Benden değil translate Spanish
2,252 parallel translation
- Ama benden değil.
- Conmigo, no.
Benden değil.
No, no fui yo.
Hayır, bilmiyorum... ama o bebek benden değil.
No sé cuán difícil sería eso... pero no es mi bebé.
Benden değil salak herif.
No conmigo, idiota.
Jesse benden bahsetmedi, değil mi?
Jesse no te contó sobre mí, ¿ verdad?
Diğer tarafta Harvey pek çekici değil, benden yaşlı...
Harvey, por otra parte, No es muy seductor, Es un poco mayor,
- Kimse benden daha yakışıklı değil.
- Nadie es más guapo que yo.
Fakat onun benden hoşlandığı kadar değil.
Pero no, me parece, tanto como yo a él.
Benden nefret ediyorsun, değil mi?
Me odias, ¿ verdad?
Bana söylerdin, değil mi? Benden saklamazdın.
No me lo ocultarías
Sorun vakıftan değil muhtemelen benden kaynaklanıyor.
No es por la causa, soy yo seguramente.
Ben ayrıldığımızı... benden ayrıldığını sanıyordum, öyle değil mi?
Pensé que nos habíamos separado. Tú me dejaste, ¿ no?
Şimdi de benden pisliğini temizlememi istiyorsun değil mi?
esperas que lo limpie ahora...! ¿ no no?
Bu bir suç değil, ama benden bir şeyler öğrenebilirsin, Brando.
No te ofendas, pero probablemente podría aprender algo de mí, Brando.
İnsanlar gelip benden bir şeyler yapmamı istiyorlar bende yapabileceğimi söylüyorum çünkü hiç biri gerçek değil.
Es sólo que a mucha gente me han estado pidiendo que hagan las cosas Y pensé que estaba bien porque no era real, ¿ sabes?
Size söyleyeyim, Bu adam hiç iyi değil Çok çalışıyor. Benden söylemesi.
Él no está bien del todo, y trabaja mucho, yo digo.
- Benim için sorun değil zorluğu hazırım ve benden harika ama harika bir baba olacak.
Estoy preparado para el reto y Voy a ser un gran gran padre.
Sırf bende pahalı kitaplar yok diye benden çok biliyorsunuz demek değil.
Porque yo no tenga libros caros no significa que sepas mas que yo.
- Bu sadece benden dolayı değildi, değil mi?
- ¿ no fue por mi, no? - No seas estúpida.
Benden iyi oldugunu dusunuyorsun. Öyle degil mi, Cruz?
¿ Crees que eres mejor que yo, no, Cruz?
Benden istediğin şey Lysanor, kaderimizde yazılmış değil.
Han pasado muchos años cuando nos salvaste.
Pek mümkün değil ; benden daha fazla kurabiye alan bir isim söyleyin sıkıyorsa.
No es probable. Nombren alguna persona que ordene más cookies que yo.
- Benden iyi dans ediyor, değil mi?
- Es mejor que yo, ¿ verdad?
Yağmurun yağması umurumda değil, benden bu kadar.
No me importa que esté lloviendo. Estoy harto.
Tipik ben işte. Seksi olmasam benden hoşlanmazdın bile değil mi?
Vaya, ni siquiera te gustaría si no fuera atractiva, ¿ verdad?
Ve bunun sebebi onu sevmediğimden veya İngilizce konuşamamasından değil. Çünkü benden çok daha iyi konuşuyor.
Y no es porque ella no me guste, y no es porque no hable inglés, porque lo habla, mucho mejor que yo.
Senden benden farklı değil.
No es distinto a ti o a mí.
Benden utanmıyorsun, değil mi?
No estás avergonzada de mí, entonces?
Bunu, benden hıncını almak için yapıyorsun, değil mi Walt?
Solo estás haciendo esto para enfurecerme.
Yani, benden çok şey bekleyemezsin, öyle değil mi?
No soy la candidata ideal, ¿ o sí?
- Aynı şey değil. Tanrım, George. Ne istiyorsun benden?
Cristo George que quieres de mi..?
Benden küçük sırrını, çalıştığın insanlara anlatmamı istemezsin, değil mi?
Bueno, no querrás que le cuente a todos aquellos con los que trabajas tu secretito ¿ verdad? Mira, no quiero hacerlo.
Benden umudu kesecek vakit değil Paul.
No te desmorones ahora, Paul.
Yine de, eger benden çaldıgını ve, iki adamımı öldürdüğünü öğrenseler ne düşüneceklerini merak ediyorsun, değil mi?
Sin embargo, uno se pregunta qué pensarían si supieran que había robado mi chip y mataron a dos de mis hombres.
Eğlenmediğimden değil ama oynadığın küçük oyun... kendini Caprica'lı gibi göstermeye çalışman, ve askeri kontratı benden almaya çalışman.
Esto no quiere decir que no he estado disfrutando del pequeño espectáculo has estado dando... haciendote pasar por Capricano, para tratar de quitarme el contrato militar.
Benden öç almayı o kadar çaresizce istiyorsun ki her şeyi yapabilirsin, değil mi?
Estás tan desesperado de vengarte de mí que dirías o harías cualquier cosa, ¿ verdad?
Şu an benden güvenmemi istemeniz için pek iyi bir zaman değil.
Sí... No es el mejor momento para que me pidas que confie en ti.
Aslında bu yetenekle, benden iyi gazeteci olurmuş, değil mi?
En realidad, sólo quería un autógrafo.
Benden istediğinin imkânsız olduğunu biliyorsun, değil mi?
Te das cuenta que lo que me estás pidiendo que haga es imposible, ¿ verdad?
Benden değil!
No es mi bebé.
Benden nefret ediyorsun, değil mi?
Me odias, ¿ no?
Benden hoşlanmamanız umurumda değil giyimimden hoşlanmamanız da umurumda değil ama Danny'yi incitmem.
No me importa si no te gusto, o si odias como me visto, pero no voy a hacerle daño a Danny.
Ve herkes benden ellerini sıkmamı her şey normalmiş gibi davranmamı bekliyor. Ama normal değil.
Y ahora todos esperan que les de la mano y que finja que todo es normal pero no lo es.
Varro'yu benden aldığından beri böyle bir şey söz konusu değil.
No existe alguno. No desde que Varro me fue quitado por tu mano.
Sen de benden utandın, değil mi?
¿ Se avergüenza de mí?
Mükemmel! Benden olsun sorun değil.
Me voy con tigo, vamos a ver.
Biz derken benden bahsediyoruz değil mi?
"Nosotros" significa "Yo", ¿ verdad?
- Evimizde, benden gizli değil.
- En nuestra casa, no a mis espaldas.
Onu senden aldılar, benden değil.
A vos te creen. A mí, no.
Benden endişeleniyor, senden değil.
Yo soy la amenaza para él, no tú.
O özelliğini benden aldı, bilmiyorsun değil mi?
Sabes que lo obtiene de mi, ¿ no? , la música.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66