Her ne kadar translate Spanish
6,297 parallel translation
Her ne kadar defalarca.. .. kim olduğu hakkında yalan söylemekten vazgeçmesini.. .. ve etrafındakileri kandırmamasını..
Aunque le dijera repetidas veces que dejara de mentir acerca de quién era y de engañar a la gente a su alrededor y que, tarde o temprano, esto le iba a explotar en la cara...
Lyndsey, Lyndsey, .. şu an her ne kadar romantik olsa da.. .. ben Gretchen'a aşığım.
Lyndsey, Lyndsey, por más romántico que sea este momento estoy enamorado de Gretchen.
Her ne kadar biraz pahalıya patladıysa da bu yeni kazancımızın, dünyanın her yöresinden binlerce ziyaretçi toplayacağına inanıyoruz.
A pesar de que ha costado poco dinero. Confiamos en que esta nueva exposición traerá miles de visitantes de alrededor del mundo.
" Evet, her ne kadar, ölümün gölgesinin vadisi boyunca yürüsem de...
" Sí, aunque ande en en valle de sombra de muerte,
Bunu yapış şeklimiz her ne kadar ihtilaf konusu olsa da esasta niyetimizin iyi olduğuna ikna olmuştum.
El metodo que se uso fue muy agresivo, pero... Estoy convencido de que las intenciones eran buenas.
Öyle olsun her ne kadar ödüm kopuyor olsa da.
Está bien, aunque me temo.
Sabah saat 8 : 00 de kalkacağız cevaplarımızın üzerinden son bir kez geçeceğiz büyük boy kahve alacağız etrafımızda her ne kadar dikkat dağıtıcı herifler olsa da işlerimizle ilgili olduğumuzu onlara göstermek için buraya on dakika erken geleceğiz.
Así que nos despertaremos a las ocho, echaremos un último vistazo a nuestras respuestas, conseguir el máximo de cafeína, y apareceremos diez minutos pronto para demostrar que tenemos mentes para los negocios aunque también tengamos "cuerps" para el pecado.
Başvuruya layık biri olduğumu kanıtlamalıyım. Korkularımla yüzleşmeliyim her ne kadar önce özgüven patlaması yaşamam gerekse de.
Pero si quería probar que era digna de que me admitieran, necesitaba enfrentarme a mis miedos, incluso si necesitaba un empujón de confianza primero.
Ne kadar maaş alıyor bilmiyorum ama gereğinden fazla alıyor her ne kadarsa.
No sé cuánto gana, pero le pagan demasiado.
Çünkü her ne kadar çift dürüst olmaya çabalasa da kimsede fiili zilyetlik olmaz.
Porque, por mucho que la pareja trate de ser honesta, nunca nadie tiene la posesión de los hechos.
Sizinle konuşmak istedim çünkü her ne kadar başka bir yolla yapmanız gerekse de geçen gün kibar davranmayarak bazı ilginç noktalara değindiğinizi düşünüyorum.
Miren, la razón por la quería hablar con ustedes porque aunque lo presentaron en una forma que no fue nada amable, creo que ustedes dieron unos puntos interesantes el otro día.
Bu yüzden, her ne kadar ilişkili olsalar da sanatı matematiğe tercih ediyorum. Sanatta pek çok açıdan haklı olabilirsiniz. Fakat matematikte tek bir doğru vardır.
Y la razón por la que me gusta el arte en lugar de las matemáticas, a pesar de que están conectados de alguna manera, es que en el arte puedes estar acertado de muchas maneras diferentes, pero en matemáticas sólo puedes estar acertado de una.
Her ne kadar kibarca istemiS olsan da Karanlik Olan'dan çalip da hayatta kalabilecegini mi saniyorsun?
Viendo que lo has pedido tan amablemente... ¿ Crees que puedes robarle al Oscuro y vivir?
Bay Fox, öncelikle şunu anlamanızı isterim ki her ne kadar buraya sorgulama için getirilmiş olsanız da tutuklu değilsiniz ya da herhangi bir şeyle suçlanmıyorsunuz.
Sr. Fox, quiero que entienda que, aunque ha sido traído para interrogarlo, no está bajo arresto ni se han presentado cargos.
Bunu sana söylemekten çekinmiyorum, zira uyandiginda hiçbir sey hatirlamayacaksin, her ne kadar seni böyle kullanmaktan çok pisman olsam da.
No me importa decirte esto porque cuando despiertes, no recordarás nada, aunque me arrepiento de usarte así.
"Kendin Ol" operasyonu tam olarak yürürlükte ve her ne kadar kaya gibi sert başlasa da hala yüksek beklentilerim var.
La operación "sé tú mismo" estaba a todo lo que daba, y aunque empezó un poco difícil, aún tenía altas esperanzas.
Her ne kadar bunu söylemek bana acı versede bir bakıcı tutacağız.
Así que, por mucho que me duela decirlo, vamos a contratar a una niñera.
Her ne kadar Alfred uşak olsa da Bruce'a adam olma yolunda rehberlik ediyor onun için çalışıyor olabilir ama sadece o kadar değil. Ona alaka da gösteriyor.
A pesar de que Alfred es su subordinado, tiene que ayudar a guiarlo a crecer con cuidado porque trabaja para él, y no solo eso, sino que tiene mucho respeto por él.
Ölüm her ne kadar üzücü ve dehşet verici olabilsede bizleri her an hayatın tadını çıkarmaya zorlar çünkü işin aslı hayat değerlidir çünkü bir sonu vardır.
Y por triste y horrible que la muerte pueda ser, nos obliga a apreciar cada momento porque la verdad es que... La vida es preciosa porque es finita.
Ne kadar uzun yaşarsanız yaşayın kendinize ki bu her ne kadar çok, çok uzun bir zaman olsada her günü, her saati son anınızmışçasına yaşamayı söylemelisiniz.
Así que todo el tiempo que vivas, a pesar que pueda ser mucho, mucho tiempo... Debes vivir cada día, cada hora, como si fuera la última.
Le Ajan, her ne kadar hak etmesen de senin onuruna 2005 Chateau de la Vère getirdim.
Le trajeado, en su honor, no es que se lo merezca, He traído un Chateau del 2005.
Bak Mabel, her ne kadar istesemde ona söyleyemem.
Escucha, Mabel, no puedo decírselo aunque quiera.
Her ne kadar geçen sene içlerinden biri mendilimi yemiş olsa da ama bu sene belli talimatlar verdim. Canlı domuzlar kabul edilmeyecek.
Pero he dado explícitas instrucciones este año de no aceptar cerdos vivos.
Acı çeksem de senin için her ne kadar...
No importa cuanto te añore.
Çünkü her ne kadar benden nefret etsen de bu anlaşmayı ve arabayı en az benim kadar istiyorsun.
Porque aunque en el fondo me odies, quieres este acuerdo y ese coche tanto como yo.
Lakin, batı ejderhaları, her ne kadar biraz daha asabi olsalar da, ne dediğimi duydunuz mu, asabi, diğerlerinden daha tutarlıdırlar.
Pero, dragones occidentales, aunque un poco exaltado más, veo lo que hice allí, impetuoso, son un poco más consistente.
Her ne kadar geri tepmesinden korksa da. Elma seni gerçekte değiştirmez, sadece seni hiç olmadığın kötü bir haline döndürür.
Aunque tenía miedo de la vuelta de soplo, así que en realidad no cambia, pero que no se convierta en la peor versión de ti mismo.
Her ne kadar bu duvarları yıkmak istesek de kurallar asla boşluk bırakmıyor.
Y no importa cuánto deseemos derribar esos muros, las reglas son inexorables.
Biliyorsun, her ne kadar Aang'ın oğlu olsam da daha önce hiç Hava Ulusu'nun bir parçası olduğumu hissetmemiştim.
Verás, ni siendo como soy hijo de Aang me había sentido nunca como si fuera parte de la Nación del Aire hasta ahora.
Liberaller madem bu kadar zeki ne diye her seferinde kaybediyorlar lan?
Si los liberales son tan jodidamente listos, ¿ cómo es que siempre pierden?
Ayrıca, her seferinde ne kadar sürdüğünü de gösteriyor.
También dice cuánto tiempo tardáis cada vez.
Neyse, her şeyin ne hızda normal hâline döneceği birçok etkene bağlı. Buna, arabaların, uçakların, teknelerin ve trenlerin atmosfere bu kadar uzun süre hidrokarbon yayacağı varsayımıyla biçimlendirilmeyen dünya çapındaki hava düzenleri de dâhil.
Como sea, la velocidad a la que las cosas se normalicen depende de un número de factores incluyendo patrones del clima a nivel mundial, los que fueron modelados sin asumir que los carros, aviones, botes, y trenes
Her gün böyle görünmenin ne kadar yorucu olduğunu biliyor musun?
¿ Te das cuenta de lo cansado que es vestir así cada día?
"Her şey ne kadar kötü giderse gitsin birbirinize sahip çıkın."
Que " aunque las cosas malas se juntan... entre ellas.
Gözlerimi her kapadığımda tek gördüğüm büyükannesi. Cenazede ne kadar mahvolmuş, ne kadar boş baktığı.
Quiero decir, cada vez que cierro los ojos, todo lo que veo es a su abuela, y lo destruida y vacía que parecía en su funeral.
Elindeki her ne ise, kara delik kadar soğuk.
Tenga lo que tenga, está congelado.
Kesinlikle istediği her ne ise vazgeçmesine yetecek kadar değil.
Definitivamente no lo suficiente para evitar que él hiciera lo que quisiera.
- Ne kadar şanslıyım. - Her konuştuğunda farkına varıyorum.
- Lo sé cada vez que hablas.
Şimdi baskı altında ne kadar sakin araç kullanabildiğimizi test etmek üzereydik. Bu kutuların içinde vızıldayan pis şey her ne ise onu serbest bıraktıktan sonra engelli bir etapta ilerleyecektik.
Ahora estábamos a punto de probar la calma con que pudimos conducir bajo presión navegando una carrera de obstáculos después de soltar lo zumbido suciedad estaba en estas cajas.
Ve her zaman ne kadar hızlı gidebildiğinle ilgilidir.
Y siempre se trata de lo rápido que puede ir.
Her ay ne zaman hormonlarla doluşsam beni ne kadar çabuk ağlatabileceklerini bulmaya çalışıyorlar.
Bueno, cada mes cuando estoy hormonal, ellos juegan a cómo de rápido pueden hacerme llorar.
Tariq'ın kardeşim adına aldığı her kararda Jamal'ın "hayır, yeter" demeye aciz olduğu her seferde ne kadar uzağa kaçarsam kaçayım, elim yine de kana bulaşmış olmayacak mı?
Si Tariq actúa en nombre de mi hermano, si Jamal está demasiado débil para decir, "no, es suficiente" ¿ no habrá sangre en mis manos sin importar lo lejos que huya?
Buradan ne kadar nefret ettiğini söyleyip şikâyet eden kız şimdi bana her şeyin yoluna gireceğini söylüyor.
La chica que odiaba tanto este lugar ahora me dice que todo estará bien.
Ama bence başka her şeyi denemekte çok heveslisin ne kadar çılgın, ne kadar gözü kara olduğunun önemi yok.
¿ Piensas que fue idea mía? No. Pero creo que estás más que dispuesto a probar cualquier otra cosa sin importar lo loco que sea, sin importar lo imprudente.
Okuldaki her kız ne ara bu kadar sardı buna?
¿ Cómo es que cada chica del Instituto de Palos se ha vuelto tan loca con ello?
İşler ne kadar kötü giderse gitsin her zaman bir hal çaresi vardır.
No importa lo mal que estés, siempre puedes recuperarte.
Onunla aranda her ne varsa eminim iş için bir kenara koyacak kadar zekisindir.
Lo que sea que haya entre tú y ella... estoy segura que son suficientemente inteligente para apartarlo y trabajar.
Ne zaman Sid'e bu kadar yaklaşırsam bütün her şey bozuluyor.
Cada vez que nos acercamos tanto a Sid... todo se viene abajo.
Her şey için ne kadar minnettar olduğumu göstermek istedim.
Quería mostraros cuánto agradezco... todo.
Ne çaldığını ispatlamanın da bir yolu yok. Sonuçta her şey kafasında. CIA ve NSA adamın ne kadar bildiğini ya da ne kadar kaybettiklerini asla bilmeyecek.
Y no hay modo de probar qué está robando porque tiene todo en la cabeza lo cual significa que ni la CIA ni la NSA sabrán jamás la magnitud de lo qué tiene él o lo que perdieron ellos.
Bana Claire ile ilgili anlattığın her şey, onun ne kadar nazik olduğu onun nasıl V-1 küçük kıza yardım ettiğine bakarsak, belki bana da yardım edebilir.
Todo lo que me dijiste sobre Claire, lo amable, lo cuidadosa que es, cómo ayuda a los niños V-1... Tal vez pueda ayudarme.
her neyse 2842
her ne ise 107
her ne olursa olsun 80
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne olduysa 22
her ne haltsa 24
ne kadar güzelsin 38
her ne ise 107
her ne olursa olsun 80
her ne istersen 16
her neredeyse 27
her ne olursa 33
her neyse işte 22
her ne olduysa 22
her ne haltsa 24
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33