English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Evet ama

Evet ama translate Spanish

58,752 parallel translation
Evet ama açmak için gereken kodu bilen tek kişi benim.
Sí, pero yo soy el único que conoce el código... para abrirla.
- Evet ama ne? Bilmiyorum ama şunu unutmayın, o bunu yüzyıllardır planlıyordu.
No sé, pero recuerda, ha estado planeando esto por siglos.
Tamam, Evelyn'in kendi sorunları vardı, evet ama Rory'nin de vardı ve Oliver onun kan davasını pozitif bir şeye yöneltti ve delilere göre...
Evelyn tenía sus problemas, es cierto, pero también Rory, y Oliver pudo canalizar su venganza en algo positivo, y en lo que a locos se refiere, tú- -
- Evet ama önce Sonus'u bulmalıyız.
Cuenta conmigo. Sí, pero primero tenemos que encontrar a Sonus.
İçinde bir canavar var, evet ama o sen değil.
Hay un monstruo dentro de ti, sí, pero no eres tú.
Evet ama aynı zamanda bencil ve tehlikeli biri.
Claro, pero también es egoísta y peligrosa.
Evet ama bu baskıyı kimse kaldıramaz.
Claro, pero es mucha presión para cualquiera.
Evet ama o iyi.
Sí, pero ella está bien.
Evet ama teknik olarak koruyucu bakımı Ana üstlenmiyor.
Sí, pero técnicamente ella no lo está acogiendo.
- Evet ama söylemiştin.
- Sí, pero lo has hecho.
Evet ama artık esrar yok.
Sí, pero no más hierba.
Evet ama, hala en fazla yük senin omuzlarında.
Sí, pero aun así, mucho peso cae en tus hombros.
Son zamanlarda bunalımlı zamanlarımız oldu, evet ama hayatımıza devam edebildik değil mi?
Sí, todos hemos tenido contratiempos últimamente, pero... vamos a guerrear, ¿ bueno?
Evet ama çığlık atmak korkunç birşey.
Sí, pues, gritar es horrible.
Belki başlarda evet ama sen onunla konuştun, ve böylece sana ve kendisine zarar vermesini önledin.
Tal vez al principio, pero sabes qué, fuiste tú la que lo convenció de que no te hiciera daño a ti ni a sí mismo.
Evet ama, hala işe yaramıyorlar.
Sí, pero no están funcionando.
Evet ama, Aaron beni öptüğünde, ben de çekilmemiştim ve benim için bir anlam ifade etmemişti.
Sí, pero cuando Aaron me besó, no lo aparté y no significó nada. ¿ Y?
- Evet ama yine de ben götürmeliyim.
- Sí, pero debo acompañarte.
Evet ama bu...
Sí. Pero esto,
Evet ama diğeri hala dengesiz.
Sí, pero la otra todavía está floja.
Evet ama Oliver ne yaptı acaba?
Sí, ¿ pero qué hay de Oliver?
- "İstediğini yap" demek evet ama sanki daha- -
Llámalo como quieras, pero ha sonado como si hubiera algo...
Evet ama devleti ele geçirmek işlerini epey düzeltir.
Sí, pero estar al mando de todo un país sí es bueno para los negocios.
Evet ama o vakitten beri kimse girip çıkmamış.
Ya, pero nadie ha entrado ni salido desde entonces.
Normalde evet ama şu anda ısı haritasında yalnızca ikinizi görüyorum.
Bueno, normalmente, sí, pero ahora mismo, las únicas señales térmicas que detecto ahí sois vosotros dos.
- Evet, çıkardım ama ufak bir incelemeden sonra cihazın aylardır çalışmadığını keşfettim.
Sí, pero después de una revisión más detallada, he descubierto que el dispositivo lleva meses sin funcionar.
Evet, duyduğuma göre 2016 en iyi yılım değilmiş ama bunu düzeltmeyi planlıyorum.
Sí, parece que el 2016 no es mi mejor año, pero planeo arreglarlo.
Ghost Fox Goddess'ın havasının yanından geçemez ama ben senin havalılık seviyeni ancak hayal yapabilirim ki yapıyorum. Evet, biliyorum.
Sí, lo sé.
Evet. Çözüleceğini biliyordum ama biraz daha dayanmasını bekliyordum.
Bueno, sabía que se quebraría, pero esperaba que durara un poco más.
Evet, bu konuda konuşacağız ama şu anda diğerlerini bulmaya odaklanmamız gerek.
Vamos a hablar sobre eso. Pero ahora, tenemos que concentrarnos en encontrar a los demás.
- Evet muhtemelen ama...
Sí, probablemente, pero...
Sadece işini yapıyordu. Ama evet, devam et. Bunu da kendine bağla.
Estaba haciendo su trabajo, pero sí, adelante, tómatelo personal.
Evet. Ama ertesi gün yine o tatlı Randy oldu.
Sí, pero al otro día era el mismo dulce Randy de antes.
Evet, ama Cynthia yerine bakmamı istedi.
Sí, pero Cynthia me pidió que la cubriera.
Ama evet, bu da çok işe yarıyor ya.
Pero sí, está saliendo muy bien.
Evet, daha iyi körili tavuk yemiştim ama fena değildi.
Sí, he comido mejores vindaloos, pero me gustó.
Evet, bence ona aşık.
Sí, creo que lo ama.
Evet, bir ayı biraz geçti ama iki yıl geçmiş gibi davranıyorsun.
Sí, poco más de un mes, pero te comportas como si fueran dos años.
Evet, ama filmde çalışanların bazıları bu otelde kalıyor.
Sí, pero hay otra gente de la película que está en el hotel...
Evet, ama bakmakla, evlat edinmek farklı.
Sí, pero acoger es diferente a adoptar.
Evet, bunda yeni olabilirim ama bak sana ne söyleyeceğim.
Sí, bueno, tal vez sea nueva, pero te diré qué.
Evet, tabii ki bu durum sana sormam için hızlandırdı beni ama söylediklerimde ciddiydim.
Es decir, claro, eso me incentivó a apresurarme, pero... hablaba en serio.
Evet, sanırım kendini duşa attı ama burada takılabilirsin.
Sí, creo que ya se metió en la ducha, pero puedes pasar el rato. Genial.
Evet, evet, bir kaç puan geride kaldık ama aslında geri dönmemiz gerekiyor.
Sí, sí, ganamos por un par de puntos, pero ya tenemos que volver.
Evet, ama tüm sorumluluğu ben kabul ediyorum.
Sí, pero yo... acepto toda la responsabilidad.
Evet, biliyorum ama bu kişisel bir mesele Oliver.
Sí. Lo sé, pero esto es personal, Oliver.
Evet, ne planladığını bilmiyordum ama.
Espera. ¿ Thea te lo pidió? Sí. No sé qué está planeando hacer.
Evet, ambulans olmaz ama ben göründüğümden daha sağlamımdır.
Sí, nada de ambulancias, pero soy más fuerte de lo que parezco.
Beton kadar sağlam bir düşünce değil ama evet.
Bueno, es una teoría, pero sí.
Evet, oyalanmamı sağlıyor ama... Birkaç çorap alabilirim ben de.
Sí, me mantiene ocupado, pero tengo que comprar calcetines.
Evet, normalde yeni nesil zırvalıkları der geçerdim ama seni anlıyorum.
Bueno, sí. Normalmente lo achacaría a una tontería generacional, pero sé lo que quieres decir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]