English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Ne hayat ama

Ne hayat ama translate Spanish

613 parallel translation
İşe bak. Ne hayat ama.
¡ Qué vida ésta!
Ne hayat ama!
Vaya vida.
Ne hayat ama. Katilleri yakalamak için her şeyini riske atarsın ve jüri onları serbest bırakır. Böylece geri dönebilir ve seni vurabilirler.
Sin duda un gran vida : arriesgando la piel para capturar asesinos... y luego un jurado los suelta para que vengan y le maten a uno.
Evet, ne hayat ama.
Sí. Así es la vida.
Ne hayat ama!
¡ Qué vida!
Tanrım ne hayat ama.
Dios, qué vida.
Ne hayat ama, her şeyden beni sorumlu tutuyorlar.
Qué infierno, me culpan de todo.
Köpek hayatı yaşardım Ne hayat ama
La necesidad de la I una vida de perros
Sadece bir köpek hayatı yaşardım Ne hayat ama
Simplemente lleve una vida de perros
Buna köpek hayatı diyorlar Ne hayat ama
Lt ha llamado una vida de perros
Ne hayat ama?
Qué vida.
Ne hayat ama!
Puerca vida...
Ne hayat ama?
¿ Qué tipo de vida es ésa?
Ne hayat ama... Huzurlu yalnızlık!
Una vida en tranquilo aislamiento.
Ne hayat ama!
¡ Que vida!
Olabilir, ama Kellog bizi bir daha becersin diye ne seni ne de bu zamandaki bir başkasının hayatını riske atmayacağım.
Puede que así sea, pero no voy a permitirte ni a ti ni a nadie más arriesgar la vida de todos en esta línea de tiempo para que así Kellogg pueda volver a fastidiarnos.
Hayat yolunda, bir erkek için ne başlangıç ama!
¡ Qué forma de empezar para un hombre el camino de la vida!
Yüz sene alacak olsa yazık olurdu ama hayatım boyunca da olsa ne kadar gidebileceğimi görüyorum
Si se tardan cien años lo lamentaré, pero yo voy a ver hasta dónde puedo llegar en la vida que me queda.
Ve eğer biri, yani bir insan tüm hayatını öyle olmaya çalışarak geçirirse açıklaması zor ama, başka ne yaparsa yapsın, o zaman...
Y si un hombre, si alguien dedica todo su tiempo a intentar ser así, es difícil explicarlo, pero haga lo que haga, entonces...
Hayatımız iyi gidiyorken ne tanrıyı ne de başka bir şeyi düşünürüz. Ama sonra gidişat kötüleşince umutsuz oluruz ve sorarız :
Primero sólo se piensa en cambiar de vida, en mejorar, después cuando las cosas no van bien todos se desesperan y se preguntan :
Hayatını kazanmak için ne yol ama.
Qué forma de ganarse la vida.
İstediğim seni incitmek değildi. Ama... Ama bu ne tür bir hayat?
Oh, Bill, no es que quiera herirte pero, ¿ qué clase de vida es ésta?
Bu dağ aslanıyla ne tür bir hayat yaşayacağını bilmiyorum... ama renksiz geçmeyecek.
No sé que clase vida te espera viviendo con ella pero no va ser aburrida.
Ben hayatımdan memnunum, her ne kadar ayaklarımı yıkayacak bir kadın yok ama.. Beni sorgulayan, içkime karışan,... SUS!
Me gusta mi vida, sin una mujer que eche agua caliente en mis pies pidiéndome cuentas, racionándome la cerveza...
Bak, Tommy... seni seviyorum ve ne kadar kötü hissettiğini biliyorum, ama kendi hayatımızı planlayamazsak asla mutlu olamayız.
Te amo, y sé que te sientes mal pero nunca seremos felices si no tenemos nuestra vida.
Bütün bunlar ne anlama geliyor bilmiyorum, Nicky'nin aşk hayatını da bilmem... ama 57. Caddenin ışıklarına...
No sé de qué va todo esto y no sé nada de la vida amorosa de Nicky, pero los semáforos de la calle 57,
Olabilir. Ama ne kadar uzun su üstünde kalabilirsek o kadar çok hayat kurtarırız.
Pero cuanto más tiempo esté a flote, más vidas se salvarán.
Dünya milyonlarca yıl boyunca dönüyor ama bir insanın hayatı ne kadar?
El mundo sigue por millones de años y ¿ cuánto dura la vida del hombre? Así.
Ne gelecek ama, hayatımın geri kalanı boyunca haftada üç dolar.
, 3 dólares por semana por el resto de mi vida.
Bu paranın sizin için ne anlama geldiğini biliyorum... ama bir hayat bundan daha önemli.
Yo se cuanto este dinero significa para usted... Mas una vida significa más.
Sana ne anlattı bilmiyorum ama, ben o kızı hayatımda hiç görmedim.
- ¡ Debería estar avergonzado! Que feo... Pero esa muñeca lo engañó muy bien!
Ne güzel bir hayatım vardı, ama göremedim.
Estaba viviendo mi vida y no me di cuenta.
Meraklı görünmek istemem ama eğer hayatım 12 hükümlüye bağlıysa onları ne için eğittiğimi bilmem yararlı olabilir.
No quiero parecer excesivamente cauto, pero si mi supervivencia... ... depende de la actuación de 12 patanes... ... me vendría bien saber para qué los voy a entrenar.
Ama hayatım, ne oldu?
¡ Querida! ¿ Pero qué te pasa?
Her şeyden çok eminsin ama emin olduğun şeylerden biri bile bir kadının saç teli kadar değerli değildir. Yaşayıp yaşamadığından bile emin değilsin çünkü ölü bir adam gibi davranıyorsun. Hiçbir şeyim yokmuş gibi görünüyorum ama ne olduğumdan eminim, her şeyin farkındayım hayatımdan eminim ve hatta şimdi ölümümden de.
Está tan seguro de todo, ninguna de sus certezas vale lo que un mechón de pelo de una mujer, ni siquiera está seguro de estar vivo porque actúa como un muerto, y yo, que no tengo nada, estoy seguro de quien soy, seguro de todo,
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
"Nos recorremos Londres ¿ Quién sabe qué podemos encontrar? " Hay bolsillos desabrochados En muchos traseros " Si no te importa aceptarlo como es ¡ Es una buena vida!
Bütün hayatım boyunca bir anarşisttim, ama neyin ne olduğundan hiç emin olamadım.
He sido anarquista toda mi vida, nunca estuve seguro de lo que significaba.
Çok mutlu olmamız gerektiğini düşüneceksiniz. Mutluyduk. Ama ne kadar mutlu olduğumuzun Edgecombe Villası'ndaki tatlı hayatımız sone erene ve tamamen farklı bir hayata başlayana kadar farkında değildik.
Pensarán que éramos muy felices, y tienen razón pero no nos dimos cuenta hasta que un día terminó y nuestra vida cambió radicalmente
Ama biz hayatın ne zaman sona ereceğini bilmeyiz.
Pero desconocemos cuando la vida llega a su fin.
Sana hayatımı verdim, ama ne için?
¿ He dado mi vida para que?
Biliyorsun dün akşam önemli bir şey konuştuğumuzu hatırlıyorum, ama bugün bunun ne olduğunu hayatım hakkı için, hatırlayamıyorum.
Está bien. Anoche hablamos de algo importante, pero no recuerdo de qué.
Küçük sakin bir aile hayatı Bir eş, çocuklar, ne erdemli ama Ve bir alman metres
O quizas fue al reves reparador de radios a domicilio una esposa e hijos como tapadera, una amante Alemana
Okul sana hayatın ne olduğu söylenilen ama yaşayarak öğrenileceği söylenmeyen bir yer.
La escuela tiene personas qué te dicen que es la vida... y nunca la descubres por vos mismo
Bu hayatımı kurtardı ama ne için?
Eso salvó mi vida. Pero, ¿ con qué fin?
Ama şimdi ben sizlerden öğreneyim ; siz hayatınızda ne zaman uğursuzluk ya da şansızlık yaşadınız?
Pero ahora me gustaría saber cuando ustedes han sido afortunados y desafortunados en sus vidas.
Tanrı bilir hayatımda..... bana ne laflar atılmıştır..... ama bugüne kadar kimse bana karı demek küstahlığında bulunmamıştır.
Dios sabe que me han hecho afrentas en la vida, pero nadie había tenido los cojones de tratarme de gachí.
Ne olduğunu bilmiyorum ama hayatımı kurtardı ve Tanrı ondan razı olsun.
No sé quién era. ¡ Pero Dios lo bendiga, porque me salvo!
Ne hayat sürdüm ama.
¡ Qué vida que llevo!
Hayatım, ama sanırım ne istediğimi biliyorsun.
Querida, creo... que sabe lo que quiero.
Hayatımı ; eski, kaba taslak metotlarla idame ettirmedim. Ne hayal kırıklığı ama.
He vivido mi vida como un borrador, sin rumbo.
Ama ne önemi var ki, hayatım?
Pero no importa, cariño.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]