aprecio.
- Ben koşarken onu oyala! - Nasıl?
- ¡ Distraedle mientras yo corro!
Onu sonra ben yazarım.
Yo la escribiré.
Onu bu işe ben soktum.
Yo la metí en todo esto.
Gabriel bu, onu ben çağırdım.
Es Gabriel. Yo le he llamado.
Ben de onu çok seviyorum.
A mí también me cae muy bien.
Onu ben de görüyorum.
Yo también lo veo.
Ben de onu çok özledim.
Yo también le echo de menos.
Onu tırmanışta ben taşırım.
Te guardaré eso mientras subes.
Tıpkı o Y-wing'den kurtarıldığı gibi şimdi onu ben kurtaracağım.
Al igual que él fue rescatado en aquel caza Ala-Y, yo estoy siendo rescatado ahora.
Onu ben alayım.
Dame eso.
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
onur 51
önünde 25
onun 448
ben onun 17
ben onun karısıyım 17
ben onun annesiyim 16
ben onun babasıyım 28
ben onunla konuşurum 28
ben onunla ilgilenirim 52
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onun neyi var 30
onu bul 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onun neyi var 30
onu bul 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu buldun mu 57
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu buldun mu 57