Iyi ama translate Spanish
44,535 parallel translation
Doğrusu, yanlışlıkla katıldım gibi oldu. Ama iyi ki katılmışım.
Honestamente, audicioné por accidente, pero me alegro de que pasara.
Mahallede her şey iyi Trol Avcısı ama yerimde duramıyorum.
Todo bien, pero no dejo de moverme.
İyi fikir ama kulaklarını kapat.
Cúbrete las orejas.
Ama sen iyi misin?
¿ Y tú?
Bizi rehabilite etmeye çalıştılar ama hapishane bizi sadece daha iyi suçlular yaptı.
La cárcel terminó por hacernos mejores delincuentes.
Ama daha iyi değilsin.
Bueno, no es mejor.
Blinkous ve oğlum seni, teke tek dövüşme sanatında çok iyi eğitti. Ama düşmanların, teker teker saldırmak nezaketini nadiren gösterir.
Blinkous y mi hijo te entrenaron bien en combate mano a mano, pero los enemigos no suelen atacar de a uno.
Anlıyorum. Kardeşini özlüyorsun ama seni temin ederim ki tamamıyla iyi durumda.
Entiendo, lo extrañas, pero te juro que está bien.
Gatto'nun midesindeki bir şeye alerjim vardı sanırım. Ama iyi bir uykuyla iyileşmeyecek bir şey değil.
Seré alérgico a algo de la panza de Gatto, pero se me pasará al dormir.
Ama pek de iyi çalışmıyor.
No funcionan bien.
Kardeşim, iyi olmadığını biliyoruz ama onurunla savaştın.
Hermano, sabemos que no estás bien, pero peleaste con honor.
Üzgünüm, iyi düşünülmüş bir plan olmadığını biliyorum ama gitmek zorundayız.
Sé que no lo planeé bien, pero debemos irnos.
I, kör olabilir Ama ı işitme seninkinden daha iyi olduğunu yardımcı olamaz.
Seré ciego... pero no puedo evitar que mi audición sea mejor que la tuya.
Iyi, ı dışarıda gücü olsun, ama ı içeride güç yok.
Bueno, tengo electricidad de afuera, pero no tengo la electricidad de adentro.
Ama o Kızılderililere yaptıklarımız... O Belçikalılardan daha iyi biri değilim.
Pero lo que les hicimos a los indígenas no soy mejor que esos belgas.
Iyi, ama hepsi... Doğu Avrupa'da HALO atlamışsın... Silahlar için standart bir paraşüt kullanma.
Bueno, pero todos... han hecho saltos HALO en Europa del Este... usando un paracaídas estándar para armamentos. ¿ Tengo razón?
Biliyorum ama içeride işler iyi gidiyor mu?
Lo sé, pero adentro, ¿ está todo bien?
Şunu söylemek istiyorum... Jo, erkek için çok iyi bir isim ama bir kız için lanet.
Sólo quería compartir mi experiencia y decir que Jo es un lindo nombre de varón, pero es una maldición terrible para una mujer.
Ama sanki işte iyi bir şeyler söylüyormuşsun gibiydi.
Pero sonó como, tú sabes, que estabas diciendo algo bueno.
Ama iyi haber şu ki bu yıl 3 eleman alacağız.
La buena noticia es que este año tenemos tres vacantes.
Lafı geçmişken özel yeteneklerimi kendi amaçların için kullandığını biliyorum. Ama ağzımı kapalı tutman ve işime daha iyi motive olmam için ek bir ücret fena olmaz.
A propósito, sé que has estado usando mis habilidades... para tus propios intereses siniestros, pero una compensación adicional... me motivaría mucho a mantener la boca cerrada.
Ama bu yıl 25 olacak. Ve bir tanesinden fazlası Patrick'ten gelse iyi olur.
Este año espero recibir 25, y mejor que más de una sea de Patrick.
İyi ama senin için endişeleniyor.
Sí. Se preocupa por ti.
Ama emin ol, burada gayet iyi olacaksın.
Pero te prometo que estarás bien.
Ama iyi bir iş çıkarsam bile sahibim hâlâ mutsuzdu.
Pero aun cuando hacía un buen trabajo mi hombre seguía triste.
Ama iyi bir iş çıkarmıştım.
Pero hacía un buen trabajo.
Ben sadece kiminle konuştuğumu bilmiyorum, Ama bu adam kontrol ederse, az önce iyi bir değişiklik parçası seçtik.
No sé con quién estabas hablando, pero si este tipo comprueba todo, acabo de recoger una buena pieza de cambio.
Bu iyi olmayabilir, ama ben... ben, um... Bu sadece açılış.
Puede que no sea nada bueno, pero yo... yo... esto es solo la apertura.
Sonunda çok iyi biriyle tanıştı, çok sevinmem lazım aslında, ama...
Acabé con un chico muy agradable y debería estar agradecido, pero no era un hombre.
Burnumu sokmak istemem ama siz yazarlar iyi para kazanmıyor musunuz?
No quiero entrometerme, pero ¿ ustedes los escritores no tienen una buena vida?
Ama hikâyelerin yeteri kadar iyi değil ve bu da içkiden kaynaklanıyor.
Pero tus historias no son lo suficientemente buenas, y es a causa de tu bebida.
Adı fazla abartılı ama... Iş için çok iyi, değil mi?
No se moleste en aprender su nombre porque es demasiado bueno para el trabajo, ¿ no?
Kolunda birtakım sıyrıklar vardı ama o iyi durumda.
Había algún tipo de rasguños en su brazo, pero está bien. Ella está bien.
Anladım, teşekkürler. Biliyorum, ama bu iyi değildi.
Lo sé, pero no me gustó.
Ama iyi düşünüp emin olsan iyi olur babalık.
Pero más vale que lo pienses, y lo tengas claro.
Ama sırf en iyi dostumsun diye.
Pero sólo porque eres mi mejor amigo.
Köln'deki o araba fabrikasından daha iyi, Ama, uh, biraz Daha aşağılayıcı Mumbai'den daha çok. Hm.
Mejor que la fábrica de autos en Colonia, pero, un poco más humillante que en Mumbai.
İyi olacaksın, ama ses çıkaramıyorsun, tamam mı?
Vas a estar bien, pero no puedes hacer un sonido, ¿ de acuerdo?
Deneyebilirsin, Ama acele etsen iyi edersin.
Puedes intentarlo, pero es mejor que te apures.
Ama iyi bir haberim var.
Pero tengo buenas noticias.
Gümüş mü altın mı istediğime karar veremedim ama gelecek dönem notlarım yine iyi olursa...
MONTREUX, SUIZA - No pude decidir si quería el oro o la plata, pero mis padres dijeron que si mis... calificaciones eran buenas en el próximo trimestre,
İsim veremiyoruz ama firmamız sizin gibi kamuoyunda iyi tanınan kişiler için hassas meselelerle ilgileniyor.
Aunque obviamente no podemos mencionar... a los clientes por su nombre, nuestra Firma ha manejado asuntos delicados... para muchas personas de alto perfil, como usted.
Ama biliyorum ki sen ve Fergus benden uzakta daha iyi bir dünyada yaşıyorsunuz.
Pero sé que tú y Fergus viven en un mundo mejor sin mi caos.
Ama ona çok iyi bakacağız.
Pero lo cuidaremos bien.
Ama yinede, "iyi bir hayat" denebilecek hayatı yaşıyorlardı.
Pero juntos todavía logró crear lo que más llamaría una buena vida.
Ama bunun iyi bir fikir olmadığını biliyorsun değil mi?
Pero sabes que no es una buena idea, ¿ verdad?
Bunun biraz fazla gelebileceğinin farkındayım ama iyi olacaksın Mack!
Sé que esto es abrumador, Pero vas a estar bien, Mack.
Ama en iyi yol güvenmekten geçiyor.
Pero la mejor manera implica confianza.
Bu işlerde pek iyi değilimdir ama ama eğer odamızı yükseltmeyi düşünürseniz, Ben de size biraz maddi destek sağlamayı düşünebilirim.
No soy muy bueno que digamos en esto, pero si estuviera dispuesto a darnos una habitación mejot, yo estaría dispuesto a compensárselo personalmente... con dinero.
Ama iyi hikâye.
Es una gran historia.
Ama senin için iyi olmayabilir, üzgünüm.
Pero quizá no para ti, y lo siento.
amazon 38
aman 633
amalia 33
amar 39
amanda 248
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
aman 633
amalia 33
amar 39
amanda 248
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
aman anne 20
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama olsun 39
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32