Orası değil translate Spanish
1,738 parallel translation
- Şu anda bulunduğun yer orası değil mi?
- ¿ Y no estás allí ya?
Orası değil, burası.
Ahí no! Aquí
Aaa dur, üzgünüm, orası değil.
No, espera, lo siento, no.
Fisher'ın virüsü kaptığı yer orası değil.
Donde sea que Fisher se haya contagiado, no fue aquí.
Keşke yapabilsem, ama beni gönderdikleri yer orası değil.
Quisiera hacerlo, pero no es allí donde me enviaron.
Çalıştığın yer orası değil mi?
Para ellos trabajas, ¿ verdad?
Sesi feribottan geliyor ama kaynak orası değil.
Su voz está en el transbordador pero no es la fuente.
Orası güvenli değil... kapalı bir yere git, ahşap bul ve yak ısıt kendini, çünkü çok daha soğuk olacak tatlım söylüyorum sana ve bu fırtına.... çok daha güçlenecek
¡ No estás a salvo, busca un refugio bajo techo! Necesitas madera y hacer fuego, porque hará mucho frío. - la tormenta empeorará.
Orası ona ait değil.
No es su espacio.
Orası hanımevlatları için değil.
No está hecho para pusilánimes.
- Orası sahilde değil, Bogota'da.
- No, es en Bogotá, no es en la playa.
Orası pirinç dükkânı değil yulaf lapası dükkanı.
No es una tienda de arroz sino una tienda de avena.
- Orası Kanada'da değil mi?
- ¿ Eso está en Canadá?
Orası birazcık sıkıcı bir yer. Sence de öyle değil mi?
Ese lugar es un poco estirado.
- İşin aslı, orası pek belli değil.
- Sabes, en realidad, no está claro.
- Orası daha belli değil, ahbap.
Ya veremos, colega
Orası sorun değil.
Eso no será problema.
O zaman orası bana uygun değil.
Entonces es un mal sitio para mí.
- Orası Los Angeles değil ki.
Está en el condado.
İşin orası konumuz değil, tamam mı?
¿ Qué cosas?
Ya orası sorun değil, versin de.
No es problema. Mientras pague...
Cadde ve Pico. Orası satılık değil.
- Esa tierra no está en venta.
Orası bir kovan gemisinin içi değil, değil mi?
Bueno, no es un caso de colmenas, ¿ o sí?
Anne, orası kumarhane otel, uyuşturucu yuvası değil.
Mamá, es un hotel y casino y no una casa de venta de drogas.
Orası artık misafir odası değil, Herb'ün tren odası.
Ya no es un cuarto de invitados. Es el cuarto de trenes de Herb.
Konu bu değil Deandra, konu şu ki orası benim evim ve sahibi de ben olmalıyım!
Ése no es el punto, Deandra. ¡ El punto es que es mi casa y debería ser el dueño!
Artık orası bir suç mahali değil.
No hay una escena del crimen.
Neticede orası Çin, öyle değil mi?
O sea, ¿ es China, correcto?
Orası hapishane değil.
no es la carcel.
Son görüldüğü yer, Harmon'daki Dark Water Bar ki orası da güzergâh üzerinde değil.
Fue vista por última vez en el Dark Water Bar sobre Harmon que tampoco está en la ruta.
Orası benim evim değil.
No es mi casa.
Orası zaten, Ashby bazı gerizekalıların işgal etmesine izin verdiğinden beri kimse için kalacak iyi bir yer değil.
Entonces, no es el mejor lugar para nadie, ya que Ashby permitió que el "idiota interior" se aloje ahí.
Çünkü orası gerçek değil.
Cuando suenas y piensas : "Que no sea un sueno, por favor".
Köyümüzde kemiklerin saklandığı yer değil mi orası?
¿ no?
Mars'a gittiğimizde ise ince bir atmosfer var. Ancak orası da kesinlikle Dünya kadar iyi ve emniyetli değil.
Si vamos a Marte, hay una atmósfera delgada... pero ni de cerca tan buena como la de la Tierra.
Orası çok karanlık, değil mi?
Está muy oscuro afuera, ¿ no?
- Orası önemli değil.
- Esa parte, no importa.
Bu ada insanlara göre bir yer değil. Orası kesin.
No tiene por qué haber seres humanos en esta isla, eso te lo prometo.
- Orası önemli değil.
- Eso no importa.
Orası Cancun'a yakın değil, değil mi?
No queda cerca a Cancún, ¿ verdad?
- Orası sadece bir bar değil mi?
- ¿ No hay uno justo por aquí?
Anlaşıldı mı? Orası güvenli değil.
No es un lugar seguro.
orası Afrika falan değil.
Eso no es África.
Orası belli değil.
No lo sabemos.
Kalın camlı gözlükleri var ve çok sinirli bir tip. Aslında Wimbledon'dan geldiğini söylüyor ama orası pek kesin değil.
Lleva gafas gruesas, tiene mal carácter y se dice que es originaria de Wimbledon.
Orası amına kodumun peri masalı gibi bir yer, değil mi?
El pueblo es de cuentos de hadas, ¿ no?
Orası bana kalmış, değil mi?
Eso lo decido yo, ¿ no?
Orası bizim görev sahamızda değil.
No es nuestro Distrito.
- Orası çok eğlenceli, değil mi?
- No es muy divertido ahí, ¿ no?
Artık benim ajansım değil orası.
Ya no es mi agente.
Orası çocuklar için uygun bir yer değil Daniel.
No es lugar para niños Daniel. - No hay ningún cartel.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56