Buraya geldim translate Spanish
9,067 parallel translation
Bak bir çocukla konuşmak için değil Generalinizle konuşmak için yağmur, çamur demeden iki savaş hattını geçip buraya geldim.
Mira, he venido hasta aquí atravesando lluvia, nieve y dos frentes de batalla para hablar con tu general, no con cualquier chico.
Ama evde değil, her yere baktım. O yüzden arabaya atlayıp buraya geldim.
Pero no está en casa, y He buscado por todas partes, y por lo que sólo se subió al coche y vino aquí.
Buraya geldim çünkü Rick ve ben ayrıldık.
Vine aquí, porque Rick y yo hemos roto.
Hazır şan şöhretin konusu açılmışken, ben de o yüzden buraya geldim.
Hablando de fama, por eso estoy aquí.
Annem yerine buraya geldim.
He venido aquí en vez de a casa de mamá.
İki yıl önce buraya geldim ve atladığına ikna oldum.
Saben, estuve aquí mismo hace dos años, convencida de que había saltado.
Bu yüzden buraya geldim ve neler olduğunu öğrenmeden buradan ayrılmayacağım.
Y eso es por lo que estoy aquí, y por qué no me voy a ir hasta saber exactamente por qué pasó.
Park alanından çıktıktan sonra anahtarlar kayıptı. Ben de taksiyle buraya geldim.
Cuando fui el aparcamiento, las llaves habían desaparecido, así que cogí un "Uber" hasta aquí.
Bugün buraya geldim çünkü aramızda bir bağ oluştuğunu fark ettim.
Hoy he venido porque me he dado cuenta de que tú y yo tenemos una cierta conexión.
Neden tekrar buraya geldim?
¡ ¿ Por qué estoy aquí otra vez? !
Havaalanından doğru buraya geldim.
Vine directo del aeropuerto.
Buraya geldim çünkü başka kime gideceğimi bilmiyordum.
Vine aquí porque no sabía - a quién acudir.
Ama buraya yeni geldim.
Pero acabo de llegar.
Ama buraya yeni geldim.
Pero acabo de llegar
Gündüzleri evde olmuyor. Buraya nasıl geldim sandın?
No está allí durante el día. ¿ Cómo piensas que estoy aquí ahora?
Buraya öğrenmek için geldim.
Pero eso es lo que voy a averiguar.
Bizimle gelir misiniz diye sormaya geldim buraya.
Vine a ver si venía con nosotros.
Kuzeyden yeni geldim buraya.
Acabo de llegar desde el norte...
Aslında buraya aşk adına geldim.
La verdad es que regrese por amor.
- Buraya satın almaya geldim.
- Vine a comprar.
- Occido Lumen için buraya geldim.
Estoy aquí por el Occido lumen.
Buraya özür dilemeye geldim.
Yo he venido a disculparme.
Bence fevkalade bir iş başarıyor ve buraya onu yüreklendirmeye ve ona destek olmaya geldim.
Pienso que está haciendo un trabajo maravilloso y vine a ofrecerle mi apoyo y ayuda.
Buraya, Triebig Electrotech Şirketi'nin önderliğinde evinize radyo hizmeti verme ayrıcalığını sunmak için geldim.
Vengo a ofrecerle una oportunidad emocionante de colocar una radio en su casa por cortesía de la Compañía Electrotech Triebig.
Nereden geldim ben buraya?
¿ A qué venía esto?
Buraya kadar geldim.
He llegado hasta aquí.
Buraya sana yardım etmeye geldim.
Estoy aquí para ayudarle.
- Buraya gerçek bir baronla görüşmeye geldim.
- He venido aquí para hablar con un barón de verdad.
Gelebildiğim kadar hızlı geldim buraya.
He llegado tan pronto como he podido.
Benim adım Kiera Cameron ve buraya 2077 yılından geldim.
y vine aquí desde el año 2077.
Buraya iş için geldim, Kellog.
Estoy aquí por negocios, Kellogg.
Buraya bunu değiştirmeye geldim.
Estoy aquí para cambiar eso.
- Evet, sizin buradaki tarzınızı ve kurallarınızı bilmiyorum, buraya daha yeni geldim bu yüzden kitaptan baktım.
- Sí... yo no sabía cuáles... eran sus políticas y procedimientos así que... seguí el manual.
Her ne kadar seni yeniden kanlar içinde bırakmayı istesem de buraya Belle için geldim.
Por más que disfrutaría hacerte sangrar de nuevo, estoy aquí por Bella.
Doğrusu bugün buraya epey alıştırma yaparak geldim. Sizinle yemek yemek istediğim için.
La verdad es que... he practicado mucho... invitarte a cenar.
- Ben buraya nasıl geldim?
¿ Estás bien? - ¿ Cómo llegué aquí?
Aslında buraya Bay Logan'ın fikrini değiştirmek için geldim.
En realidad estoy aquí para intentar convencer al Sr. Logan de que cambie de parecer.
Buraya bu yüzden geldim.
Por eso he venido aquí.
Aslında buraya ilk ben geldim, asıl sen beni takip ediyorsun.
Bueno, en realidad... yo he llegado aquí primero, así que... tú me estás siguiendo a mí.
Buraya bir anlaşma yapmaya geldim.
Vine... para hacer un trato.
Buraya gerçekten sana yardım etmek için geldim.
Realmente vine aquí para ayudarte.
Buraya senin için geldim.
Estoy aquí por ti.
Buraya bağışıkların öğretilerini yaymak için basit bir kılavuz olarak geldim.
Vengo aquí como su humilde mensajero, difundir el evangelio de los inmunes.
Buraya nasıl geldim ben?
¿ Cómo he acabado aquí?
Buraya nasıl geldim?
¿ Cómo he acabado aquí?
Buraya gerçeklik kontrolu için geldim.
Estoy aquí para una comprobación de la realidad.
Buraya sana ceza vermeye mi yoksa kurtarmaya mı geldim?
¿ Vine para castigarte o para salvarte?
Buraya seni öldürmeye geldim.
Estoy aquí para matarte.
Ve buraya her şeyi söylemek için geldim.
Y vine a contarle todo.
Buraya canını kurtarmaya geldim.
Estoy aquí para salvarte el pellejo.
Bayan Strong buraya size Whitehall'a kadar eşlik etmek için geldim.
Sra. Strong, vengo a escoltarla de vuelta a Whitehall.
geldim 384
geldim işte 33
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya gelir misin 63
buraya kadarmış 49
buraya kadar 304
buraya gelin 820
geldim işte 33
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya gelir misin 63
buraya kadarmış 49
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya geldin 19
buraya neden geldin 73
buraya getir 71
buraya koy 29
buraya gelip 69
buraya gelsene 50
buraya gelebilir misin 28
buraya geri gel 39
buraya gelirken 28
buraya kadar geldik 26
buraya neden geldin 73
buraya getir 71
buraya koy 29
buraya gelip 69
buraya gelsene 50
buraya gelebilir misin 28
buraya geri gel 39
buraya gelirken 28
buraya kadar geldik 26