Bu müzik translate Spanish
1,861 parallel translation
Bu müzik kutusu ve gramofon,.. ... Incorruptible Cylinder Şirketi oldukça tuhaf.
Y esta caja de música y ese gramófono, la Empresa de Cilindros Incorruptibles...
Bu müzik de ne böyle?
¿ Qué es esa música?
Yarı Lübnanlısın ve bu müzik nedir bilmiyor musun?
¿ Eres mitad libanesa y no sabes qué es esta música?
Sence bu müzik sesi, çocukların uyandığı anlamına mı geliyor?
¿ Crees que esta música despertará a los niños?
Bu müzik sesi ne?
¿ Qué música es ésta?
Bu müzik berbattı!
¡ Una jodida mierda!
Elektrik sevmiyor bu müzik kutusunu.
A la electricidad no le gusta esa gramola.
Bu müzik ahlaka aykırı!
¡ Esta música es un escándalo!
- Bu müzik ile ilgili.
- Se trata de la música.
"Bu müzik Şanghay Cenaze yöneticileri tarafından sizlere ithaf edilmiştir."
"Los encargados de funerales en Shangai se lo dedican a ustedes con gentileza."
Bu müzik... uyuşturucu.
Esa musica, es tan hipnotica
Bu müzik çocukken bana ev temizleme müziği gibi gelirdi.
Y cuando era niño me sonaba a musica de limpieza.
Ama şimdi, eğer bu işi bırakırsan şehir merkezinde çok da rahat müzik dersi verebilirsin. Bir dakika. Bir dakika.
Se vas a desistir, da igual volver a ser profesor de música.
Mason.. daha önce hiç ama hiç kimse bana bir müzik türünü bu kadar iyi anlatmamıştı.
Mason. Creo que estas son la mayor cantidad de palabras que me has dicho en una cita, o siempre.
İçeride dinlediğimiz müzik berbattı. Ve bu şekilde yapamayız.
Esa música era una porquería y no podemos trabajar así.
Bu yüzden müzik piyasası deniyor.
Por eso lo llaman el negocio de la música.
Defalarca, tekrar tekrar çalardı bu şarkıyı müzik kutusunda.
.. jugará una y otra... y otra vez... dentro de su caja.
- Bu gerçek müzik zaten.
- Esto es música en serio.
Bu terapistle birlikte, müzik eşliğinde çalışacaksınız.
Con este ortofonista, usted trabajará con música.
Bu bir çeşit müzik değil mi?
¿ Eso no es un tipo de música?
- Bu nedir? - Müzik.
Esto es música.
Ölen bu kişinin Styx'e yolculuğuna, sürekli DJ saçmalığı ile kesilmeyen garip bir müzik eşlik ediyordu.
Y que su viaje a través del Limbo era acompañado por extraña música que no era constantemente interrumpida por las estupideces usuales del DJ.
Sanırım bu gece müzik yapmayacağız.
No va a haber música hoy, jefe.
Bu berbat müzik de ne?
¿ Qué es esa música siniestra?
Birkaç bin dolarınız varsa müzik stüdyonuz olabilir, on bin dolara film stüdyosu kurabilirsiniz, 1000-2000 dolara kesinlikle tasarımcı olabilirsiniz ve temel olarak bu işten hayatını kazanan insanlarınkine benzer araçlara sahip olabilirsiniz.
Puedes tener un estudio de grabación por un par de miles de dólares, puedes montar una productora de películas por diez mil de los grandes, definitivamente puedes ser un diseñador con uno o dos mil dólares, y tener en esencia
İşte müzik bu. Orada çalınan boktan şeyler gibi değil.
Ésta es buena música, no la basura que suena en el club.
Ve müzik bu ülkeye yasal olmayan bir şekilde girdi.
Y la música fue introducida ilegalmente en el país.
Bu aileyi, insanların müzik dinlediği, fotoğraf çektiği ve sardunya yetiştirdiği için tutuklandığı bu yere, dünyanın diğer yarısına sürükledin...
Arrastraste a esta familia a través del mundo a un lugar donde arrestan a la gente por escuchar música y tomar fotografías y tener geranios.
Yatağımda uzanmış müzik dinliyordum ve sonra birden bu harika ritmi duydum.
Estaba recostado en mi cama, escuchando música, y de pronto me quedé como... ¿ Qué hay con ese ritmo loco que oigo?
Pekala, bu kiralama sözleşmesi müzik ve kültürün birleşmesiyle kabul edilir.
Bueno, este contrato de alquiler fue redactado cuando los musicales eran culturamente relevantes.
Parti, müzik grubu garsonlar, bu küpeler.
La fiesta, el grupo, los camareros, los pendientes...
Ki bu da benim şu klassik müzik takıntısını aşması için Marshall'a söylediğim şeydir.
Es lo mismo que le aconsejé a Marshall para que dejara lo de la música clásica.
( Müzik ) - Bu oglunuz mu? - Evet.
¿ Es este su hijo?
( Müzik ) Ne bu? Yasemin mi?
¿ Esto es jazmín?
E simdi bizim bu güzel rum vatandaslarimiz da ondan sonra satiyo malini mülkünü... ( Müzik ) O da öyle ucuza kapatiyo orayi, dikiyor oraya nurtopu gibi bir apartman.
Así que este griego amigo tuyo vende sus cosas muy baratas a Seref. y se va, aquí tienes un adorable nuevo edificio.
( Müzik ) - Kim bu Mine? !
¿ Quién es Mine?
( Müzik ) Evet bu kizla bir iliskim var.
Sí, yo estaba teniendo una aventura con esa chica.
( Müzik ) O sira Mine çikti karsima. Iste bu boslugu doldurdu Mine...
Luego encontré a Mine y ella llenó el vacío de dentro de mí.
( Müzik ) O gün hatta kanamasi olmus, havaalanina Selin'i geçirmeye gelecekmis. ... gelememis bu nedenle.
Y ella ese día estaba sangrando y no pudo acompañar a Selin al aeropuerto.
( Müzik ) Ama simdi benim asil niyetim bu adamin kim oldugunu bulmak.
Pero mi intención principal es encontrar a ese tipo. ¿ Podemos descubrir su nombre?
( Müzik ) Yani bu Gülizar'in öldürüldügü gün... ( Müzik ) O gün ben Mine'yi aradim, bulamadim.
El mismo día que Gülizar fue asesinada. Llamé a Mine ese día pero no pude localizarla.
( Müzik ) Mine o aksam bu Gülizar'in evinde olabilir mi?
¿ Pudo haber estado Mine en la casa de Gülizar esa noche?
Bu çift yetenekli tanrıça eskiden müzik çalarmış. Her iki elinde de müzik aleti varmış.
Cuando esta muy talentosa diosa tocaba música, agarraba sus instrumentos con las dos manos.
Şarkının güzel olduğunu düşünüyordum. Salak herif bu yüzden, her fırsatta müzik kutularında çalmaya, düğün çalgıcılarından istemeye başladı.
Pensaba que esta buena, pero después la pasaban en rockolas, casamientos, fiestas...
Müzik duymasının nedeni bu olmalı.
Podría ser la razón por la cual escucha música.
Müzik yarışması nasıl gitti bu arada?
¡ Oh! A propósito.. ¿ Cómo fue aquella competición de música que tuviste?
Bize gösteri maçı için bir iki bilet ayarladı. Liddell bu bu akşam Müzik Kutusunda takılacak.
Puede conseguirnos un par de boletos para la pelea de exhibición que Liddell's dará esta noche en Music Box.
Bu hareketli müzik işi o kadar da kötü değilmiş.
Esta no esta nada mal.
Sence birisi bu kadar mesafeden özellikle müzik çalınıp dans edilirken silah sesini gerçekten duyabilir mi?
¿ Ud. en realidad piensa que alguien podría escuchar un disparo desde tan lejos? ¿ Especialmente si allí se bailaba, y la música sonaba?
Bu, Stone Ladron Müzik'in sermaye miktarı.
Esa es la capitalización inicial de Stone Ladron Records.
- Oh, bu dudaklarda müzik var, bebeğim.
Oh, hay música en esos labios, nene.
müzik 464
müzik yok 25
müzik mi 28
müzik başlar 28
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu muhteşem 145
müzik yok 25
müzik mi 28
müzik başlar 28
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu muhteşem 145
bu müthiş bir şey 23
bu mümkün 171
bu muydu 42
bu mükemmel 158
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75
bu mümkün 171
bu muydu 42
bu mükemmel 158
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75