Oraya gitme translate Spanish
507 parallel translation
- Lütfen oraya gitme.
Por favor, no entres ahí.
Oraya gitme. Yarım saatte Port au Prince'e gidebiliriz.
¡ No entres en ese cuarto!
İçinde yanlış bir his varsa oraya gitme.
Si tienes un mal presentimiento, no salgas.
Bayan Gulch'un oraya gitme.
No pases delante de su casa.
- Oraya gitme.
- No vayas.
Can sıkıcı olmak istemem, efendim, ama oraya gitme şansımız olsaydı...
No quiero molestar pero creo que es tiempo de ir a Saudita.
Oraya gitme.
Pero no vayas.
Sakın oraya gitme.
Tú nunca vayas allí.
Oraya gitme. Seni öldürecekler.
Te matarán.
- Oraya gitme Ray.
- No entres ahí, Ray.
Oraya gitme Joe...
No entres ahí, Joe...
- Lütfen baba, oraya gitme! Geri çekil! Eğer telefon hâlâ çalışıyorsa polisi arayın.
¡ Si el teléfono funciona, llamad a la policía!
Oraya gitme. Gitme oraya.
¡ No salgas ahí fuera!
- Lütfen oraya gitme.
- Por favor, no vayas.
Oraya gitme.
No vayas.
Oraya gitme.
No baje ahí.
Lütfen oraya gitme, Nicholas.
No vayas ahí, Nicholas.
Melville, oraya gitme.
Melville, no vayas.
- Hayır, sakın oraya gitme!
- No, no salgas!
Sana söylemiştim. Oraya gitme dedim!
Te lo dije. ¡ No pises allí!
Oraya gitme cesaretini gösteren herkes o inişi yapardı. Bunda gizemli bir şey yok.
Cualquier persona que tenga el valor de dejar que alumbre.
Sana yalvarıyorum, oraya gitme.
Se Io ruego, no vaya para allá.
François, oraya gitme, sizi bekliyorlar!
¡ François, no vayáis, os están esperando!
Senin, oraya gitme yolunu bildiğin söylendi.
Nos dijeron que Ud. sabría cómo llegar allá.
Oraya gitme.
No vayas ahí.
Oraya gitme.
No vaya allí.
Ama bizim oraya gitme nedenimiz savaşı kazanmaktı.
Pero la razón por la que fuimos allí fue para ganar esa guerra.
İnsanoğlu sizi, sadece Kuzey Kutbu üzerinde uçan ilk insan olarak değil aynı zamanda oraya gitme cesareti gösteren bir insan olarak da tanıyacak.
Será el primer hombre que vuele sobre el Ártico y el primer hombre en intentar llegar al polo norte.
Miranda, oraya gitme!
¡ Miranda, no subas ahí!
Celia, oraya gitme!
¡ Celia, no vayas allí!
Tom, sakın oraya gitme!
Tom, ¡ por favor, no subas allí!
Oraya gitme fikri AIan'ın değildi. Benimdi.
Ha sido idea mía, no de Alan.
Oraya gitme.
No vayas por ahí. - Déjame ir...
Oraya gitme.
Ven para acá.
Bir daha oraya gitme.
No vuelvas a ir alli.
Oraya gitme şansını kullandığını biliyor musun?
Se arriesga al entrar ahí, ¿ lo sabe?
Skip, oraya gitme dostum.
No vayas.
Bana oraya gitme diyerek merakımı arttırmak istiyorsun ki.. ... tam tersini yapayım, değil mi?
Al decirme que no vaya, intentas despertar mi curiosidad para que haga lo contrario, ¿ no?
Charlie, lütfen, oraya gitme!
¡ Charlie, por favor! ¡ No baje!
Charlie, dinle, oraya gitme!
Charlie, escúchame, ¡ no vayas allí!
Oraya gitme!
¡ No vayas!
- Bir daha oraya sakın gitme, duydun mu?
- ¡ No vuelvas ahí! - ¿ Por qué?
Oraya tek başına gitme.
No vayas solo al cabaret.
Gitme oraya. Başka dinamit olabilir.
¡ No subas, puede haber dinamita!
Fakat oraya iki kişi gitme fikrini seveceklerini sanmıyorum.
Pero no creo que les guste la idea de que aparezcan mellizos.
Gitme oraya!
Mátalo! No vayas allí!
Oraya gitme!
¡ No vayas por ahí!
Stephen, gitme oraya!
¡ Steven, no vayas ahí!
Oraya onunla gitme. Onu tanıyorum.
Puedo explicar - ¡ No entres ahí con él!
Salonun altındaki kapı. - Gitme oraya.
La puerta está al final de la sala, pero no vayas allí.
Oraya bizzat gitme zamanı.
Es hora de que vayamos allí.
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gitmeliyiz 19
oraya gitmeyin 17
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
oraya gitmeliyiz 19
oraya gitmeyin 17
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19