Bu mümkün translate Spanish
8,625 parallel translation
- Ed, bu mümkün...
- Ed, eso no es...
- Bu mümkün değil Oliver.
Vamos, Oliver, eso no es posible.
- Bu mümkün değil.
¡ Eso no es posible!
Bu mümkün değil.
No es posible.
Bu mümkün değil!
¡ No puede ser!
Eldiven giyiyorum, bu mümkün değil.
Llevo guantes, así que eso es imposible.
- Bu mümkün.
- Es posible.
İlk başta işten nefret ettim, ama Janet evde ikizlerle kalmak istiyor ve bu iş sayesinde bu mümkün olabilir.
Odie el trabajo al principio, pero Janet quiere estar en cada con las gemelas, y pense que esto podria hacerlo posible. Tu estas empezando...
Şartlı tahliye için uğraşacağım ama siz onları bunu hak ettiğinize ikna etmezseniz bu mümkün olmaz.
Voy a pedir por la posibilidad de libertad condicional, pero eso no va a suceder a menos de que los convenza de que se lo merece.
Ancak teoride bu mümkün.
Pero... teóricamente, es posible.
Şu anki mevkiimi düşünürsek bu mümkün olamazdı.
Bueno, teniendo en cuenta mi situación actual no me pareció posible.
Bu mümkün değil.
Esto no es posible.
Bu mümkün, evet.
Es posible, sí.
- Hmm, telepati araştırmalarıma dayanarak, bu mümkün olabilir.
Hmm, basado en mi investigación de telepatía, podría ser posible.
Bu mümkün olsa bile, sana bütün yaptıklarımdan sonra neden bana yardım edesin?
Incluso si fuera posible, ¿ por qué considerarías intentarlo después de todo lo que te he hecho?
Bu mümkün olsa bile, o bizim düşmanımız.
Incluso si fuera posible, él es nuestro enemigo jurado.
Mümkün mü bu?
¿ Se puede hacer?
Onlar için bu büyük tehlikeyi yok etmem mümkün ama onun yardımına ihtiyacım var.
Y si es posible, puedo eliminar una gran amenaza para ellos, pero... necesitaré su ayuda.
Bu nasıl mümkün olur?
¿ Cómo es esto posible?
Sanıyorum ki bu şekilde hissediyor olması mümkün.
Creo que es completamente posible que sí.
Mümkün mü bu?
¿ Sería posible hacer eso?
Bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo... es siquiera posible?
Bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo fue posible?
Bütün bunlara başladığımda seni mümkün olduğunca uzakta tutmak istemiştim çünkü içgüdüm hep bu yönde oldu.
Cuando empecé esto, quería manteneros tan lejos de ello como fuera posible,
Senin durumunda bu nasıl mümkün olur anlayamadım.
No veo cómo en tu caso es posible.
- Evet bu mümkün.
- Sí, es posible.
Peki, onunla birlikte bir süre olman mümkün mü, sadece ikiniz, belki bu hafta sonu?
Pues, ¿ crees que puedas encontrar algo de tiempo para pasar con él, solo los dos, tal vez este fin de semana?
Bashir bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kızların gittiğini ve Hayalet'in bunu kabullenmesini istiyor. - Bu çok kötü.
Esto es tan jodido.
Bu şekilde iyileşmesi mümkün değil.
En una manera que ya no puede ser sanado.
Bu nasıl mümkün oluyor bilmiyorum...
No sé cómo es posible, pero...
Bu yüzden onlardan mümkün olduğunca uzağa gitmeliyiz.
Así que debemos alejarnos de ellos todo lo posible.
Eğer olay gerçekleştiğinde Alison siz ve babanızlaysa bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo podría ser su hermana si Alison estuvo con usted y con su padre cuando ocurrió el incidente?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Pero, ¿ cómo es eso posible?
Malesef bu asla mümkün olmayacak çünkü her birini satın aldım. Bu özel akşamda hepinize bir hediye olarak sunuyorum.
Me temo decirles que esto no iba a ser posible porque he comprado cada una, pues deseo que todos tengan uno como regalo en esta noche tan especial.
- Kurul üyelerinden biri seni kovmak istemişti. Bildiğin gibi bu Teksas'ta mümkün.
- Uno de los miembros de la junta quería despedirlo, que, como ustedes saben, que pueden en Texas.
Bu nikahı mümkün kıldığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır.
No puedo agradecerles lo suficiente para hacer pasar esta boda, Médicos.
- Bu nasıl mümkün olabilir?
- ¿ Como puede ser posible?
Tacizi mümkün kılacak bir çevre yaratan bu kuruma ihanet etmeyeceksin öyle mi?
- ¿ No traicionará a una institución que creó el ambiente para que el abuso ocurriera?
Mümkün değil. İşte bu yüzden Zaman'ın psikiyatristiyle iletişime geçtik.
Por eso contacté al ex psiquiatra de Zaman.
- Bu nasıl mümkün olabilir?
- ¿ Cómo podría él...?
Bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo es eso siquiera posible?
Mümkün değil bu!
Eso no es posible!
Bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo es eso posible?
- Bu mümkün mü ki?
- ¿ Es eso posible?
Aynen, benim de bu gece Rita Hayworth'ü evime götürme ihtimalim var, ama bu pek mümkün değil, dediğimi anladıysan eğer.
Sí, es posible también que me lleve a Rita Hayworth a casa por la noche, pero es improbable, si me entiendes.
Bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo es siquiera posible?
- Bu nasıl mümkün olabilir?
¿ Cómo es eso posible?
Alfred bu pek mümkün değil.
Alfred, eso parece imposible.
Bu nasıl mümkün olabilir?
- ¿ Cómo es posible?
Senin için sadece bu kadar olabilmem nasıl mümkün olabilir?
Quiero decir, ¿ cómo es posible que que eso era todo, lo que significaba para ti?
Bu nasıl mümkün oluyor?
¿ Cómo es eso posible?
bu mümkün mü 117
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkündür 61
mümkünatı yok 34
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkündür 61
mümkünatı yok 34
mümkün olabilir 18
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
bu muhteşem 145
bu muydu 42
bu mükemmel 158
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
bu muhteşem 145
bu muydu 42
bu mükemmel 158