Sence de translate Spanish
13,856 parallel translation
Tandy geliyor! Carol, sence de bu biraz erken erken davranmıyor musun?
Carol, ¿ Estás segura de que no te estás apresurando con esto?
Sence de önce anneme söylemem gerekmez mi?
- en las noches de invierno. - ¿ Crees que debería decirle a mi madre primero?
Sence de bu olayı başka bir ekibe yönlendirmen gerekmez mi?
¿ No crees que deberíamos pasarle esto a otro equipo?
Sence de Mitch zaten denememiş midir onu?
Bueno, ¿ no crees que Mitch ya lo habrá hecho?
Sence de babam dün akşam garip davranıyor muydu?
¿ Crees que papá estaba actuando extraño anoche?
Araba kullanacak ya da çekiç tutacak kadar büyük değil mi sence de?
Lo bastante mayor para conducir bastante mayor para sostener un martillo, ¿ no crees?
Sence de iyi bir plan değil mi?
¿ No es un buen plan?
Sence de babam dün gece garip davranıyor muydu?
¿ Crees que papá estaba actuando extraño anoche?
Gerekçeleri anlamak önemlidir, sence de öyle değil mi?
Bueno, es importante entender los motivos, ¿ no crees?
Bu Biff'in çıkardığı oldukça iyi bir işti, sence de öyle değil mi?
¡ Uf! Eso es bastante buena obra por Biff, ¿ no te parece?
Sağdıcının isminin Bic Mitchum olması ve Bic tıraş bıçağı ile Mitchum deodorantını kullanman sence de biraz garip değil mi?
¿ No te parece raro que uses navajas Bic...? Y desodorante Mitchum... ¿ y que tu Padrino de bodas sea Bic Mitchum?
Schultz futbolculara şantaj yapıyormuş, sence ortağı da işin içinde mi?
Así que Schultz estaba chantajeando al jugador de fútbol, ¿ y crees que su compañera estaba en esto también?
Öyle de sence ben bu halde o kapıyı açabilir miyim?
¡ Es verdad! ¿ Pero crees que puedo abrir la puerta ahora?
İş arkadaşıma karşı bir şeyler hissederken nasıl bir ses çıkarmalıyım sence?
Bueno, ¿ qué sonido quieres que haga mientras magreo a mi compañero de trabajo?
Sence Gleason bir tür uyuşturucu teslimatına mı çıkıyor?
¿ Crees que Gleason está haciendo una entrega de drogas?
- Polis kankan bunu doğru şekilde halledecek mi sence?
¿ Y tú crees que tu amigo policía - va a manejarlo de la forma correcta?
- Yaptıklarını görmüyor muyum sence? Gündüz içmeler, bana karşı çıkmalar?
¿ Piensas que no me di cuenta de lo que está pasando aquí... bebiendo de día, actuando en mi contra?
Sence Aleksey Basayev, öldürmeden önce Kyle Hollinger'ın ağzından hiç istihbarat almış mıdır? Ondan tek duyduğum kendi kanında boğulma sesiydi.
¿ crees que Aleksey Basayev obtuvo información de Kyle Hollinger antes de que él lo matara? Bueno, lo único que escuché fue el sonido de él mientras se ahogaba en su propia sangre.
O çöreği alabilir mi sence?
Tomaré una barra de dulce.
Tamam, sence görevli bizi soymadan önce bundan bahsetmeli miydi?
¿ No crees que el administrador debió haber mencionado esto antes de sacarnos dinero?
Sence ben bu geçici görsel zevkleri yaşadığım için utanmalı mıyım? Bir anlık yaşanan korku, boşa gitmişlik ve kötüleşme.
¿ Crees que me avergüenzo... de comerciar con las sensaciones visuales efímeras, momentos de horror, desperdicio y degradación?
Sence ben astronomik bar faturalarını...
¿ Crees que he estado pagando tus astronómicas cuentas de bar...
Sence hastane bu şeyi çıkartabilir mi?
¿ De verdad crees que el hospital puede quitarle esa cosa?
Sence böyle bir evde büyüyüp her köşede bir çalışan varken abinle yattığın gizli kalabilir mi?
¿ De verdad crees que es posible crecer en una casa como esta, con gente trabajando para ti en cada esquina, y salirte con la tuya de acostarte con tu hermano?
Rüyandaki adam kimdi sence?
Un sueño sexual. Entonces, ¿ quién crees que era, este hombre de tus sueños?
Sence katedral yine mi tehdit altında?
¿ Y crees que será amenazada de nuevo?
Sence şu yaptığın sevgi hareketi mi?
¿ Crees que esto es un acto de amor?
- Yaptıklarını görmüyor muyum sence?
¿ Creen que no me doy cuenta de lo que pasa aquí?
Sence salatalık, salatalık ve yoğurt kasesi smileyleri ne anlama geliyor?
Oye, ¿ qué crees que los emojis pepino, pepino, significa taza de yogur?
Sence bir savcının adresini bulabilir misin?
¿ Crees que podrías encontrar la dirección de un fiscal por mí?
Sence bunu duymak istemezler mi?
¿ No crees que les gustaría saber de esto?
Bu geceki davete gidecek mi sence?
¿ Crees que va a ir a eso de la cena esta noche?
Sence Riggs'le Owen'ın annesi düşündüğüm şey olamaz değil mi?
No creemos que Riggs y la madre de Owen... - No crees que sea eso, ¿ no? - No.
Sence Owen'ın annesi Riggs'in de annesi olabilir mi?
¿ Pero crees que la madre de Owen es la madre de Riggs?
Alüminyum konserve geri dönüşümü belgeselini izlemek istiyor muydum sence?
¿ Y tú crees que quiero ver un documental sobre el reciclaje de las latas de aluminio?
Bundan kaç zombiyi tedavi edecek ilaç çıkar sence?
¿ Cuántas dosis de la cura crees que podremos obtener con esto?
Yani doktorlar stresin de bu şeyi etkileyeceği ile ilgili bir şey dedi mi? Sence...
Oye no crees...
Sence Rus olmasının bu işle bir ilgisi mi var?
¿ Creen que sus antecedentes de Rusia están metidos en todo esto?
Sence bir çeşit şifre mi?
¿ Cree que es una especie de código?
Sabahleyin taze bir başlangıç yapmamız daha iyi değil mi sence?
¿ Crees que estaríamos mejor empezar de nuevo en la mañana?
Arada bir dönüp geçmişe bakmanın bir kıymeti yok mu sence?
¿ No crees que hay valor en mirar hacia atrás de vez en cuando?
Beni öyle bir hâlde görmesini ister miydim sence?
¿ Crees que quiero que me vea en medio de esto?
Sence bu iş bitince de irtibat halinde olur muyuz?
¿ Crees que nos mantendremos en contacto cuando todo esto termine?
Sence bu olasılıksız ihtimaller bölümünde mi?
¿ Qué piensas? ¿ Crees que está en la pila de descartados?
Sence Kelly'nin annesi Yaşayan Ölü'ye dönmüş olabilir mi?
¿ Entonces piensas que la madre de Kelly puede haberse vuelto un Deadite?
Bu arada, sence sıralamamız yükselmiş midir?
Oye, ¿ crees que nos suban de rango por esto?
Hadi ama, sence ben bunu milyonlarca kez düşünmemiş miyimdir?
Oh, vamos, ¿ no crees que ya he pensado en esto como... un millón de veces?
Charlotte hâlâ kızgın mıdır sence?
Entonces, ¿ crees loca de Charlotte todavía?
Sence tenim keçi derisinden yapılmış çanta gibi mi?
¿ Crees que mi piel es como un bolso de piel de cabra?
Sence bunlar nasıI?
¿ Qué hay de... estos?
Sen ne düşünüyorsun bilmiyorum ama sence Sana otobüs grubuna uygun mu?
No sé qué piensas tú, pero, ¿ sientes que Sana encaja en nuestro grupo de bus?