Burda değil translate Spanish
674 parallel translation
"Burda değil mi?"
"¿ No está?"
Ufak... adamlar burda değil mi?
¿ Los... hombrecillos no están aquí?
- Burda değil.
- No está aquí.
- Afedersiniz, hizmetçi burda değil mi?
- ¡ Maria! ¿ No está la muchacha?
Başka bir yerde haklı olabilirsin, ama burda değil.
En otro sitio tendrías razón, pero aquí no.
Yeterdi ama... ihtiyacım olan ekipman burda değil.
Eso nos vale. Valdría si estuviese aquí.
Şimdi Mikkel, onun ruhu Tanrıyla. Burda değil bunu görebiliyorsun.
Vamos, Mikkel, su alma está con Dios, ya no está aquí.
Burda değil mi?
¿ No la tiene?
O burda değil.
Él no está aquí.
- Tabi burdayız, burda değil - Ve de transmitter burda
Excepto que estamos aquí, no ahí.
- Burda değil
Y el transmisor está ahí, no aquí.
Ama baş rahip Liao Kung burda değil.
Pero el abad Liao Kung no está aquí.
Hayır, annen burda değil.
No, no, su madre no está aquí.
- Ama, burda değil mi? - Burda.
Pero está aquí, ¿ no?
O burda değil şimdi
Ha salido.
Gerçekten Sufi Hanım burda değil!
Es la verdad, aquí no hay ninguna Dama Ermitaña.
Neden burda değil?
¿ Por qué no está ella aquí?
Burda değil! Of ya.
Diablos, no voy a poder volver mañana.
Pekala ben bekliyorum, o burda değil.
Bueno, he estado esperando. El no está aquí.
- O zaman ceheneme git! O burda değil.
- Maldición. ¡ El no está aquí!
Eddie burda değil.
Eddie no está aquí.
Yeterli, burada bir şey yok. Senin ilgilendiğin belgeler, artık burda değil.
No hay nada aquí, sin embargo los archivos de los que habla pueden que ya no estén allí.
Millie kesinlikle burda değil, ve yarına kadar bütün kızlara ihtiyacım var.
Está claro que Millie no está aquí, y necesito a todas las chicas que tengo para mañana.
Ne demek, adamım burda değil?
¿ Cómo que mi hombre no está?
Burda değil.
- Uh, aquí no está.
Leopar avlamış hiç kimsenin bu tuzağa düşeceğini sanmıyorsun değil mi?
¿ Acaso creyó que alguien acostumbrado a cazar leopardos iba a caer en esa burda emboscada?
Burda bırakmamı beklemiyorsun herhalde ihtiyar. Yaptıklarım daha bişey değil.
¡ No has visto nada, no era mas que una mise en jambe.
Burda sanatçılar değil, seyirciler güler.
Aquí no se ríen los artistas, sino el público.
Öyleyse burda içerek ahmaklık yapıyorsun değil mi?
Entonces eres imbécil por beber aquí, ¿ no?
- Benim tarafımdam değil bayan. - Ben burda sadece bir yabancıyım bayan. Eğer bana sorsaydınız, bir saat kadar daha beklemenizi söylerdim.
- Soy un forastero, pero yo les diría que esperasen otra hora.
Daha evvel geldiğinde burda gerçekten tekneler vardı, değil mi?
¿ Has visto barcos langosteros antes?
Bu burda Avrupa'da, Afrika, Latin Amerika'da değil.
Sea aquí en Europa, sea en África, en Latinoamérica, donde sea.
Sana burda vurmuştum değil mi?
Te pegué aquí, ¿ verdad?
- Geceyi burda geçireceksin, değil mi?
¿ Vas a pasar la noche conmigo?
İtiraf etmelisiniz, pek sofistike bir tabir değil.
Debe admitir que es una expresión burda.
Burda yalnız büyüyen birine, öyle değil mi?
Se crece solitario aquí, ¿ no?
Meksika değil burası. Burda senin gibi insanları vurmayız
Esto no es México o un país cualquiera...
sanırım birileri burda kalıp bu şeyi kapatmak zorunda değil mi?
Se supone que alguien debe quedarse y cerrar el portal, ¿ no?
Pekala, onu burda anlayamayız, öyle değil mi?
Jamás lo averiguaremos aquí, ¿ verdad?
Burda viski falan yoktur, değil mi?
Escucha, ¿ tienes Wiskhy aquí?
Para oradaydı değil mi? - Evet. - Şimdi de burda, değil mi?
El dinero estaba allá y ahora está aquí, ¿ cierto?
Kocam soforluk yapiyor, su an burda degil, ben de buraya geldim.
Mi marido es camionero y está en la ruta, así que vine aquí.
Doğruları söylüyorsun Ama burda, hiç inanmıyorsun değil mi?
Dijiste bien las cosas, pero aquí dentro nunca las creíste, ¿ verdad?
Beni burda bırakmayacaksınız değil mi?
¿ No pensaréis abandonarme?
O burda beleş, para mara verdiği yok ve benim kızanım falan değil.
Está aquí gratis, sin pagar una lira y no es mi hijo.
Sen burda yenisin değil mi?
¿ Eres nueva aquí, verdad?
Planlar burda, Kopenhag'da değil mi?
¿ No estaban los planos aquí, en Copenhague?
Müfettiş He şimdi burda değil döndüğü zaman sorarız!
Volverá en unos pocos días.
Hiçbir şeyle ilgili değil, seninle burda olmaktan mutlu olmam hariç
No es nada. Excepto que estoy muy feliz de estar aquí contigo.
Eva'nın, seni burda tutmaya çalıştığının farkında değil misin?
¿ Usted no livero a Eva solo lo hizo para retenerlo aqui?
Mümkün değil. Bak, üçüncü sınıfların ders listesi burda.
No, tengo el horario de los de tercero B.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56