Işte oldu translate Spanish
7,067 parallel translation
Mason kavanozunu el yapımı çikolata parçacıklı kurabiye ile doldurabilirim çevresini kurdeleyle sararım ve sonra işte oldu... Bak... İyi ki doğdun!
Mira... podría coger un tarro de conserva llenarlo con galletas con trocitos de chocolate hechas a mano envolverlo con un lazo de rafia de mi organizador de lazos, y ahí tienes... ¡ Feliz cumpleaños!
Evet, işte oldu.
Vale, sí. Ahí.
Pekala, işte oldu.
Muy bien. Listo.
- İşte oldu.
Bueno, ahí lo tienes.
İşte oldu.
Aquí vamos.
İşte oldu.
Aquí tienes.
Ben de sonradan anlaşıldığı üzere iki yüzlü aşağılığın teki olmamanı ummuştum ama oldu işte.
Y yo esperaba que no fueras la escoria hipócrita que has resultado ser, pero... aquí estamos.
Yani, buraya geleli epey oldu. - İşte orada, önde ortada.
Quiero decir, él ha estado aquí ya desde hace tiempo.
Îste oldu
Ahí está.
İşte oldu.
Ya estás listo.
- İşte oldu.
Eso es.
Bu sürpriz oldu işte.
Eso no es lo que esperaba.
İşte oldu, şimdi yaranın iyileşmeye başlaması...
Ahí, la herida debería empezar a...
Oldu işte.
Simplemente pasó.
İşte oldu. Bu tarafa doğru bak.
Mira hacia allí.
- Gafil avlandım. - İşte oldu.
Estaba en un apuro.
- İşte oldu.
Ya está.
İşte bu çok kaba oldu.
Eso es simplemente grosero.
İşte oldu.
Ya está.
İşte oldu.
Vamos allá.
- İşte oldu!
¡ Sí! Bien hecho.
- Önemli değil, aptalca bir şey işte... - Ne oldu?
No, es sólo una estupidez...
İstesen de istemesen de bu işte birlikteyiz. Hep birlikteydik ve her zaman senin peşinde birileri oldu. Benim peşimde, bizim peşimizde.
Mira, te guste o no, estamos juntos en esto, siempre lo hemos estado, y siempre hay alguien detrás de ti, detrás de mí, detrás de nosotros.
İşte oldu.
Aquí está.
- İşte oldu.
Ahí lo tienes.
Aa, işte bu süper oldu, hepiniz buradasınız. Çünkü hepinize söylemek istediğim..
Porque hay algo que debo decir... ante todos.
Ben de ikimizi o şekilde düşünmemiştim, ama... oldu işte.
No creo que ninguno de los dos quisiese pero pasó.
- Oldu işte.
- Ahí lo tienes.
- Tamam, oldu işte.
Vale, mira como me ayudan.
- Tamam, işte oldu.
- Bien, ahí voy.
Bir çocuğunun olmasını istiyordun, oldu işte.
Querías un niño, y lo tienes.
İşte oldu.
Ahí vamos.
Sonra da o kadın yanıp kül oldu işte.
Y luego ella se fue extinguiendo.
- İşte oldu. Sonra oraya...
- Allá vamos.
İşte şimdi oldu.
Así.
İşte oldu, aynı şekilde.
Ahí está, ahora igual.
İşte oldu!
¡ Bingo!
İşte oldu.
Listo. Bien, allá vamos.
İşte oldu! New York'taki önemli sorunlardan kaçmak için burada sorun yaratıyorsun.
Quizá estás inventando problemas... en San Francisco para evitar problemas mayores en Nueva York.
Dre, bugün işte ne oldu?
Dre, ¿ qué pasó hoy en el trabajo?
Oldu işte.
Vamos.
- Bir şey oldu mu oluyor işte.
Que pase lo que tenga que pasar.
İşte şimdi "happy hour" oldu.
Bueno, ahora es la hora feliz.
"Kocamın öldüğü o zor günlerden beri seni görmeyeli uzun zaman oldu." Bu tartışmalı işte.
Eso es discutible.
İşte oldu.
Muy bien.
Oldu işte.
Ahí tienes.
İşte oldu!
- ¡ Listo!
İşte oldu. İşte oldu.
Ahí lo tienes.
İşte oldu.
Ahí está.
İşte oldu.
Bueno... eso es.
İşte bu garip oldu.
Oh, eso es incómodo.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25