De var translate Spanish
296,680 parallel translation
Ben de varım!
¡ Cuenta conmigo!
Yolcu listesi ve bu çeşit bir sürü not elimizde var. İçinde birinde 170 yazıyor.
Tenemos la lista de pasajeros, un montón de notas enigmáticas, incluyendo esta, "170".
İkimiz de var olduğun bir zamana geri gidemeyeceğini biliyoruz, bu yüzden cinayeti veya Wes'i durduramazsın.
Ambos sabemos que no puedes volver a una época en la que ya existas, así que no puedes detener el asesinato de tu mujer ni detener a Wes.
Böyle içimde bir his var ama anlatması zor.
Tengo este sentimiento. Es difícil de explicar.
Saldırıdan haberleri var mı?
¿ Son conscientes de un ataque?
Boru hattı açılışına aylar var.
El gasoducto está a meses de romper la tierra.
Roman, hâlâ onun hakkında bilmediğimiz çok şey var.
Roman, todavía hay mucho que no sabemos de ella.
Grubun bugün yeni bir hedefi vurma planları var ve neresi olduğunu bilmiyoruz.
Este grupo está ahí afuera planeando atacar un nuevo objetivo hoy... y no tenemos ni idea de dónde.
Tess Bartell'i tutuklama gerekçemiz var.
Tenemos una orden de arresto para Tess Bartell.
Kevin konuşmuyor. Boru hattı üzerine çalışan beş tane inşaat firması var.
Kevin no está hablando y hay cinco empresas de construcción trabajando en el gasoducto.
Aynen o da var.
Sí, es parte de ello.
Ama fişi çekmeden önce bilmen gereken bir şey var.
Pero hay algo que debes saber antes de desenchufar.
En azından içinde C vitamini var.
Por lo menos lleva algo de vitamina C.
Lütfen, yapmam gereken çok iş var ve Weller bir kolum bağlı yapmamı istiyor. Sherpherd ve Borden'ı yakalamada umudumuz varsa birinin burada olup tuşlara basması gerekiyor.
Por favor, tengo mucho trabajo que hacer y Weller quiere que lo haga con una mano atada a la espalda, y si tenemos alguna esperanza de capturar a Shepherd y a Borden alguien tiene que estar aquí para mover los hilos
- Bu hafta sonu için planınız var mı?
- ¿ Tienes planes este fin de semana?
Şu şeyin ortasında ne var?
¿ Qué es eso de ahí en medio?
Evet, iyi bir uykuya ihtiyacım var.
Sí, necesito una buena noche de sueño.
Mutfakta kızların partisi var!
¡ Eh, despedida de soltera en la cocina! ¡ Vieja escuela!
En yakın uçak pistine indireceğim ki piste varmama 1 saatten daha az var.
Aterrizare en el aeropuerto más cercano que está a menos de 1 hora.
Arkada 150'den fazla yolcu var, bir kaçı Komutanlar Kulübü'müzden ve onlara göre özel bir karşılama yapmak isterdim.
Hay más de 150 pasajeros muchos de los cuales están en nuestro Club de Comandantes y para ellos me gustaría enviarles una bienvenida especial.
Haklısın, öyle hisettiriyor. Gideceği yere hemen ulaşmayı isteyen sabırsız bir iş adamı bile var. Daha çok işi idare edebilmek için.
Incluso hay un hombre de negocios impaciente que realmente quiere llegar a su destino para poder hacer mas negocios.
Nevada'daki piste inmemize 10 dakika var.
Estamos a diez minutos de aterrizar en un aeropuerto en Nevada.
Teröristlerle görsel temasımız var.
Tengo confinación visual de los terroristas.
Uç bölgede geniş bir açık var.
Abierto en la zona de anotación.
Ah, Girls dizisi içinde bir sahnemiz var ama bunu görmezden geleceğiz. çünkü Gabby Hoffmann üstsüz değil.
Oh, hay una alerta de Bone Zone para chicas que vamos a ignorar porque es Gabby Hoffmann haciéndole un Pato Donald.
Onlar Gol kursuna varıp yangın olmadığını çözene kadar bekleyin.
Espera a que llegue al campo de golf y descubran que no hay ningún incendio.
Ve çoğunun kamerası bile var. Böylece insanlar istediğini gözetleyebilir ve özel yaşamın gizliliğini ihlal edebilirler.
Y la mayoría tiene cámaras entonces la gente puede espiar a quien les dé la gana e invadir su privacidad.
Gerçek çay, gerçek süt, ve hayatında tadabileceğin en iyi bal da var.
Te de verdad, leche de verdad y la mejor miel que jamás probaras en toda tu vida.
Hey, Clevelandın keli mi var?
Hey, ¿ Cleveland tiene un poco de calva?
Spor odam, Bira soğutuculu kilerim. Başka bir spor odası. ve orada da balyanın üstünde... yanan bir mum var.
Cuarto de ejercicio, sótano de cerveza otro cuarto de ejercicios y por aquí hay un cuarto que solo tiene un vela encendida en una paca de heno.
Şu tarafta yoga pantolonlu anneler var. Karışık ırklardan olan çocuklar midillilerini sürüyor, ve kafası karışmış bir Jerome...
Tienes tus mamas con pantalones de yoga tus hijos de raza mixta montando ponis un Jerome confundido...
Altın kaplara ilginiz var mı?
¿ Tiene algún interés en una olla de oro?
Zombilere inanan çılgınlar hikayende bir gelişme var mı?
¿ Alguna novedad en tu historia de "los chiflados que creen en los zombis"?
Burada başka bilen var mı?
¿ Lo sabe alguien más de aquí?
Sadomazoşist kayıtlarında kimliği belli olmayan 20 adam var.
Hay veinte hombres en la cinta de la dominatriz que no se han identificado.
Birkaç sorum daha var.
Solo tengo un par de preguntas más.
Birkaç yüzeysel bıçak yarası var ama ölüm sebebi başının arkasına aldığı darbeden kaynaklı görünüyor.
Tiene un par de puñaladas superficiales, pero la causa de la muerte parece ser un traumatismo en la parte posterior de la cabeza.
Önümüzdeki görevin niteliğini anlayan insanlara ihtiyacım var.
Y necesito a gente que entienda la naturaleza de la tarea que nos espera.
Birkaç günün var, düşün.
Tómate un par de días, piénsalo.
Seattle'ın yeni belediye başkanı Floyd Baracus Aleutian gribi salgını sebebiyle olağanüstü hal ilan etti. Bir aşının var olduğunu ancak bilinen bir tedavi olmadığını söyledi.
El nuevo alcalde de Seattle, Floyd Baracus, ha declarado el estado de emergencia en respuesta a la propagación de la gripe aleutiana, una enfermedad para la que dice que hay una vacuna, pero no una cura.
Diğerlerinin hayatta olma şansı var. Belki yakalanmışlardır ve zombiler onlardan bilgi almaya çalışıyordur.
Es posible que el resto sigan vivos, quizá capturados y los zombis estén intentando sacarles cualquier tipo de información.
Birlikte çıktığı adamlardan tarif edebileceğiniz herhangi biri var mı?
¿ Cree que podría describir a cualquiera de los hombres con los que se fue?
Robot resimleri beklerken birinci sınıf yolculardan biri daha merkeze geliyor, işin var mı?
Mientras esperamos para tener los bocetos, otro de los pasajeros de primera clase viene a la comisaría luego, ¿ estás libre?
Pekala, kadın bu örgü dükkanının sahibi ve kötü yapılmış bir kelime oyunlu bir ismi var. Örgü Takımı gibi.
Bueno, tiene una tienda de tejidos y tiene algún juego de palabras abocado al fracaso por nombre, como Tiquismiquis de los Tejidos o...
Acıktıysan mini barda birkaç beyin tüpüm var.
Tengo un par de tubos de cerebros en mi minifrigobar por si tienes hambre.
Efendim, Fulcrum'dan bir mesaj var.
Señor, tenemos un mensaje de Fulcrum. Oigámoslo.
Amcamın Chicago'da bir tiyatrosu var ve kendisi yeni bir gösteri arıyor.
, mi tío... es dueño de un teatro aquí en Chicago y busca nuevos artistas. Ha visto su espectáculo y le ha encantado.
Kutunun içinden çıkan bir oyuncağı var.
Tiene una de esas cajas sorpresa.
Her yerde gizli izolasyonlu odalar ve gizli kanallar var.
Hay cámaras de aislamiento y pasadizos secretos por todas partes.
Evet, birisiyle ilgili ufak bir sorun var...
Sí, hubo un pequeño problema con uno de ellos.
Bir de özel oyuncağı var...
Y tiene un juguete especial...
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19