Benimle değil translate Spanish
2,791 parallel translation
Ama benimle değil ve ben bugün, ikinizden de buraya gelmenizi istedim.
Pero no a mí, y yo pedi que los dos vinieran aquí hoy.
- Benimle değil, Merc'le.
Conmigo no. Con Merc.
Benimle değil.
No conmigo.
Geçen gün dediklerimi duyduğunda sana aptal demiyordum... Senin Dutch'a taşınmanın aptalca olduğunu söylüyordum çünkü benimle değil de onunla olduğun için seni kıskanıyorum.
Cuando me escuchaste el otro día, no te estaba llamando estúpida, estaba diciendo que es estúpido... que te mudases con Dutch, porque... estoy celoso de que estés con él y... y no conmigo.
Eğer önce benimle değil de, onunla tanışsaydın, eminim ona ilk görüşte aşık olurdun.
Si no me has conocido primero, pero si la conociste antes, seguro que te enamorarás de ella a primera vista.
Üstelik benimle değil, İpek'le birlikteydin!
Y usted deberia estar con Seda, no yo!
Artık benimle değil.
Ya no están conmigo.
Ve eğer Louis olmasaydı, Chuck'la olurdu, benimle değil.
Y si no estuviera con Louis, estaría con Chuck, no conmigo.
Benim kim olduğum önemli değil benimle konuşmak..
Olvídate de quien soy y dime... El puesto para el que has sido elegido...
Hiç durmazsınız, değil mi? Benimle gelmesi gerek.
Ustedes no se cansan, ¿ verdad?
Çok büyük bir şey değil ama programlar şehir dışında ve umuyordum ki benimle birlikte gelmek istersin.
Nada importante pero están fuera de la ciudad y yo esperaba que tú vinieras conmigo.
Sonra benimle anneni görmeye geleceksin değil mi?
Entonces, ¿ vendrás a ver a tu madre?
Peter benimle çalışmayı seviyorsun, değil mi?
Peter... ¿ te gusta trabajar conmigo, no?
Bu olay, senin benimle takılmak istemen değil.
Esto no se trata de que quieras pasar el rato conmigo.
Bu savaşta benimle misin, değil misin?
¿ Estás en esta lucha o no?
Onun benimle çalışmasını istedim, senin değil!
¡ Quería que trabajara conmigo y no contigo!
Niye tuhaf olsun? Arkadaş değil miyiz şunun şurasında? Ben seninle Wyatt hakkında konuşabilmeliyim sen de benimle çıktığın kişiyle ilgili rahatça muhabbet edebilmelisin.
Debería ser capaz de hablarte de Wyatt, y tú deberías ser capaz de hablarme de quienquiera que sea con quien sales.
Evlilikten çekindiğini biliyorum bence çok normal bir durum ama benimle yatmak buna çözüm değil.
Ya... ya sé que estás empezando a arrepentirte, lo que es totalmente normal, pero acostarte conmigo no es la respuesta.
Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?
Te estás quedando conmigo, ¿ verdad?
Peki, sana yardım edersem benimle bir oyun daha oynayacaksın, değil mi?
¿ Si ayudo, jugaras conmigo otra partida?
Benimle temasa geçmelilerdi, onunla değil.
Deberían haberme contactado a mí, ¡ no a ella!
34 senedir benimle yaşıyor, yalnız falan değil!
Llevamos 34 años juntos. No está sola.
Benim gibi bir enayinin geldigini gordun, ve benimle bir kere degil iki kere oynadin.
Veis entrar un idiota como yo y no me la jugáis una vez, sino dos.
Bu benimle onun arasında, değil mi?
Bueno, eso queda entre ella y yo.
Benimle o şekilde ilgilenmiyor. Henüz değil.
No le intereso de esa manera.
Bu benimle ilgili değil, imanla ilgili.
Ahora no se trata de mí, se trata sólo de la fe.
Bu benimle alakalı değil, ama önden ben çıkarım, her zaman.
Y esto no es por mi, pero yo siempre guio... siempre.
Bunlar benimle ilgili bir rapora girmeyecek değil mi?
Ésto no acabará en una especie de informe sobre mí, ¿ verdad?
Benimle dalga geçiyorsun değil mi?
Te burlas de mí, ¿ no?
- Bu, Sam ve benimle ilgili değil.
Claro que sí.
Bugün benimle ya da mutlu, parlak hayatımla ilgili değil.
Pero mira, hoy no es sobre mí y mi brillante y feliz vida.
Bu olay benimle ilgili değil.
Esto no es sobre mí.
- Benimle Masterchef'i izleyeceksin, değil mi?
¿ Quieres ver Masterchef conmigo?
- Benimle konuşmalıydı, seninle değil.
- Debería hablar conmigo, no contigo.
Gerçi, benimle aynı fikirdesin, değil mi?
Ud. está de acuerdo conmigo, ¿ cierto?
Benimle çıkmak istemese neden biriyle çıkıp çıkmadığımı sorsun ki, değil mi?
¿ porqué le preguntaría si estaba soltera a menos que quisiera preguntarle si quería salir con ella ¿ verdad?
Benimle ilgili değil.
No sobre mí.
Benimle oynuyorsun, değil mi?
Estás jugando conmigo, ¿ no?
- Benimle çıkmaz, değil mi?
Pero probablemente no saldría conmigo, ¿ cierto?
Ama bu benimle ya da seninle ilgili değil.
Pero esto no se trata de ti o de mí, ¿ verdad?
Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?
Estás bromeando, ¿ no es así?
Derek benimle çalışmak istemiyor, değil mi?
Derek se niega a trabajar conmigo, ¿ verdad?
Janet'ın zoru benimle, seninle değil.
Janet tiene un problema conmigo, no contigo.
- Kafa buluyorsun benimle, değil mi?
- Bromeas, ¿ verdad?
Benimle şimdi konuşmak zorundasın değil mi?
Tienes que hablar conmigo ahora, ¿ no es así?
Ama bu benimle ilgili değil.
Pero esto no es sobre mi
Belki ana bağlantı noktasından benimle senkronize olursan daha hızlı olabilir. Dediğimi anlıyorsun değil mi?
Puede ser más rápido si se sincroniza conmigo desde el puerto de babor.
Anne, bu sizinle ilgili değil. Benimle ilgili.
Mamá, esto no es sobre vosotros.
Müvekkilimle değil benimle konuşun, Bay Specter.
Por favor diríjase a mí y no a mi cliente, Sr. Specter.
Bu benimle alakalı değil, Clay.
Esto no se trata de mí, Clay.
Benimle dalga geçiyorsunuz, değil mi?
, ¿ caballeros? ¿ Me están tomando el pelo?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56