Ne olur translate Spanish
15,016 parallel translation
Ne olur oğlum ne olursun ölme.
Por favor, hijo, no mueras.
Yapmayın ne olur!
No. Por favor no lo hagan.
Bırak da öleyim ne olur.
¿ Me dejas ir, por favor?
Ne olur ne olmaz, Abraham sana yerini gösterir.
Abraham puede mostrarte dónde. Por si acaso.
- Yoksa ne olur?
- ¿ O qué?
Yoksa ne olur?
¿ O qué?
- Richie. - Yoksa ne olur?
- ¡ Richie!
Ne olur çekmezsem?
- ¿ O qué? ¿ O qué?
ilgilenmezsek ne olur?
¿ Podemos dejarlo así?
Peki ne olur bir iğneyi diğerine değişirsen?
¿ Qué tal si... intercambian las agujas?
Ama bu stajyerlikten sizin kazancınız ne olur diye düşündüm.
Pero he pensado en lo que gana usted con estas prácticas.
Kapa çeneni, ne olur.
- Cierra el pico, por favor. ¿ Por favor?
Bak, gelecekte ne olur bilmem ama bunu bırakmak istemediğimi biliyorum.
Mira, no sé lo que deparará nuestro futuro, pero sé que no quiero hundirme en esto.
Ve bazen de en dipten tekrar başlamam gerekirse ne olur diye düşünüyorum.
Y a veces me pregunto lo que sería el tocar fondo y tener que empezar de nuevo.
Hiç durup düşündün mü yakalanırsan ne olur?
¿ Alguna vez pensaste qué pasará si te atrapan?
Ne olur gidip konuş. Ne yazık ki olmaz.
Lo siento, no puedo.
Ne olur ne olmaz diye.
Por si acaso.
- Kural böyle. Yoksa ne olur?
Si no voy ¿ Qué pasa?
Ama yine de, ne olur ne olmaz diye geceleri cüzdanımı saklıyorum.
Pero aún escondo mi billetera en las noches.
Öyle deme, ne olur.
¡ Venga!
Ne olur... Orada ölürse ne olur?
¿ Qué pasa si el se muere ahí fuera?
Dışarı çıkarsa ne olur?
¿ Que va a pasar cuando el salga afuera?
Lütfen, ne olur?
¿ Pero por favor?
Saygılı davranış ne olur biliyor musunuz?
¿ Sabe qué sería respetuoso?
Onunla evlenirsem ne olur.
¿ Qué tal si me caso con ella?
Bu düğmeye basarsam ne olur?
¿ Qué pasa si que apriete este botón?
- Yoksa ne olur?
¿ O qué?
Peki, buna kahvaltını bitirdikten sonra devam etmeye ne dersin? - Olur mu?
¿ Por qué no lo pongo junto con los demás y terminas tu desayuno?
Ne olur!
Por favor, por favor.
Ne kadar direnirseniz sizin için o kadar zor olur.
Cuanto más te resistas, más difícil será.
- Bak ne diyeceğim, bir dakika ver olur mu?
Oye, ¿ sabes qué? Dame un minuto.
- Ne giyeceğime karar verelim. - Olur.
- Pensemos en qué me pondré.
Gerçekten ne istediğini anlasan iyi olur Denizci, çabuk anlasan iyi olur.
Será mejor que averigües qué quieres, marine, y rápido.
Ortadan kaldırmamız akıllıca olur mu Aramızdaki ayaklanan tek kişi Ne yapacağından korkmak için mi?
¿ Deberíamos eliminar al hombre que se nos protege de la rebelión... por miedo a lo que podría hacer?
Ne eğlenceli olur biliyor musun?
¿ Sabes qué sería divertido?
Ne kadar çok şey bilirsem... hakkınız olanı almamız o kadar kolay olur.
Mientras más sepa yo más fácil será conseguirle lo que merece.
Şimdi ne yapsak faydası olur...?
¿ Qué sería más útil ahora para...?
Ne zaman çıkacağını söylesen iyi olur.
Bueno, vas a tener que dejarme saber la fecha de lanzamiento.
Pekala, anlamakta çok zorlanan zatıma savunmanızın ne olduğunu daha dikkatlice açıklasanız iyi olur.
Bueno, sería mejor que explique muy cuidadosamente que defensa es esta, ya que estoy desorientado en entender.
Ya sebep ırksal ya da siyasiyse, onu ipten kurtarmaya ne faydası olur.
Y si esa razón es racial o política, ¿ cómo va a ayudarlo a evitar la soga?
Üç gün işe gitmesem sana ne zararı olur?
¿ Qué te molesta si falto el trabajo tres días?
Natalie, bir sabah uyanıp da "Gus'sız hayat ne güzel olur" diyebildiğine inanamıyorum.
Sabes, Natalie, no puedo creer que despertaste un día y dijiste :
Kaybedersek ne olur?
¿ Qué pasa si perdemos?
İddia ne olsun, 50 metreyi geçemezsin olur mu?
¿ Qué dijimos? ¿ Qué no podías lanzarla más de 50 m?
Umarım bugün ya da yarın bu durum hakkında biraz daha pozitif olur. Ancak Dr. Müller-Wohlfahrt'ın yanına Almanya'ya gidip o tam bir tarama yapana kadar ne olduğunu kesin olarak bilmeyeceğiz.
Con suerte, mañana o pasado verá la situación con una cara más positiva, pero hasta que no vayamos con el Dr. Müller-Wohlfahrt en Alemania y él haga un escaneo y una evaluación completa, no sabremos con seguridad.
Para toplandığı sürece, kimin ne yiyecek getirdiği kimin umrunda olur ki?
A quién le importa lo que la gente traiga mientras recaude dinero, ¿ cierto?
- Olur. Ne kadar getirdiniz böyle?
Si, claro. ¿ Cuánto habéis traido?
Her gün içsek ne güzel olur.
Ay, deberíamos beber siempre.
CV'ne biraz daha renk gelmiş olur.
A tu currículo le vendría bien algo más de color.
Ne kadar uzun saklanırsa tadı da o kadar leziz olur.
Cuanto más se conserve, mejor sabe.
Eğer kendinize ve diğerlerine karşı içten değilseniz... dürüst bir dünyada yaşamanın ne anlamı olur ki?
¿ Para qué vivir en un mundo sincero si no eres sincero, contigo mismo y los demás?
ne olursun 26
ne olursa olsun 694
ne olur ne olmaz 63
ne olurdu 32
ne olursa 291
ne olur ki 25
olur 2653
ölür 44
ölürsün 95
olursun 23
ne olursa olsun 694
ne olur ne olmaz 63
ne olurdu 32
ne olursa 291
ne olur ki 25
olur 2653
ölür 44
ölürsün 95
olursun 23
olurum 97
ölürüm 63
olur mu 2534
ölürüz 22
oluruz 16
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
ölürüm 63
olur mu 2534
ölürüz 22
oluruz 16
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105