English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Onun değil

Onun değil translate Spanish

10,786 parallel translation
Onun değil.
No es de ella.
- Ama Shastry ji, bu onun değil miydi?
Pero Shastri ji, ¿ no era la trompeta de él?
Onun için dünyada yapamayacağın şey yoktur, değil mi?
Estoy seguro de que harías cualquier cosa por él, ¿ verdad?
Her şey onun yüzünden değil mi? Olayın peşini bırakmalıydı.
Esto es por ella, ¿ cierto? Debería haberse olvidado de ello.
Onun kulübesinde saklanıyoruz ama amacı yalnızca Yazar'ı bulmak değil.
Pero ahora estamos escondidas en su cabaña y él... está en el pueblo por algo más que el autor.
Onun kulübesinde saklanıyoruz ama amacı yalnızca Yazar'ı bulmak değil.
Estamos en su cabaña, y él está en la ciudad por más que solo El Autor.
Suhad onun sadece kalbine değil, kulaklarına da sahip.
Suhad no solo tiene su corazón, tiene su oído.
- Kaçış onun yapacağı iş değil.
Huir no es su intención.
Burası onun dünyası değil.
Este no es su mundo.
Onun hırsları benimkiyle tutarlı değil.
Sus ambiciones no son compatibles con la mía.
Yani, o onun babası değil, tamam mı?
Sabes que ella no es su padre, ¿ verdad?
Nedeni onun ölmesi, değil mi?
La razón de su muerte, ¿ de acuerdo?
Onun Kıyametiydi benim değil.
Su apocalipsis, no el mío.
Bu onun balosu. Gelmemesi mümkün değil.
Y es su graduación, no hay forma de que no venga.
Bu onun tarzı değil.
Él no mata así...
- Onun için tehlikeli değil mi?
¿ No es peligroso para él? Sí, mucho.
Onun kölesi değil ama sihiri altında.
Ella no es una Zángana, pero está bajo su hechizo.
Bu onun isteği. Öyle değil mi, tatlım?
Es lo que ella quiere. ¿ No, querida?
Onun tarzı değil. Hayır, hiç bir gözetleme ekipmanından iz yok.
No, no hay señas de equipo de vigilancia.
Onun tarzı değil.
No es su estilo.
Ama asla onun bitkileri olmadılar, değil mi?
Solo que no eran sus plantas, ¿ no?
Bu onun işi değil.
No es lo que él hace.
Sadece bir robot değil, onun oğlu.
No solo un robot, es mi hijo.
Shepherd, GSC saldırısının arkasında onun olduğunu düşünüyordu. Melezlerin değil.
Shepherd pensaba que era quién estaba detrás de los ataques aquí en la CSG, no los híbridos.
- Onun hakkında endişelendiğim şey bu değil.
No es por ella que me preocupo.
"Ben Raymond Chaswick. Dünyanın ben onu terk etmeden önce bunu bilmesini istiyorum. Eski karımı ve onun kocasını öldüren kişi bendim el üstünde tutulan oğlum Everett değil."
"Yo, Raymond Chaswick, quiero que el mundo sepa antes de que lo deje que fui yo, no mi querido hijo Everett, quien asesinó a mi ex esposa y su esposo".
Onun arabasını bulamaman şaşırtıcı değil mi?
Es sorprendente que no encontraste el auto de Sia.
Senin için onun canını bağışlayacağımı söylemiştim ama görevimiz pahasına değil.
Dije que te lo dejaría, pero no a expensas de mi misión.
Ekrandaki kan kesinlikle onun, değil mi?
La sangre en la pantalla, definitivamente es de ella ¿ verdad?
Bu onun yapacağı şey değil.
Estoy preocupada. Esto no es propio de él.
Onun söylediğin şey olması umurumda değil tamam mı?
No me importa si es lo que usted dice que es, ¿ bien?
Bu onun dünyası değil.
Este no es su mundo.
Bu onun bir zorba olduğunu kanıtlıyor, bir sapık olduğunu değil.
Eso solo prueba que es una matona cibernética, no una acosadora.
DNA testine göre onun kızı değil.
Según el ADN no es su hija.
Tom Aronsson burada değil. Onun görevlerini Wass'a mı devrettiniz?
Tom Aronsson no está aquí. ¿ Han transferido la responsabilidad a Wass?
Onun için değil. Onun için değil. Sana bunu göstermek istemiştim.
No, no, no, solo quería mostrarte esto.
Hayır, hayır, onun için değil.
No, no, nada de eso.
Onun istediği de bu, değil mi?
¿ Es lo que él quería, no?
Fakat burası onun binası değil mi?
Pero este es su edificio, ¿ no?
Kemikte asla et olmuyor. Olduğundaysa bizim değil onun düşmanlarını hallediyor gibiyiz.
Nunca hay carne en el hueso, y cuando la hay, da la sensación de que estuviéramos acabando con sus enemigos, no con los nuestros.
- Onun suçu değil anne.
No es culpa suya, mamá.
Onun suçu değil.
No es culpa suya.
Bu onun doğum adı değil.
Ese no es su nombre de nacimiento.
Hepimiz onun ölümden geri döndüğünü biliyoruz değil mi?
Todos sabemos que se levantó de entre los muertos, ¿ verdad?
Sen onun arkadaşısın, değil mi?
Eres amigo suyo, ¿ verdad?
Onun hatası değil. O sadece...
No es culpa suya.
Ama bizim aksimize onun yeri doldurulamaz değil.
- Claro. Pero no reemplazable por nuestras vidas.
Ama bunun onun problemi olduğunu söylemiştin, bizim değil.
Pero dijiste que era su problema, no el nuestro.
Onun hatasıydı, benim değil!
¡ Fue su culpa, no mía!
Hayır, bu onun hatası değil.
No, no es culpa de ella.
Ama bunlar seks suçu değil bu da gösteriyor ki, bunlar hâkimiyet suçu, bir zamanlar onun üstünde baskın olan bir erkeğin, bir babanın ya da ağabeyin fiziksel özelliklerini yansıtan erkeklere karşı kontrolü ele almak istiyor.
Pero estos no son crímenes sexuales lo que indica que en realidad son crímenes de dominación. Un esfuerzo de su parte para tomar el control sobre hombres que, basándonos en sus similitudes físicas representan a uno que alguna vez lo dominó : Un padre, un hermano mayor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]