Bir arkadaşım translate Spanish
18,540 parallel translation
Hank adında bir arkadaşım var ve mastürbasyon yapmıyor ; çünkü ona annesini hatırlatıyor.
Tengo un amigo llamado Hank... y no se masturba porque le hace pensar en su mamá.
Sadece okuldan bir arkadaşım.
Sólo una amiga de la escuela.
Dışarıda triyaj kamyonu olan bir arkadaşımız var.
Tenemos una amiga en una camioneta de triaje.
Eski bir arkadaşımı bulmam için bana yardım edebilir misiniz acaba?
Me preguntaba si podría ayudarme a localizar a un amigo mío.
Ama birinci sınıf bir arkadaşım, ikincisi birinciye ağır basıyor, hissediyorum.
Pero soy un amigo de primer nivel, lo último sobrepasa a lo primero, así lo siento.
Bir arkadaşım, eski başkanlık adaylarından John Kerry'nin metin yazarı ile aynı ilkokula gitmişti.
Un amigo mío fue a la escuela con el redactor de los discursos del excandidato John Kerry.
İstihbarat biriminde görevli bir arkadaşım var.
Tengo una amiga en la fuerza de tareas.
Bir arkadaşıma yardım ediyordum.
Estaba ayudando a un amigo.
Bu benim eski bir arkadaşım, Perry.
Él es un muy viejo amigo mio, Perry.
- Bir arkadaşım.
- Es una amiga Mia. - Oh.
Hayır ama benim için bir arkadaşım yapabilir.
- No puedo. Pero un amigo, sí.
Bir arkadaşım da muzdaripti. - Gerçekten mi?
- Tengo una amiga a la que le pasa eso.
Tom eski bir arkadaşım ziyaretime geldi. Sabah gitmeden kurbağaların şakımasını mutlaka duymalısın dedim.
Tom es un amigo que está de visita, y le dije que tenía que escuchar el canto de las ranas antes de irse en la mañana.
Ama üzülmek yok. Seni götürecek bir arkadaşım var.
Sin embargo, no se preocupe, tengo un compañero que te conducirá.
Hayır, bakın bir arkadaşım var.
No, mira, yo tenía un amigo.
Hiç bir arkadaşım bana mesaj bıraktı mı?
¿ Cualquiera de mis amigos me dejó un mensaje?
Ve çok saygı duyduğum bir arkadaşım için diyebilirim ki bunlar saçma, talihsiz ve hoş görülemez sözlerdi.
Y así, para un amigo que respeto profundamente, yo diría que esto fue extraño, desafortunado, y fuera de lugar.
- Bir arkadaşımı öldürdüler.
Mataron a un amigo.
Bir arkadaşımızın yardımımıza ihtiyacı var.
Un amigo necesita de nuestra ayuda.
- İçeride tanıdığım bir arkadaşım var.
- Un amigo me hará entrar.
"Tanışman gereken bir arkadaşım var."
Tengo una amiga que tienes que conocer.
Hanbalık'taki bir arkadaşım kaçmama yardım etti.
Un amigo de Cambulac me ayudó a escapar.
- Bir arkadaşım.
- Un amigo.
Yakın bir arkadaşım bilmek istiyor ve ne olmasını isterdin?
Lo pregunto porque un querido amigo mío quiere saber la respuesta. ¿ Y qué te gustaría ganarte?
Gemide göze batmamaya çalışıyordum içirideki bir arkadaşımdan beni bulduklarına dair haber aldım ve bu güzel hayatımı sonlandırmak için gelen bir kiralık katil varmış.
Me he estado ocultando en este crucero y un amigo de dentro me ha avisado de que han dado conmigo, y que hay un asesino dispuesto a acabar con mi preciosa vida.
Carla için söylemiştin ve bunu inkâr ettim şimdi ise tek kollu bir arkadaşım var.
Bueno, eso dijiste sobre Carla y no te hice caso, y ahora tengo una amiga manca.
Bir arkadaşımı arayıp birinin arkasından konuşsam güzel olacak gibi.
Parece que sería divertido llamar a un amigo con él y hablar de un tercer amigo a sus espaldas.
Ya da bir akşam yemeğine de çıkabiliriz, Bill diye bir arkadaşım var.
O, podríamos, podemos conseguir la cena. Tengo, un amigo mío, proyecto de ley,
İş arkadaşım ve çok sevdiğim bir dostum.
Mi colega, el buscaminas.
Arkadaşım bir çiftlik satın aldı. - Gerçekten kelepir.
Con mis amigos compramos, por nada, un fábrica abandonada.
Ama avukatlık ücretini aldığımda arkadaşınla görüşüp konuşuruz. Bir şeyler buluruz ve ne yapabilirim bakarım.
Pero cuando me des el anticipo, me reuniré con tu amigo a hablar, buscaremos una manera y veré qué puedo hacer.
Tam on yıl oldu ama artık senin yanında "o" veya "erkek arkadaşım" demekten çekinmeyeceğim çünkü bu berbat bir şey.
Han pasado diez años y no me pondré nervioso al decir "él" o "novio" en tu presencia porque apesta.
Söylesene, güvenebileceğin ve senin kadar güzel bir arkadaşın var mı?
Y dime... Tienes una amiga tan linda como tú en la que... en la que puedas confiar?
Bir arkadaşıydım.
Yo era su amigo.
Vaughn'ın herhangi bir arkadaşına yardım etmek benim için bir onurdur.
Sería un honor ayudar a cualquier amigo de Vaughn.
Bu aralar hayatında ilişki değil arkadaş istediğini net bir şekilde anlattı, ben de arkadaş olarak takılıyorum. İşin aslı Lisa'dan sonra ilk kez hoşlandığım biriyle tanıştım.
Dejó muy claro que solo quiere amigos en su vida ahora, así que solo soy su amigo, pero... de hecho, es la primera mujer que conozco que me gusta, desde Lisa.
Sen arkadaşım, tam bir amcık mıknatısısın.
Tú, mi amigo, eres un imán total de coño.
Bir tanesinde, iki arkadaşım vurulup pusuya düşmüştü.
Cuando dos de mis amigos recibieron disparos en una emboscada.
İş arkadaşınızın da bir ismi var mı?
¿ Su asociado tiene nombre?
O gece gardiyanlar kameraları kapattı ve beş sözde arkadaşım bana bir oyun oynadı.
Esa noche los guardias apagaron las cámaras y cinco de mis supuestos amigos me atacaron.
Güzel. Daha önce başka bir ev arkadaşın filan mı vardı...
Genial, ¿ vivías con una amiga o...?
Eski bir arkadaşım.
Es una vieja amiga.
O benim arkadaşım Helene ve bir savaş kahramanı.
Es mi amigo, Elena, y un héroe de guerra.
Bir arkadaşım yatıya gelebilir mi?
¿ Puede venir un amigo a dormir?
Ben yetişkin bir adamım. İki tane yakın arkadaşım olabilir.
Soy un hombre adulto, puedo tener dos amigos íntimos.
Guffin Vakfındaki arkadaşımızdan bir haber aldım.
Acabo de tener noticias... de nuestro amigo en la Fundación Guffin.
Pekala, arkadaşımın resmi ve dolu bir silah taşıyordun.
Tenías una foto de mi amigo y una pistola cargada.
Harika bir yakın arkadaşım.
Soy una gran compañera.
"Get-A-Heading"... eski arkadaşım Timothy'a ait bir şey...
"Adelantarse", marca registrada de mi examigo, Timothy.
Sana arkadaşın olarak bir şey diyebilir miyim canım?
Querida, ¿ puedo decirte algo? ¿ Como amiga? No lo sé, ¿ puedes?
- Verebileceğini biliyorum ama çektiğim o aptal bira reklamı günde 100 kere falan oynuyor, çok para kazanıyorum ve en iyi arkadaşıma bir içki almak istiyorum, tamam mı?
Sé que puedes, pero ese estúpido anuncio de cerveza que hice Está jugando como cien veces al día, Y estoy haciendo un montón de dinero,
bir arkadaşım var 42
bir arkadaşım vardı 16
arkadaşım 498
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşımdır 16
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir arkadaşım vardı 16
arkadaşım 498
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşımdır 16
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir akşam 28
bir adın var mı 27
bir adam öldü 19
bir arkadaş 104
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir akşam 28
bir adın var mı 27
bir adam öldü 19
bir arkadaş 104