Bize değil translate Spanish
2,635 parallel translation
Bize değil.
A vosotros no.
Senin işine aşık olduğunu bize değil.
Que tú estabas enamorado de tu trabajo, no de nosotros.
Bize gereken otopark, çocuk parkı değil.
Lo que necesitamos es un parking, no un montón de parques.
Bize kim olduğunu göster, olmanı istediğimize inandığın kişiyi değil.
Lo siento por ellos. Es más duro de lo que pensaba. Puedo volver una y otra vez con todos ellos, ya sabes, al por qué deberían quedarse y por qué deberían irse.
Bize kim olduğunu göster, olmanı istediğimize inandığın kişiyi değil.
- Vocalmente, pienso que sonaste genial. No creo que actuaras genial.
FBI ile olan bağının da farkındayım. Ama bize uygun da değil.
Y sé tu conexión con el FBI, pero no es quienes somos.
Yedi yaşından sonra Tanrı bize sadece öyle yukarıdan bakmaz, değil mi?
Después de los siete, Dios no solo nos vigila, ¿ verdad?
Bize güvendiğiniz için gurur duyduk A.R 14. caddedeki mekânımıza şahsen gelip söylediğiniz için memnun olduk değil mi Charlie?
Estamos honrados por tu confianza, A.R. Y halagados de que hayas venido hasta la calle 14 para discutirlo personalmente. ¿ No es cierto, Charlie?
Bize ne dediği umrumda değil.
No me importa como nos llamó.
Bize gerçek likör getir, sahtesinden değil.
¡ Trae alcohol del bueno, no del malo!
Olmaz, Nate, bu iş bize göre değil.
No, Nate, esto no es para nosotros.
Bu tür şeylerin olabileceğine dair saçmalık değil. Herkesin gözünü bize dikmemesini değil.
No más mierda sobre cómo estas cosas simplemente pasan.
Dinle, bize bir iyilik yapacaksın, değil mi?
Eso creo. Escucha, haznos un favor, ¿ quieres?
Bize yeni bir hayat verdiği için Velayudham'a müteşekkiriz! Hayatımızı kurtarması mesele değil! O bizim onurumuzu kurtardı!
Estamos muy agradecidos a Velayudham que nos dio una nueva vida no es una cuestión importante que nos salvó la vida Pero se salvó nuestra dignidad
Sen bize bilgi verirsin, biz sana değil.
Tú compartes con nosotras y no al revés.
Baba'mızın ölümü bize bir şey öğrettiyse, oda zamanın değerli bir meta olduğu, boşa değil.
Si la muerte de papá nos ha enseñado algo, es que el tiempo es un bien precioso, que no debe ser malgastado.
Gelip bize neler olduğunu anlatmasını istiyorsan, onu bizden soğutmak en doğru yaklaşım şekli değil, bunu diyorum sadece.
Sólo digo que su quieres que se abra y nos diga qué está pasando, alienarle no es probablemente la mejor forma.
Fakat daha sonra ne olduğunu bize anlatmadın, değil mi?
Pero no nos contó lo que ocurrió a continuación, ¿ verdad?
Onun gördüğü kaçınılmaz şeyler bize ait değil.
Su fatalidad no es nuestra.
Eğer bizi suçlamaya yönelik birşey olsaydı ve siz bunu bilseydiniz bize söylerdiniz sanırım değil mi?
Si hubiera un movimiento para impugnar, asumo que si supieras algo... -... nos enteraríamos, ¿ cierto?
- O bize söyleyebilir, değil mi?
- Bueno, él puede decírnoslo, ¿ no?
Bu..... Sedona'nın kocasının bize anlattığı değil.
Eso es... No es lo que el marido de Sedona nos ha dicho.
Değil, ama bize zaman kazandırır.
No aún, pero dame tiempo.
Peki, sadece bize sunduğun acıyla değil, bize verdiğin sevinç için de burada olduğun için sana teşekkür etmek istiyorum.
Bueno, pero como no solo de sufrimiento estamos echos, yo quiero agradecerle por haberla tenido esta noche con nosotros
Bu durumla ilgili bir sıkıntısı olursa bize bir işaret gönderir, değil mi?
Bueno, digo, si tiene un problema con eso, él nos lo hará saber, ¿ verdad?
Umurumda değil. Bize izin verir misiniz?
Da igual. ¿ Puede perdonarnos?
Kaplanın zihin büyüsü bize büyük fayda sağladı, değil mi?
La mejoría en el cerebro que de tigre... ya están cosechando los dividendos, ¿ verdad?
Yönü Suttons'ların karavanına doğru değil, ancak bize sokaktaki herkesi gösterecektir.
No está enfocada al remolque de Sutton, pero debería mostrarnos a cualquiera en la calle.
Hayır bize o lazım değil...
- No, no necesitamos...
Aynı amcam para kasasından aldığı paranın suçunu üstlendiğinde bize sorduğun gibi, değil mi? Tabii canım.
Cierto.
Bize bütün hikâyeyi anlatmamışsın değil mi Zigg?
No nos estuviste contando toda la historia, ¿ no es cierto, Zigg?
Bize büyük balığı vermesi için küçük balıkla anlaşma yaparız tersine şekilde değil.
Ofrecemos un trato a un pececito que nos dará un pez grande, no al revés.
Resmi değil, samimi ve bize özel.
Es informal, íntima, y solo para nosotros.
Resmi değil, samimi ve bize özel.
Es informal, más íntima, y solo entre nosotros.
Bize az önce anlattıklarıyla,.. ... kanındaki GHB düzeyi, ihtimal dışı değil.
En base a lo que nos acaba de decir los niveles de GHB en su sangre... son improbables.
Bize katılırlarsa sorun olmaz değil mi?
¿ Os importa si se nos unen?
Bak, Frankie, En iyi halini göstermek için bize yemek yapmak zorunda değilsin, çünkü bu iyi bir yönün değil, ama ne demek istediğini anlıyorum.
Mira, Frankie, no tienes que hacernos la cena para mostrarnos lo mejor de ti, porque en realidad no lo es, pero entiendo lo que quieres demostrar.
Goldman katillerin adlarını biliyorsa ve bize söylemiyorsa, o zaman bu onun sorunu, bizim değil.
Jefa, si Goldman sabe quiénes son los asesinos y no nos los dice, es problema de él, no nuestro.
- Ama bize değil.
- No a nosotros.
Önemli değil, bize yardımı dokunur mu?
Eso no importa, ¿ puedes ayudarnos?
Bize yetenekli bir hekim lazım, çocuk değil!
¡ Necesitamos un médico experto no un muchacho!
Bize söylediğiniz şey mümkün değil.
Lo que nos cuentas... no puede ser.
Eli, bize bu tür insanların yumruğa değil, sevgiye ihtiyaçları olduğunu öğretti. Sizi seviyoruz.
Eli nos enseñó que este tipo de personas necesita nuestro amor, no nuestros puños.
Eğer bize söylemek istemiyorsan, sorun değil.
Golpe! Si no nos quieres decir, esta bien.
Demek istediğim bu insanlar buraya yardım etmek için geldiklerimiz. Ne var ki bize yardım etmek umurlarında bile değil gibi.
Es decir, se supone que esta es la gente a la que vinimos a ayudar pero parece que a ellos les tiene sin cuidado ayudarnos.
Arabulucu bize karşı sempatik bir tavır sergiliyor, öyle değil mi?
El mediador parece simpatizar con nosotros, ¿ no crees?
Bize ne değil. Başka seçeneğimiz kalmadı.
No hay otra, Walter, no tenemos más elección.
Cezasını vermek bize düşmez. İşimiz bu değil.
Ese no es nuestro trabajo.
"Gelişmiş otomasyon bizim modern endüstrimizi, taş devri insanının bize göründüğü kadar ilkel ve zamanı geçmiş hale getirecektir." Bu gerçeklik bizim savaşmamız gereken bir şey değil, bunu kabullenmeliyiz. Sibernasyon insanlık için ;
tan primitiva y anticuada como vemos hoy al hombre de la edad de piedra deberiamos adoptarla tajantemente. abriendo nuevos horizontes para la creatividad y exploracion humana. excediendo ademas la velocidad de calculo y capacidad del cerebro humano. sean de componentes y programas de la mayor calidad. para mantener el consumo ciclico. no puedan durar toda tu vida sin reparaciones fisicas.
Bize surat asmıyorsun, değil mi?
¿ Te nos estás poniendo serio?
Bize tasma takmak içindi, değil mi?
Queréis mantenernos a raya.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75