Biri gitti translate Spanish
511 parallel translation
Biri gitti kaldı beş.
Una abajo... Quedan cinco.
- Biri gitti, dokuz kaldı, Stryker.
Ahí va uno de los tuyos, Stryker.
- Evet, biri gitti, ikisi kaldı.
- Sí, una muerte. Quedan dos.
Biri gitti.
Uno menos.
Yanıt, hayır. Biri gitti, dokuz tane kaldı.
La respuesta es NO.
Bendekilerden biri gitti denilebilir.
Una de las que se me escapó, podríamos decir.
Başarısızlığın biri gitti, öteki geldi.
A través de un error tras otro.
Katillerinden biri gitti ama diğeri hâlâ kasabada.
Uno de sus asesinos se ha marchado, pero el otro todavía está en la ciudad.
Hayır, değil. Biri gitti. Dokuz hakkınız kaldı.
No, le quedan nueve.
Biri gitti, dördü kaldı
Ha muerto uno, ya sólo quedan cuatro.
Siperlerden biri gitti.
Habremos perdido un revestimiento.
Biri gitti, iki tane kaldı.
Uno menos. Sólo quedan dos.
Biri gitti. Sonra?
Entonces uno se alejó, ¿ y luego?
Biri gitti, sırada daha çok var.
Uno menos, y caerán más.
Biri gitti!
¡ Allá va!
Biri gitti, biri kaldı.
Uno fuera, queda uno.
Biri gitti ikisi kaldı.
Uno menos. Dos para irte.
Biri gitti... kaldı iki.
Uno menos... faltan dos.
- Biri gitti.
- Uno menos.
Biri gitti, iki tane kaldı.
Una menos, quedan dos.
İki yıI önce yurt dışına mutlu, neşeli biri olarak gitti peki ya şimdi eve nasıI biri olarak döndü?
Hace dos años, un hombre feliz y sonriente se fue al extranjero... ¿ Qué clase de hombre ha vuelto a casa?
Beş küçük Kızılderili oğlan mahkemeye gitti, biri hapse girdi geriye kaldı dördü.
Cinco negritos se toparon con la ley, uno se metió en apuros y entonces quedaron cuatro.
Kasabanın iyi delikanlılarından biri cinayete kurban gitti.
Un chico encantador ha sido asesinado.
Şeker hastası biri için Piazza Vittoriana'ya kadar bile gitti.
Solo por un diabético se ha ido hasta la Plaza Vittoriana,
Ve insanı yeryüzünde yaşayan her şeyin hakimi kıldı ve iyi ile kötü arasında seçme iradesini verdi fakat her biri kendi yolunda gitti çünkü Tanrı buyruğunun nurundan habersizdi.
Y al hombre se le dio el poder de todo sobre la Tierra, y el poder de elegir entre lo bueno y lo malo. Pero cada uno eligió hacer su propia voluntad, porque no conocían la luz de la Ley de Dios.
Biri daha gitti.
- ¡ Otro más! - Sí.
Beni terk edip gitti ama o kötü biri değil.
Se fue y me dejó pero no estoy de acuerdo con que sea un tunante.
Biri ambulans çağırmaya gitti Memur Bey.
Alguien ha ido a buscar una ambulancia.
Biri daha göçtü gitti.
Otro más que se va.
" Biri çekip gitti Böylece 8'i kaldı
Uno se fue Y entonces quedaron ocho
" Biri kavrulup gitti Geriye kaldı biri
Uno es chamuscado Y entonces quedó uno
"Kilise cemaatinin en eski üyelerinden biri olan emekli Franz Braunecker 91 yaşında beklenmedik bir şekilde bu dünyadan göçüp gitti."
Uno de los feligreses más ancianos, el pensionista Franz Braunecker, ha sido llamado de esta vida terrenal a la edad de 91 años.
Biri asıldığında, "Adam'Köşe'ye gitti" denir.
El día que cuelgan a alguien, la gente dice que se fue a "La Esquina".
Kasım ayında, geceyarısını birkaç dakika geçe... içlerinden biri "Köşe" ye gitti.
En noviembre, unos minutos después de la medianoche uno de ellos fue a "La Esquina".
Biri çoktan gitti mi dedin?
¿ Uno destruido?
Biri daha aşağı gitti. - İki kişi şu camdan düştü neredeyse kesin ölümlerine. - Ne?
- ¡ Acaba de pasar otro boca abajo!
İçlerinden biri, melon şapkalı olan kapıyı açtı. Baba, tek kelime etmeden gitti ve bir daha dönmedi.
... Uno de los hombres, con sombrero bombín, abrió la puerta Papá no se volvió, y se fue sin más palabras.
Biri kuzeye, diğeri batıya gitti.
Uno cabalga en dirección al norte y el otro hacia el oeste.
Para istediler, Carl hiç para olmadığını söyleyince, onlardan biri, uzun olanı, üst kata yatak odasına gitti.
Exigieron dinero y cuando Carl dijo que no tenía uno de ellos el más alto subió a la habitación.
En iyi arkadaşlarımdan biri Avustralya'ya gitti.
Una de mis mejores amigas fue a Australia.
Televizyonum gitti, kameram, bavullarımdan biri.
Se han llevado el televisor, la cámara y una de mis maletas.
Dördü gitti, biri kaldı
Han muerto cuatro, ya sólo quedas tú.
Biri bayıldı, bugünlük gitti.
Uno se ha desmayado y se ha ido a casa.
Tarif ettiğiniz adama benzer biri buraya gelirdi, ama şehir dışına gitti.
Un sujeto parecido solía venir aquí, pero se mudó de la ciudad.
Biri gitti, ikisi kaldı.
Uno menos, ya sólo faltan dos.
ben nino yumu istedim yoksa başka biri dahamı çok hoşuma gitti?
¿ Quería complacer a Nino o buscar el placer para mí misma?
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
Este cazarrecompensas es mi tipo de escoria favorita, valiente y creativo.
Kahretsin, biri daha gitti.
Demonios, otro más.
Kardeşler burada bir hırgür çıktı Bartholomew öldü mücevherler de gitti. ve Thaddeus usta da besbelli akli dengeisi yerinde olmayan biri.
Ellos eran hermanos hubo una pelea... el hermano Bartolomeo muerto las joyas desaparecieron y el hermano Tadeo evidentemente en un estado fuera de sí su apariencia, bueno no muy atractivo usted ve...
Tam o anda şansım yaver gitti, adalılardan biri onu revirime getirdi. Yılan ısırığıyla, zaten yarı ölmüş vaziyetteydi.
Por un golpe de suerte uno de los nativos fue traído a mi enfermería medio muerto por la picadura de una víbora.
Geçen yıl en iyi oyuncularımdan biri yüksek doz kokainden gitti.
El año pasado uno de mis mejores jugadores murió de sobredosis de cocaína.
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26