Bir çift translate Spanish
8,633 parallel translation
Genç kızlar, daha genç kızlar. Bir çift yeni doğmuş birçok genç piliç. - Yanağını ısır.
Tiene chicas jóvenes, más jóvenes, un par de recién nacidas, mucha carne fresca.
- Sizden iyi bir çift olmuştur, değil mi?
Ustedes deben de haber sido buenos juntos, ¿ no?
Sence de harika bir çift olmadılar mı?
Un excelente partido, ¿ no crees?
Çok uyumlu bir çift olmuşsunuzdur.
Mi Dios, eran una pareja estupenda.
Kararlı bir çift tiyatrocu.
Un par de actores dedicados.
"Oysa benimkine iki şapka üç örtü, bir çift terlik, tüm bir set banyo eşyası hokka, kalemler, kopya kağıdı, iğne... iplik ve sabahlık sığdırabilmiştim".
Con el mío fui capaz de empacar 2 gorras de viaje, 3 velos un par de sandalias, un juego completo de artículos de tocador, tinta, plumas, lápices y papel alfileres y agujas un vestido... "
Gravütonlar aslında bir çift gulondan meydana gelir.
El gravitón podría ser realmente un par de gluones.
Bir çift gulon yer değiştirerek büyük nesneleri birbirine yaklaştırmaktadır.
Cada vez que un par de gluones es intercambiado entre objetos enormes, los objetos se acercan un poco más.
Bir çift ufak dansçı ortaya çıkınca anti-yerçekimi ve antimadde nedeni ile yerçekimi ortadan kalkar.
Cuando un par de bailarines diminutos aparece, la gravedad de la materia es cancelada por la antigravedad de la antimateria.
Jerome'da bir çift kulis bileti var.
Jerome tiene pases para los bastidores.
Ben ve Emily için güzel bir çift takma adı bulmaya çalışıyordum.
He estado tratando de inventar un apodo de pareja para Emily y yo.
Biz rastgele bir çift değiliz.
No somos como cualquier pareja.
- Anne, baba mutlu bir çift gibi davranmayı deneyemez misiniz?
- Mamá, papá. ¿ Pueden comportarse como una pareja feliz?
Çok iyi bir çift oldular.
Se complementan bien.
Çok hoş bir çift oluyorlar.
Hacen una bonita pareja.
Bürokrasi kıvılcımını öldürmemeye çalışan bir çift görmek güzel.
Es bueno ver a una pareja ocupada manteniendo viva la chispa de la burocracia.
Sevgili demişken Oxford Üniversitesi'nin son araştırmalarına göre bir kişi kendine yeni romantik bir çift bulunca o kişi bir ya da iki dostunu kaybediyormuş.
Sí, y hablando de eso. Según un reciente estudio de la Universidad de Oxford, cuando alguien comienza una relación con una nueva pareja romántica esa persona pierde uno o dos amigos íntimos.
Eminim ikiniz güzel bir çift olmuşsunuzdur. Tamam yeter.
Muy bien, suficiente. ¿ Dónde está tu chico de la logística?
Bir çift çizme ekledi avantajı ile,
Con la ventaja añadida de un par de botas,
Bir çift aldım, ve kendi adama götürdüm.
Compré un par, y las traje a mi isla.
- Yaşlı Rus bir çift.
Una vieja pareja rusa.
Daha önce birbirini bu kadar tatmin eden bir çift görmemiştim.
Nunca he oído una pareja más... satisfecho el uno con el otro.
Sanırım şurada beni tanıyan bir çift ödül avcısı var.
Creo que hay un par de cazarecompensas que me reconocieron.
Bir B-52 bombalayıcıdan başka, bir çift de Bell-9 helikopter.
Salvo un único bombardero B52 y un par de helicópteros Bell-9.
O kadar zaman kapalı tıraş Bir çift yaşam cümle...
Has rebajado en mucho tiempo esa doble cadena perpetua...
Dürüstlükten bu kadar uzak bir şekilde evlenen başka bir çift olmuş mudur?
¿ Hay alguna pareja que haya tenido un comienzo de matrimonio más falso?
Bir sokak ötede açılan bir camın hemen arkanızdaki çamaşır ipine asılan bir çift çorabın farkında olursunuz.
Usted es consciente de una abertura de la ventana una cuadra de distancia, un par de calcetines está colgado en una línea de ropa justo detrás de ti.
Üniversiteyi erteler ve bebeği beraber büyütürüz. Cinsel ilişkisiz bir çift oluruz.
Bueno, aplazaré la universidad y criaremos a este bebé juntos en una vida de pareja no sexual.
Evli bir çift var.
Ellos son un matrimonio.
Onlardan bir çift de ben aldım.
Yo tengo un par de esas.
Evli bir çift, açıkça partner arıyor.
Una pareja casada explorando otras parejas abiertamente.
Eğer bir adamın kalbine girmek istiyorsan, gerçekten muhteşem bir çift ayakkabı.
Bien, son un gran par de zapatillas, Si decides tener un par para hombre.
Bir çift bedeniz sadece.
Solo somos un montón de cuerpos.
Aslında, evli bir çift var...
De hecho, hay una pareja casada...
Şu ikiliye de bakın, ne kadar muhteşem bir çift.
Mírenlos... Hermosa pareja.
Evli bir çift var, ama düşündüğün şey değil.
Son una pareja casada. Pero no es lo que piensas.
Ama ilk buluşmadan sonra Heather başka bir çift için taşıyıcı annelik yapmaya karar verdi.
Pero luego de ese primer encuentro, Heather optó ser madre para otra pareja.
Fresno'da bebeği teslim edeceğiniz başka bir çift mi vardı?
¿ Por qué? ¿ Se lo iban a entregar a otra pareja en Fresno?
Neyse ki burada bir çift daha var.
Pero, por suerte, hay otra pareja aquí que...
Bu bebeğin yeni bir çift ayakkabıya ihtiyacı var.
Bebe necesita un nuevo par de zapatos.
Bana bir çift ayakkabı ve tetanoz aşısı borçlusun.
Me debes un par de zapatos y una vacuna contra el tétano.
Bir çift...
Es una pareja..
Bir çift dans ediyor.
es una pareja bailando.
Parkın yakınında yaşayan bir çift onu gördü.
Una pareja que vive por el parque lo vio.
Ama bana söyler misin, sence Sean ve ben gerçek bir çift olabilir miydik?
Pero dime, ¿ piensas que Sean y yo alguna vez podríamos hacerlo como una verdadera pareja?
Evet, sizi yemekten dönerken gördük ve onun kalçalarına yapışmamıştın ki mutlu bir çift olmanın belirtisidir bu.
Si, os vimos volviendo de la comida y tu no estabas junto a su cadera Lo que es una verdadera indicación de una pareja feliz.
Ve onlar çok tatlı bir çift.
Y realmente son una gran pareja.
Alış o yaraya ve kendi yaran için bir çift koltuk değneği yap.
Aguántatelo y cura tus propias heridas.
Belki ben yanlış anlamışımdır ama... Çift cinayetteki bir şüphelinin güvenlik kamerası görüntüsü. Burkhardt'la Griffin birkaç hafta önce dava üzerinde çalışıyordu.
Quizás entendí todo mal, pero... es la foto tomada de cámaras de seguridad de una sospechosa de un doble homicidio que Burkhardt y Griffin intentaban resolver hace unas semanas.
Andrew ve Zelda, bir çok yeni çift gibi, zamanlarının çoğunu kol kola geçirdi.
Andrew y Zelda, como muchas parejas. pasaban mucho tiempo del brazo.
Yani, söyleyin bana çift olarak bir zorlukla karşılaştınız mı?
Así que, contadme, ¿ habéis enfrentado alguna dificultad como pareja hasta ahora?
çiftlik 28
çiftçi 28
çift 117
çiftçiler 42
çiftleşmeden 16
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
bir cinayet 23
çiftçi 28
çift 117
çiftçiler 42
çiftleşmeden 16
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
bir cinayet 23