English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Benım

Benım translate Spanish

348,485 parallel translation
Siz elinizi temiz tutun, yasal riski ben alayım.
Os laváis las manos, y me dejáis todos los riesgos legales a mí.
Ben de Major için aynı kararı vermek zorunda kaldım.
Es la misma decisión que tuve que tomar con Major.
Ben çağırmadım.
Yo no.
- Görünüşe göre ben çağırmışım.
Parece que yo sí.
Ben arkadaşınım.
Soy tu amiga.
Güzel zira ben kazandım.
Qué bien, porque ganaré.
Ben de bir parçasıyım.
¡ Soy parte de ella!
Ben de simülasyonun bir parçasıyım.
¡ Soy parte de la simulación!
Aynı soruyu ben de sana sorabilirim ve soracağım.
Podría hacerte la misma pregunta. ¡ Y lo haré!
- Ama ben o zamana toz olacağım. - Toz mu olacaksın?
- Para entonces, ya me habré ido.
Albay, onunla ben konuşayım.
Coronel, deje que hable con ellos.
Teşekkürler Doktor ama ben kendi planımı tercih ederim.
Gracias, Doctor. Pero... creo que prefiero mi plan.
- Açıkçası ben zaman ve uzayda dolaşan gizemli seyyahım ve Doktor Who olarak bilinirim. Bunlar da kölelerim ;
Bueno, yo soy la misteriosa aventurera en todo el tiempo y es espacio, conocida como el Doctor Who, y estos son mis desechables...
Ben insanım.
Yo soy humana.
Evet de anlamadım ben.
Sí, no lo entiendo.
- Ben mi? Yok canım, asla.
Nunca.
- Ben yukarıda bulundum. - Bir ahbabım var, yardımcı olabilir.
Yo he estado arriba, tengo un amigo allí, podría ayudar.
Bir kadına dönüşeceğimi söylüyorsun ama olayı hatırlamıyorsun bile, öyle mi? - Şu an ben kadın mıyım?
¿ Quieres decir que me voy a convertir en una mujer, y tú ni siquiera recuerdas que pasó? - ¿ Soy una mujer ahora?
"Hayır, ben olmayacağım!"
No, yo no. "
Ben de yakında kadın olacağım, var mı vereceğin bir tüyo?
Yo voy a ser una mujer, muy pronto. ¿ Algún consejo?
Ama elimden gelenin en iyisi bu ve ben bunu yapacağım.
Pero es lo mejor que puedo hacer, así que lo voy a hacer.
Yazılım için sağ ol, buradan sonrasını ben hallederim.
Gracias por todo el software, yo lo tomaré a partir de ahora.
Weckler trafik kazasında ölen karısının halüsinasyonunu görüyormuş ve ben de şimdi suçlu olduğunu sandığım ama aslında gizli görevdeki bir polis olan eski sevgilim Drake'i görüyorum.
Weckler solía tener visiones de su mujer a la que mató en un accidente de coche, y yo ahora estoy viendo a Drake, mi exnovio, quien pensé que podría ser un criminal, pero que en realidad era un detective de policía encubierto. ¿ Está aquí?
Ben de Noel Baba'yım ve beni buradan çıkarırsan en vahşi hayallerinin bile ötesinde olan bir hediye veririm.
Yo soy Papá Noel, y si me sacas de aquí, estoy preparado para darte los regalos más allá de tus sueños más salvajes.
Ben kralla arkadaşım, tamam mı?
Mira, soy amigo del Alto Rey, ¿ sí?
Ben senin hayatın değilim. Eminim ki o sıkıcı Lorialı sürtükler beni görünce kendilerini tatmin ederler. Çünkü çok akıllı ve... özgürlüğüne düşkün bir kadınım.
No soy tu cariño y estoy segura de que puedo hacerlo mucho mejor que tus aburridas putas lorianas, porque soy muy inteligente, una mujer muy liberada y cuando me propongo algo, no paro hasta dominarlo.
Ama ben çalışmadım.
Pero no he estudiado.
Ölüyüm ama ben bile çalıştım.
Hasta yo estudié y estoy muerta.
Ben de memnuniyetle yardım ederim.
Y yo feliz de ayudar.
İyi ki ben varım o zaman.
Por suerte, me tienes a mí.
Bunu ben başlatmadım.
No lo inicié. No.
Ben almadım!
¡ No la tomé!
Ben yaptım.
Fui yo.
Ben de şimdi senin sürgününün kurbanı mıyım?
¿ Así que ahora soy víctima de tu destierro?
Ben mi sana kazık attım? !
¡ ¿ Yo te traicioné?
Oğullarım yıllardır büyük hatalar yapıp duruyorlar ve ben onlara sırtımı hiç dönmedim.
Mis chicos han cometido errores de los grandes con los años y yo jamás les he dado la espalda.
Hanımefendi, yemin ederim ben hiçbir şey yapmadım, tamam mı?
Señora, se lo juro, no he tenido nada que ver, ¿ vale?
Ben de yemeği hazırlamaya başlayayım.
Empezaré con la cena.
Şunu temizlemek için bir şey bulayım ben.
Voy a por algo para limpiar eso.
Ben sana bir hediye aldım.
Yo... te he comprado un regalo.
Ama ben ve kardeşim Harley Baracus'ü ziyaret etmeyi denedik küçük bir nabız testi yapacaktım ama zombi koruması onu kolluyordu.
Puede que no. Pero cuando mi hermano y yo intentamos visitar a Baracus para ver si se se dejaría medir la presión sanguínea a la fuerza, tenía escoltas zombis protegiéndolo.
Kardeşlerim ve ben, hepimiz varız. Ama bunu tek başımıza yapamayız.
Mis hermanos y yo estamos en ello.
Ben yaparım.
Lo haré yo.
- Ben alırım.
- Yo me encargo.
Şimdi, ben diğer işlerle ilgilenmek için ayrılırken Don E buradaki adamım olacak.
Cuando salgo para atender otros negocios, Don E. es mi mano derecha.
Belki ben yardım edebilirim.
Quizá yo pueda ayudar.
Ben fotoğrafçıyım.
Soy fotógrafa.
Sonra Fransız kızla tanıştım kız durmaksızın Bagette Şişe oynadı ve ben...
Luego, estuve con una chica francesa, y no paraba de querer jugar a esconder la baguette, así que yo...
-... ben yapmamıştım.
- Yo no lo hice.
Ortağım ve ben bunu mesai dışında yürüterek kariyerimizi tehlikeye atıyoruz. Dava bizim bile değil.
Mi compañero y yo estamos arriesgando nuestras carreras para investigarlo en nuestro tiempo libre.
Götünü ben kurtardım ve bana borcunu böyle acemice şantaj yaparak mı ödüyorsun?
Te salvé el trasero, ¿ y así es como me pagas? ¿ Con un torpe chantaje?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]