Kendinizi translate Spanish
8,507 parallel translation
Kendinizi o yanlışın tam ortasında buluncaya kadar çok fazla ilgilendiğiniz, umursadığınız veya tutkulu olduğunuz bir konu olmuyor.
No es necesariamente algo que te concierna o que te preocupe demasiado o te apasione demasiado hasta que... estés parado en el medio de esto.
Ve bu... Ve bu... Ve bu kendinizi korkmuş hissettiriyor.
y esta... y esta... y esta haciendote sentir miedo.
Kendinizi sonsuz tane varmış gibi düşünürseniz o da kendisine eklemeye devam eder ve hiç durmaz. Bu apartmanın her odasında da, bizimki gibi bir evren vardır.
Imagina un bloque de pisos como una extension infinita de ti, que crece todo el tiempo y nunca se detiene, y en cada habitacion de este bloque de pisos, se encuentra un universo como el nuestro ahora, en cualquier otra habitacion,
Kendinizi affedin.
Perdónense ustedes.
Kendinizi tanıtın.
Identifícate.
Çünkü beraber yaşamak için, kendinizi sevmelisiniz, eşinizi, büyük küçük, bütün çocuklarınızı.
Porque para vivir juntos, Debes quererte a ti mismo, ama a tu esposa, a tus hijos grandes y pequeños.
- Kendinizi koruyabiliriz Bayan Page.
- Podemos protegernos.
Güzel. Delta, şimdi kendinizi tanıtın ki eğer işler boka sararsa herkes kimi geriye saklayacağını bilsin.
Equipo Delta, identifíquense, para que los demás sepan... detrás de quién esconderse cuando se ponga feo.
Çok basit bir şekilde kendinizi Alman hissedip hissetmediğinizi anlayabiliriz.
Esto no es un truco. Es para ver si realmente se sienten como alemanes.
Eninde sonunda kendinizi ve çevrenizdekileri yok edeceksiniz.
Ustedes acabarán destruyéndolo todo.
Mesela, kendinizi üzgün hissedince fırından taptaze çıkarlar ve yanında büyük bir bardak süt ve sonra anneniz sizi güldürür. Elinden gelen herşeyi yaparak...
Cuando se sienten tristes, las sacan del horno, y con un buen vaso de leche, ella logra hacerlos reír y pone todo en perspectiva y...
Bu yüzden ördüğünüz duvarların arkasına kendinizi kapatmadan önce, memur Panero'nun sizin için burda olduğunu bilmelisiniz.
Antes de retirarse atrás de la barrera que todos ponemos... dese cuenta que el oficial Panero... desea ayudarle.
Öldürme ve çalma bahanesi olarak kendinizi isyan bayrağına sardınız.
Se escudan en una bandera rebelde como una excusa para matar y robar.
Her neredeyseniz, eminim ki siz de kendinizi çaresiz ve aşağılanmış hissetmişsinizdir.
Dondequiera que estuviera, estoy seguro.. .. se sintió débil, impotente y humillado.
Kendinizi tanıtın!
Muestre su cara.
Kendinizi tanıtın.
Os presentaré.
Tüm spor çantaların % 9.8'i yeşil yani çantayı kendinizi belli etmek için taşıyacaksınız ama insanların dikkatini çekmeyeceksiniz.
9.8 % de todos los bolsos deportivos son verdes, por lo que el bolso va a actuar como un identificador pero pasará desapercibido al público.
Eğer kendinizi ölümüne bir kavgada bulursanız, tavsiyeme kulak verin.
- Si alguna vez te encuentras en una lucha a muerte, sigue mi consejo :
Kendi kendinizi diyorsunuz, bugün veya dün yaptıklarımı anlatayım.
Piense, voy a decirles esto o sobre mi día.
Kendinizi, işkence gibi can sıkıcı şekilde izlettirdiğinizden beri vokalden keyif alamayacaksınız.
Dado que todos son terriblemente desagradables de ver, no tendrán el placer de mi compañía.
Hepinizin kendinizi göstermenizi üsteliyorum.
Les ruego a todos a estar a la altura de las circunstancias.
Bu yıl kendinizi aştınız.
Te superaste a ti misma este año.
Sevgili meleklerim, kendinizi aşmaya hazır olun.
Mis queridos ángeles... ¡ la trascendencia espera!
Sırf su götürmez hitabet kabiliyetinden ötürü anlaşmamızı yok saymana ses etmeyeceğini sandıysan ya kendinizi bir şey sanıyorsunuz demektir bayım. Ya da beni hafife almışsınızdır.
Así que la idea de que escogiera descartar nuestro acuerdo que yo ponga reparos ante su retórica irrefutable indica que o se ha sobreestimado, señor, o que me ha subestimado.
Lütfen kendinizi tanıtır mısınız?
Por favor, identifíquese.
Kendinizi koruyun.
Agacháos.
Sanık kürsüsündeki mahkûmlar kendinizi nasıl savunacaksınız?
- "Acusados..." "¿ Cómo se declaran?"
Sanık kürsüsündeki mahkûmlar kendinizi nasıl savunacaksınız?
Acusados, ¿ cómo se declaran?
Bu ilişkiyi yeterince sürdürürseniz herkesin gözünde kendinizi olduğunuzdan daha büyük gösterebilirsiniz.
Si mantiene esa posición el tiempo suficiente quizá los convenza a todos de que es más de lo que en realidad es.
- Ayrıca sinirden böyle kendinizi kaybederseniz hayatınızdan geriye kalan çok daha kötüleri olacak, farkında mısınız?
- Y si pierde el temperamento así... lo que conseguirá es que empeore lo que le queda de vida, ¿ se da cuenta de eso?
Bu arada kendinizi hazırlamalısınız.
Por cierto... necesita prepararse.
Kurtarın kendinizi.
Sálvense. ¡ Por mí!
Sonra cake Kendinizi dahaki sefere olun.
Entonces, haz la torta tu mismo la próxima vez.
- Kendinizi rahat olun.
- Es muy acogedora.
Bak, burada kendinizi tutabilir.
Mira, puedes sostenerte de aquí.
Tanrı'yı yanınıza alın, kendinizi daha iyi hissettirecekse, ama yol parasını ödemeniz gerekiyor.
Bien, trae a Dios si Él te hace sentir mejor, pero tienes que pagar una tarifa.
Kendinizi ne tür belaya soktuğunuz umurumda değil.
No, no, no... No me importa en que problemas te hayas metido.
Gizli bilgi toplamak ve kendinizi yabancı ajan olarak kayıt ettirmemek.
Conspiración para obtener secretos. Y fallar en registrarse como un agente extranjero.
Burada verdiği şu tavsiye. "Kendinizi bir randevuya çıkarın." Bunu yaptın mı?
Sugiere que uno debería invitarse a sí mismo a salir.
Lordum, ordunuz sizi terk edip gidiyor. Kendinizi kurtarın!
Señor mío, su ejército lo abandonó y huyó. ¡ Sálvese!
ya da gidip kendinizi becerin.
O que los jodan a los dos.
Bakın, kendinizi tatmin edebilirsiniz.
Uds. se ven, eh, satisfechos consigo mismos.
Sizi kontrol etmek için korkuyu ve şiddeti kullanıyor. Çünkü gerçeği bilirseniz kendi kendinizi yok edeceğinizden, birbirinize düşeceğinizden korkuyor.
Usa el miedo y la violencia para controlarlos porque teme que si se enteraran de la verdad se autodestruyeran o se volvieran unos contra otros.
Eğer yukarı kendinizi kapattı.
Callas ti mismo.
- Eğer kendinizi çok memnun değilsin.
Usted está tan contento con uno mismo.
- Kendinizi nakavt.
Llamar a ti mismo.
Kahvaltıdan sonra kendinizi daha iyi hissedeceksinizdir.
Se sentirá mejor después del desayuno.
O hâlde kendinizi biraz yalnız hissetmişsinizdir.
Es por eso que creo que usted debe sentirse un poco solo.
Kendinizi çok üzmeyin.
No le dé demasiada importancia.
Üzgünüm, kendinizi evde hissedin.
Siéntete como en tu casa.
Kendinizi buna adayın.
¡ Comprométanse a eso!
kendinizi tanıtın 39
kendinizi evinizde hissedin 22
kendinizi koruyun 23
kendinizi nasıl hissediyorsunuz 30
kendinizi kurtarın 23
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendinizi evinizde hissedin 22
kendinizi koruyun 23
kendinizi nasıl hissediyorsunuz 30
kendinizi kurtarın 23
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92