English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Ama biliyorum

Ama biliyorum translate Spanish

44,048 parallel translation
Ama biliyorum ki Zeke üniversiteye gidip o parayı kazanırsa artık Get Down Kardeşler kalmaz.
Pero sé que, si Zeke va a la universidad por dinero no habrá más Get Down Brothers.
- Ama oldukça tuhaf, biliyorum. - Biliyorum.
Es demasiado extraño.
Biliyorum ama çocuklar büyüdükçe ebeveynlerinden uzaklaşırlar.
Lo sé. Pero los hijos se apartan de sus padres, y eso está bien... mientras sean felices.
Uzun sürelik bir ilişkimiz olmadığını biliyorum ama...
Sé que no llevamos mucho tiempo juntos,
Ama Apaçi savaşçılarıma bakmayı da biliyorum.
... pero sé tratar a mis pequeños guerreros apaches.
İstemediğini biliyorum ama müzik için yap.
Sé que no quieres, pero por la música.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum ama o senin turnusol kağıdın olacak.
Y sé que esto es difícil para ti pero él es tu prueba de fuego.
- Biliyorum ama...
- Yo sé, pero... - Siéntate.
Tio kariyerim için uğraşıyor, biliyorum ama aşk baladları?
Sé que tío lucha por mi carrera pero, ¿ baladas de amor?
Biliyorum, ama burada olmak istedi.
Lo sé, pero él quería estar aquí.
Seçeneklerimize bakınca... burası hassas bir alan biliyorum ama belki Ginnie'nin annesini arayabilirsin.
Ya que estamos, eh, la exploración de nuestro options- - y sé que esto es un área sensible, pero tal vez usted podría intentar llamar a la madre de ginnie.
Biliyorum tatlım ama aptal ve korkmuş olduğun için bu böyle. Bu yüzden burada kal ve kararını yarın ver, olur mu?
Sé que lo haces, miel, pero eso es porque tienes miedo y estúpida en este momento, por lo que sólo se sienta apretado, y duerme en ella, ¿ de acuerdo?
Burada azınlık olduğumu biliyorum ama tuhaf, uyuşturucu kartellerindeki silahlı çatışmaları pek sevmiyorum.
Sé que estoy en la minoría aquí pero no me gustan las peleas con armas en casas espeluznantes, que son una trampa de cárteles de drogas.
Ama o kızı önemsediğini biliyorum.
Pero sé que te preocupabas por ella.
Biliyorum ama bildiğiniz gibi, burada seçim, incelikli bir mevzu.
Lo sé, pero como sabe, las elecciones son un tema frágil.
Zor olduğunu biliyorum evlat ama işimiz bu.
Comprendo que puede ser difícil, hijo, pero ese es el trabajo.
Biliyorum ama lütfen dinle.
Lo entiendo, pero, por favor sólo escucha.
Ne diyeceğini biliyorum ama notların şu anda hiç yeterli değil, tatlım.
Sé lo que vas a decir, pero tus notas no son suficientemente buenas ahora mismo, cielo.
Onun bu dünyaya nasıl geldiğinin tüm ayrıntılarını bilmiyorum ama onu çıkmaz bir duruma soktuğunu anlayacak kadar biliyorum.
No sé cuáles fueron las circunstancias exactas que le trajeron al mundo, pero sé lo suficiente como para saber que le estás poniendo entre la espada y la pared.
Biliyorum bayadır görüşmüyorsunuz ama yanında kalmak için her zamanki gibi kardeşini bir dene istersen.
Sé que hace mucho que no se hablan, pero, ¿ puedes quedarte con tu hermana?
Büyük bir iş biliyorum ama lütfen bir göz gezdir.
Sé que es mucho pedir, pero échales un ojo.
İstemediğini biliyorum ama mecbursun.
Sé que no quieres, pero hay que hacerlo.
Evet, ama sen yapmadığını biliyorsun. Ben de yapmadığını biliyorum.
Sí, pero tú sabes que no lo hiciste y yo también lo sé.
Biliyorum ama sadece bu seferlik emekliliğe ara verebilirsin. Böylece Monterey'deki tüm sanat yaşamını koruyabilirsin.
Lo sé, pero podrías salir del retiro solo por esta vez para proteger el arte en Monterey.
Biliyorum ama çok pahalı.
Lo sé, es que es tan caro.
Ama Amerikan Ateistler'in çok fazla sırrını biliyorum.
Pero sé muchos secretos sobre Ateos Americanos.
8 yaşında bir çocuğa el kaldırmak doğru bir şey değil biliyorum ama yapacağım.
Sé que tú no vas a patear el trasero de un niño de ocho años, pero yo lo haré.
Biliyorum, muhafızları bizi takip etmeliydi, ama neden etmiyorlar anlayamadım.
Lo sé, sus guardias deberían estar persiguiéndonos, pero no puedo imaginarme por qué no lo están haciendo.
Biliyorum, ama onun için planlanan buydu.
Lo sé, pero es lo que se ha decidido para ella.
Ama hala biliyorum, ben bir Kraliçeyim.
Sé que soy la reina, paro aun así.
Öyle görmesini istediğini biliyorum ama asla olmayacak.
Sé por qué quieres que lo haga, pero eso nunca va a ocurrir.
Şaka yaptığını biliyorum ama ilaç kullanımını suistimal etmediğimi bilmen lazım.
Sé que estabas bromeando... pero quiero que sepas que no abuso de los medicamentos.
Karen'ı sevdiğini biliyorum ama onun hakkında bir şey söyleyebilir miyim?
Viejo, sé que amas a Karen... pero ¿ puedo decir algo sobre ella?
Partiden keyif aldığını biliyorum. Ama heyecanının çabucak geçtiğini kabul etmelisin. Chloe ve diğer samimi arkadaşları partiye gelmediler diye.
Sé que disfrutó de su fiesta, pero tienes que admitir que su excitación parecía moderada y fue porque Chloe y un par de sus otros amigos favoritos no estaban allí.
Biliyorum ama belki gerçekten hoşuna gider.
Lo sé, pero puede que te guste.
Biliyorum biraz garip ama Madeline ve Ed'i o şekilde hayal edemedim.
A ver, sé que suena a locura, pero con Madeline y Ed... No podía verlo.
Hayır, endişelendiğini biliyorum tatlım ama beş dakikada bir kontrol etmene gerek yok.
Es muy dulce por tu parte el preocuparte, cariño, pero no tienes que preguntar cada cinco minutos.
Biliyorum çok klişe ama sen de benim için şahesersin.
Sé que es cursi, pero... tú eres mi obra maestra.
Para, mutluluğu satın almaz biliyorum ama birçok problemi de çözer.
Sé que el dinero no compra felicidad, pero soluciona muchos problemas.
Başta bununla çok mücadele ettiğimi biliyorum ama birisini kaybetme düşüncesi benim için korkunçtu.
Sé que peleé mucho al principio, pero... la idea de perder a alguien fue muy terrible para mi.
Biliyorum manyakça geliyor ama ben sadece...
Ya lo sé, parece una locura, pero... estoy confun...
Kaseti izlediğim için kızgın olduğunu biliyorum... ama onun boşu boşuna olmasına izin veremeyiz.
Sé que estás molesto porque lo vi. Pero no podemos dejar que sea en balde.
Çok şey yok biliyorum ama misafir beklemiyordum.
No es la gran cosa... pero no esperaba visitas.
Biliyorum, bizler rütbeliyiz. Ama ya biz ya da düşman.
Sé que somos oficiales, pero la alternativa es el enemigo.
Yani nasıl olduğunu biliyorum ama neden olduğunu bilmiyorum.
Quiero decir, sé cómo, pero... No sé por qué.
Biliyorum ki dünyanın beniyim. En az nitelikli Peri godmother, Ama işinizde herkesi kalkındıran benim.
Bueno, sé que soy el hada madrina menos cualificada del mundo pero soy yo quien se está metiendo en tus asuntos.
Teknik olarak randevusu olmadığını biliyorum. Ama bir ilişkinin başına yalan söyleme.
Sé que, técnicamente, no es una cita pero no mientas al comienzo de una relación.
Dostum, konuşabildiğini biliyorum ama bunu sürekli yapman da gerekmiyor.
- Chico... - Sé que puedes hablar, pero no significa que deberías hacerlo.
İlk olmak istediğini biliyorum ama dönmezsen ne anlamı var?
Sé que quieres ser el primero, pero si no regresas, ¿ de qué sirve?
Cidden, üzücü olduğunu biliyorum ama sürekli hatırlatılmasını istemiyorum.
De veras, sé que es trágico, pero no quiero que me lo recuerden todo el tiempo.
Biliyorum, çok korkunç ama büyük yalana inandırıyor.
Lo sé, da miedo. Pero vende la gran mentira.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]