English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Degildim

Degildim translate Spanish

13,651 parallel translation
Hapiste, mahkemede olduğum onca zaman. Ama yanında değildim çünkü bizden bunu çaldın.
Todo el tiempo que estuve en la cárcel, en la corte, pero yo no estuve ahí porque tú nos robaste eso.
- Hayır ben dahil değildim.
No, yo no fui parte de eso.
Buradaydım. Ve aynı zamanda değildim.
Estaba aquí... y no lo estaba al mismo tiempo.
Farkında değildim.
No sabía.
İlk aldığında emin değildim ama çok eğlenceli olabileceğini düşünüyorum.
Quiero decir, lo admito, la primera vez que trajiste la moto a casa, Yo no estaba tan seguro, pero creo que podría ser muy divertido.
Değildim aslında.
Bueno, realmente no.
Alışkanlık yapması bir yana, müsait değildim.
Aparte de la fuerza de la costumbre? Soy incapaz.
- Hayır, hatalı değildim.
No, no me equivoqué.
Her zaman bir an gelip beni terk edeceğini biliyordum. Bu şekilde incinmeye hazır değildim.
Y siempre supe de alguna manera que me dejaría y no estaba preparado para que me hicieran daño de esa manera.
- Hayır değildim. Ben asla genelde uyuklamam.
Yo en realidad nunca dormí.
İlişkileri olduğundan emin değildim o yüzden kendi gözlerimle görmek istedim.
No estaba segura de que estuvieran teniendo una aventura, así que quería verlo yo misma.
Kendimde değildim.
Estaba... fuera de mí.
Hayır, değilim. Kolejdeyken senin kadar aptal da değildim.
No, soy realmente profesor y no era tan estúpido...
Yeniden birinin beni isteyeceğinden emin değildim.
Perdí la esperanza de que alguien volviera a quererme.
Beni içeri kabul edip etmeyeceğinden emin değildim.
No estaba seguro si me ibas a llamar.
Noel arifesini karanlık bir barın üstündeki depoda tek başıma geçiriyor değildim ya!
No es que vaya a pasar la Nochebuena en un trastero encima de un oscuro bar.
Muhabbet için orada değildim, değil mi?
Bueno, no fui allí a conversar, ¿ verdad?
Haksız yere mahkûm ettirilen birine ne kadar tazminat ödendiği konusunda bilgi sahibi değildim.
Avery podría recibir $ 25.000 No conocía bien la ley sobre indemnizaciones a convictos por una condena injusta.
Ben olay mahallinde değildim.
- Yo... Yo no...
- Kesinlikle değildim.
Yo nunca fui. Eso no es cierto.
Bir keresinde Pete Andre taksime binmiş ve sonraki müşteri gösterene kadar farkında bile değildim, biliyor musunuz?
¿ Saben qué una vez tuve a Pete André en mi taxi... y no noté hasta que el siguiente cliente se percató?
Özetle, " Cinayet sırasında orada değildim.
Más bien es la coartada diciendo :
Son kararı verirken ben oy kullanmadım orada değildim çünkü. Buna rağmen benim için çok zor.
Aunque no tomé la decisión final sobre el veredicto porque ya no estaba, igual es difícil para mí.
- Evde değildim.
- No estaba en casa.
Ben olduğumu biliyor olabilir. Ama her zaman ben değildim.
Tal vez sabía quién era yo, pero no fui yo todo el tiempo.
O ben değildim.
Ese no fui yo.
Aklı başında biri gibi göründüğümü biliyorum ama o anda kendimde değildim.
Sé que parezco un hombre razonable pero en ese momento estaba alterado.
Orada öğrenilecek daha derin sırlar vardı ama ben onları alacak güce sahip değildim.
Había secretos más profundos para aprender ahí pero no tuve la fuerza para recibirlos.
Ben de diğerlerinden farklı değildim.
Yo sé menos que otros.
Bölümünüzün hala var olduğunun farkında değildim.
De verdad no sabia que su departamento aun existia.
Sadece emin değildim.
No estaba seguro.
Burada bir video çekmiştim, yalnız da değildim.
Una vez hice un vídeo aquí y no soy la única.
İlk başta, enerji üretmeye başladığından emin bile değildim.
Al principio no sabía si habías comenzado a generar la energía.
Ben değildim.
Yo no fui.
Parasında falan değildim, Sly ile tanışmak istiyordum o kadar.
No era el dinero. Solo quería conocerlo.
Bana bak, senin peşinden gelmeye mecbur değildim.
¿ Sabes? No tenía que acompañarte.
"Hikayenin başında orada değildim, Ancak hepsi İngiltere'deki küçük bir balıkçı köyünde başladı."
"Yo no estaba allí al principio de la historia pero todo comenzó en una pequeña aldea pesquera de Inglaterra".
Bundan sonra nereye gideceğinden emin değildim.
No estaba seguro de qué iba a pasar luego.
Ben de bundan çok emin değildim.
Yo tampoco estaba muy segura de eso.
Hikayenin başında orada değildim, Ancak alt dolana yatırdım, sonuna kadar ayrılmayacağım. Çünkü biliyorum, doğru olanın sonu olmalı.
Yo no estuve en el principio de esta historia pero pueden apostar con seguridad que no me iré antes del final porque sé que tiene que ser un final correcto el tipo de final por el que vale la pena pelear.
Adamın tekini yere yapıştırıp isyan çıkarmaya çalışan ben değildim.
Yo no tiré a un tipo al piso e intenté incitar un motín.
Ben de bir süre sonraya kadar neler olduğunun farkında değildim.
Hasta un tiempo después no me enteré de lo que sucedía ".
Dün ya da bugün izinli değildim.
No tomé hoy, o ayer, o la semana libre.
Banyodaki ben değildim! Banyodaki Jenny'ydi!
- ¡ Jenny estuvo en tu baño!
Değildim, özür dilerim.
No. Lo siento.
Ben değiştirdim. Ben her zaman Jackie değildim.
Yo me cambié el nombre, no siempre fui "Jackie".
Ben şeyken çok daha gençken, ben pek ortalarda değildim, oğlum için orada değildim.
Cuando era... mucho más joven, no estaba... mucho en mi casa y no estuve para mi hijo.
- Ee ben değildim.
- Seguro de que no fui yo.
Hazır değildim!
¡ No estaba listo!
Geldiğimde beş yaşında bile değildim.
No tenía ni 5 años cuando llegué.
İşin içinde değildim.
Yo no tuve nada que ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]