Polis değil translate Spanish
1,779 parallel translation
Artık polis değil miyiz?
¿ Ya no seremos policías?
Hayır, polis değil.
A la policía. No, nada de eso.
O polis değil.
Él no es policía.
Polis değil mi o?
¿ No es un poli?
Ben polis değilim. FBI'dan değilim. Adalet de umurumda değil.
No soy de la policía, no soy del FBI y tampoco tengo interés en la justicia.
Polis değil.
No es la policía.
Hem de iyi polis değil, kirli bir polis!
Y no uno bueno, uno corrupto.
Öyleyse bir polis değil.
¿ No es policía?
- Artık polis değil.
- Él ya no es policía.
En zeki ve en güzel kadınlar avukat olur, polis değil.
Las chicas inteligentes y guapas se hacen abogadas, no policías.
Hırsızlık ya da para gaspı gibi birşey değil polis bunun için bir şey yapamaz
No existe nada de robo o posesiones de por medio,... la policía no puede hacer nada.
Polis ne düşünürse düşünsün, dünya ne düşünürse düşünsün sen ve ben ikimiz de gerçeği biliyoruz, değil mi?
Y piense lo que piense la policía, piense lo que piense el mundo, tú y yo sabemos la verdad, ¿ no es así?
Polis tarafından çevrilirsen sorun değil.
Si te paran, no hay problema.
Polis çocuğu veya değil, vahşice cinayetler işlemiş hem de hiç görülmemiş derecede.
Hijo de policía o no, cometió asesinatos viles... De la manera más horrible.
Ateşle oynamak zorundaydın, değil mi? Şimdi hepimiz yanacağız. Kuzey Baltimore'da polis evsiz bir adama ait olduğu belirlenen bir ceset buldu.
Querías jugar con fuego y ahora nos quemamos todos en vivo desde el sur de Baltimore, donde la Policía encontró lo que parece ser el cadáver de otro vagabundo.
Bu bir polis baskısı değil.
- No es una vigilancia.
Polis raporu falan doldurmadı, değil mi?
¿ No habló con la policía ni nada?
Polis de değil, kahraman da.
No es policía ni héroe.
Ayrıca elinizde o geceki polis raporları da var değil mi?
¿ También tiene el reporte policial de esa noche?
Çünkü bu polis üniforması değil.
Ese no es uniforme de policía.
Bu polis meselesi değil, sosyal servisin işi.
No es un asunto policial, sino del Servicio Social.
Polis Raymond'ı ve diğer çocuğu öldüren adamı yakaladı, değil mi?
La policía detuvo al asesino de Raymon y el otro chico, ¿ verdad?
İtfaiyeci olmak, polis olmaktan daha havalı değil.
Ser bombero no es tan genial como ser policía.
Polis olmanın avantajlarını görüyorsun, değil mi?
Oye, ves, ser policía tiene sus ventajas, ¿ no?
Bunlar polis, değil mi?
Es la policía, ¿ cierto?
Yerel polis, okul cankurtaranı umrumda değil, birilerini bul.
Policía local, Escuela de guardias, ¡ No me importa quién, pero comunícae con alguien!
Polis olmak umurunda bile değil.
Pero yo soy un pobre diablo. "
Polis işkencesi falan değil.
La policía no pretende torturarte.
Fakat polis teşkilatındaki o mallar yalnızca bir golf topu bulup dosyayı kapattılar, değil mi?
Pero esos hijos de puta de la policía... encontraron la pelota de golf... ¿ Y se limitaron a cerrar el caso?
- Babam için polisleri bilerek aradın değil mi?
- Llamaste a los polis por mi padre.
Polis bunun ne olduğunu bilmiyor, doğru değil mi?
La policía no sabe que es, ¿ cierto?
Koridorun sonundaki polis memuru, şu an yerinde değil.
El agente de policía al final del pasillo desapareció.
Sizler polissiniz. Bu cezayı sildirebilirsiniz değil mi?
Sois polis, ¿ podéis hacer que desaparezcan, verdad?
- Polis yerine rakiplerimiz böyle düşünüyorsa bence önemli değil, sence?
- No importa. Mientras nuestros competidores lo crean...
Elbette bir polis değil.
Claro que no es policía.
- Polis için yeterli değil bu
Bastante seguro no es suficiente, no por la policía.
Polis bunu açıklamamıştı, değil mi?
La policía no hizo eso público, ¿ no?
Alınmayın ama, ben de eskiden polistim ve bu yaptığınız polis işi değil. Tahmin.
Sin ofender, pero solía ser policía y ese no es trabajo policial, son conjeturas.
Şey, sadece polis telsizi değil.
Bueno, no es sólo la policía.
Polisler beni değil de seni yakalasaydı ne olurdu diye düşündüm hep.
Siempre me pregunté que hubiera pasado si los polis te hubieran trincado a ti y no ami.
Ayrıca tek polis de o değil.
No es el único policía tampoco.
Babamın polis olduğunu biliyordun, değil mi?
Sabías que mi papá era policía, ¿ Verdad?
Bildiğim şey polislerin kuralları olduğu, pelerinlilerin değil.
Lo que yo sé es que los polis tienen reglas, las capas no.
Polis olmak değil, orası kesin.
Ser poli seguro que no.
Eski polis memuresi, o bir terörist değil.
Fue policía, no es una terrorista.
Hadi ama, Harry. Yukarıda iki tane polis varken, bir çocuğu vurmayacaksın, değil mi?
Vamos, Harry no vas a dispararle a un chico cuando hay dos polis allá arriba, ¿ verdad?
Görünen o ki, burası bir polis merkezi değil.
Es evidente que esta no es una estación de policía.
Burası polis merkezi değil. Sizi dövüp, cevap almadan göndermeyiz.
Esto no es la estación de policía, no nos vamos a poner a golpearlos hasta que nos den las respuestas
Eğer yerel polis elinizdeyse bunu yapmak zor değil.
Es fácil, con los policías locales en el bolsillo.
o polis doğru değil mi?
¿ Está con el de los policías, cierto?
Bu polis dilinde "cinayet" demek değil mi?
¿ En jerga policial, no es eso "asesinato"?
polis değilim 22
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25