Olduğun yerde kal translate Spanish
2,563 parallel translation
Mavi çantalı, olduğun yerde kal!
¡ Bolsa azul! ¡ Ponte aquí! ¡ Concéntrense!
- Olduğun yerde kal!
- ¡ No te muevas!
Olduğun yerde kal.
Tú primero.
Olduğun yerde kal! Kötü kız!
¡ Detente justo ahí, jovencita!
Dolaşmaya gidiyorum sen olduğun yerde kal.
Voy a tomar aire fresco, así que no te muevas y quédate aquí.
Olduğun yerde kal!
Deténgase.
- Olduğun yerde kal!
- ¡ Quédate donde estás!
Maltazar, olduğun yerde kal. Yoksa ölüceksin.
Sea o no le ser atropellados!
Olduğun yerde kal ve sessiz ol.
Quiero que te sientes y te calles.
Olduğun yerde kal evlat.
No entres, muchacho. ¡ Hablo en serio!
Olduğun yerde kal pislik!
¡ Alto, desgraciado!
Olduğun yerde kal küçük yeşil pislik!
¡ Quédate donde estás, enano verde maldito!
Olduğun yerde kal.
Estate quieto!
- Olduğun yerde kal!
- ¡ Detente ahí!
- Olduğun yerde kal.
- No me voy.
Olduğun yerde kal. Bir yere ayrılma.
¡ Digo, quédate, no te vayas a ningún lado!
Henry James Herman olduğun yerde kal.
Henry James Herman, Detente ya mismo!
Olduğun yerde kal.
Quédate donde estás.
Olduğun yerde kal, Marge.
Quédate donde estás, Marge.
- Olduğun yerde kal.
- Quédate quieto.
Jonathan! - Olduğun yerde kal!
No te levantes, Jonathan.
Olduğun yerde kal!
Quédate allí.
Olduğun yerde kal.
No te muevas.
Olduğun yerde kal. Ciddiyim.
No te muevas.
Olduğun yerde kal!
¡ No se mueva!
Sinbad olduğun yerde kal.
¡ Quédate donde estás, Simbad!
- Olduğun yerde kal.
Quédate aquí.
Olduğun yerde kal, Stephen.
Quédate donde estás, Stephen.
- Stephen, olduğun yerde kal.
- Stephen, quédate donde estás.
Olduğun yerde kalırsan asıl o zaman ölürsün.
Si te quedas donde estás, te mata seguro.
Olduğun yerde kal ve cesurca onun yüzüne bak.
Defiende tu posición y enfréntate a ella con valentía.
Olduğun yerde kal.
Quédate ahí.
Olduğun yerde kal, dostum.
Cálmate, hermano.
Olduğun yerde kal.
Cálmate.
- Ben olduğun yerde kal.
- Ben, sólo quédate ahí.
Sana olduğun yerde kal dedim!
¡ Dije que te quedes atrás!
Olduğun yerde kal!
¡ No te muevas!
Ama bazen doğru tarafa doğru ilerlemezsen olduğun yerde kalırsın.
Pero a veces si no te empujo en la dirección correcta tú te quedas quieta.
Olduğun yerde kal.
Quédese donde está.
Olduğun yerde kal.
Quédate justo ahí.
- Olduğun yerde kal!
-! No se mueva!
- Haskell, olduğun yerde kal!
Haskell, detente ahí.
Olduğun yerde kal, baban seni kurtarmaya geliyor.
Quédate donde estás y tu padre venga a su rescate.
Olduğun yerde kal!
¡ Al suelo, ya!
- Polis! Olduğun yerde kal! - Sürücü!
¡ Conductor, ponga sus manos sobre el volante!
Hayır, olduğun yerde kal.
No, quédese ahí.
Olduğun yerde kal!
¡ Para ahí!
Olduğun yerde kal!
¡ Quieto ahí!
Olduğun yerde kal!
¡ Se queda ahí!
- Olduğun yerde kal!
Quieto.
Olduğun yerde kal!
¡ Alto!
kaldırın 181
kalk 1843
kalabalık 41
kalıp 21
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalk 1843
kalabalık 41
kalıp 21
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17