Senden n translate Spanish
8,717 parallel translation
Simon'ın senden neden almaya çalıştığını şimdi anladım.
Puedo ver por qué Simón quiso tomar de ti.
- Senden n'aber, Shawn?
- ¿ Qué pasó, Shawn?
Senden ne haber patron, sen ne yapardın?
¿ Qué hay de ti, jefe? ¿ Qué hacías por aquel entonces?
Sen benim karımsın Joanne. Senden nefret etmiyorum.
Eres mi esposa, Joanne.
Senden n'aber?
¿ Qué hay de usted?
Trent arkadaşlarım burada kaldığını bilmemeli, senden nefret ediyorlar. O nedir arkadaş?
Candace, pensé que te había enseñado cómo lidiar con situaciones difíciles como esta.
Harvey, bana başka tek bir kelime etmeden önce, senden ne kadar büyük bir belanın altına girdiğimi tekrar düşünmeni istiyorum. Çünkü o çocuğu sen bu ofise getirdin.
Harvey, antes de que me digas algo más, quiero que pienses en el hecho... de que me acabo de comer un gran pedazo de mierda... porque trajiste a ese chico a mi casa.
Salağın birini dere tepe her yerde arıyorum. Senden n'aber?
Ya sabes, recorriendo la campiña por un imbécil. ¿ Y tú?
Salgın onu senden ayırdı.
La plaga se la quitó.
Ben de arkadaşın olmak istemiyorum çünkü senden hoşlanıyorum.
Y yo tampoco quiero ser tu amiga, porque me gustas.
Beni tanımazsın ama ben senin babanı tanıdığımda senden daha geçti. Bana bir oğlu olduğunu söylemişti.
Tú no me conoces, pero conozco a tu padre desde... que era más joven que tú.
Bu yüzden de senden misafir odasını hazırlamanı istiyorum.
Que es por lo que necesitaré recuperar la habitación de invitados.
İlk olarak, Boyd öyle bir hayal âlemindeki, senden şüphelenmek için kendine izin vermeden önce, kendi 3 adamını öldürür.
Lo primero, Boyd es un delirante... que mataría a tres de los suyos antes que permitirse... sospechar de ti.
Sana ufak bir tavsiye. Eğer kadınların senden hoşlanmasını istiyorsan üniversiteli ergen gibi davranmayı bırak.
Sólo un consejo, si quieres gustarle a las mujeres, deja todo el asunto de chico de Fraternidad.
Senden yatmanı istemediğim biriyle yattın.
Te acostaste con la única persona que te pedí que no lo hicieras.
Seni o kocaman arabanın içinde gördüler ve senden hoşlandılar ve sana bir oyun oynayıp eğlenmek istediler.
Ellos te vieron con coche grande, te encuentran rápido. Y te jugó una mala pasada a por diversión.
Cevabını yayından sonra alırım senden.
Puedes responderme en privado.
Senden haber alacağımı sanmazdım. Ama niye aradığını anlayabiliyorum.
No esperaba volver a oír de ti, pero ya veo por qué llamaste.
Trish, senden hoşlanıyorum. Tekrar beşinci sınıfta gibi oldum.
Trish, me gustas, lo cual me hace sonar como un escolar...
Şu an seninle buluşmamın hatırasını doğarken senden miras olarak aldım.
En mi nacimiento heredé de ti el recuerdo de conocerte ahora mismo.
Senden en iyi adamlarını toplayıp Serb'i indirmeni istiyorum.
Necesito que reúnas a tus mejores hombres y maten al Serbio.
Ama Kanan'ın senden istediği şey, Shawn... Hiçbir gerçek baba evladından böyle bir şey istemez.
Pero lo que Kanan te ha pedido que hagas, Shawn... ningún padre de verdad... jamás debería pedirle eso a su hijo.
Senden daha fazlasını beklemek mümkün olmaz herhalde.
No creo que sea posible para nosotros pensar menos de ti.
- Olan biteni senden dinlemeli. Koca bir bok yığını. Olan biten, Hitler'in koca bir Nazi saçmalığı.
Una enorme pila de mierda nazi eso es lo que es.
Angela'nın hâlâ senden haberi yok mu?
Así que, uh, Angela todavía no sabe acerca de usted?
Evet, senden çaldığını düşünüyoruz. Bundan çok iyi cinayet sebebi olur.
Sí, efectivo que creemos que es suyo y que robó, lo cual sería un muy buen motivo para homicidio,
Üzgünüm, o para matbaasını senden almam lazım.
Lo siento, tendré que llevarme esa fuente de dinero.
Francis'in acısını senden çıkarmaya çalışıyordum.
Solo trataba de vengarme de ti por Francis.
Zekasının çoğunu senden aldığına eminim.
También tiene bastante de tu cerebro.
Bak Sarah, senden tek istediğim o kızın nereye gittiğini söylemen.
Este es el trato, Farah. Todo lo que necesito de ti... es saber donde se ha metido la chica.
Bazen onun beni senden daha iyi anladığını düşünüyorum.
A veces pienso que me entiende mejor que tú.
Senden bunu istemenin adil olacağını düşünmemiştim.
Yo solo... pensé que no era justo pedirte que hicieras eso.
Senden bir sürü vardı, tabuttan çıktınız!
¡ Había unos cuantos como tú saliendo de ataúdes!
O yüzme yarışını kazandığından beri senden hoşlanıyorum.
He estado enamorado de ti desde que ganaste la carrera de natación.
Gözümü beş dakika senden ayırdım ve sen bunu mu yaptın?
Te quito los ojos de encima cinco minutos, ¿ y haces esto?
Sam, Susan'ın senden ayrılmasının sebebi sahip olduğun o küçücük...
Oye, Sam, ¿ es verdad que Susan rompió contigo porque tienes un pequeño...?
Malımı biliyorum, kesin Del Taco'daki servis elemanını ayartmış sonra da senden diye diretiyordur.
Sabiendo ella, ella probablemente sedujo El drive-thru chico en Del Taco Y simplemente está diciendo que es suya.
Evet ama park içinde, açık havada ve tüm hareket oyunlarını yapmanı istiyorlar senden.
Sí, pero es fuera en el parque, y quieren hacer todos estos juegos de movimientos.
Senin için aynı şeyleri söylemek zor. Ama tabii ki kimse senden fazlasını beklemedi, Değil mi?
Eso es más de lo que tú puedes decir, pero bueno, nunca nadie esperó mucho de ti, ¿ cierto?
Bunu odana asabilirsin ve buna baktığında yaşlı adamının seninle olduğunu ve, senden pas beklediğini bil. Dee ile bana bir dakika verir misin?
Lo pones en tu cuarto y cuando lo mires sabrás que tu viejo está contigo, esperando que me pases la pelota. ¿ Por qué no nos das un minuto a Dee y a mí?
Olamaz, harika arkadaşlarının hiçbirine senden bahsedemez miyim?
No, ¿ no puedo hablar de ti con tus geniales amigos?
Daha sonra birisi ona, "Senden hoşlandığını görmüyor musun?" gibi bir şey söyledi. Çünkü bu konuda hiçbir bilgisi yoktu.
Y alguien le dijo "¿ No ves que le gustas?" porque él no se daba cuenta
Onlara senin bir sahtekar olduğunu bildiğimi söylediğimde, senden vebaymışsın gibi kaçtılar.
Cuando les dije que sabía que eras un fraude, vaya que huyeron de ti como si fueras la peste.
Senden istediğim şey senin benim hukuk büromda olmayacağını bilmen.
Lo que quiero de ti... es saber que estás muerto en mi bufete.
Silahındaki tek mermi oydu ve şimdi ben silahını senden alıyorum.
Era la única bala en tu recámara, y te estoy quitando el arma.
Senden silahını indirmeni istiyorum.
Quiero que bajes la pistola.
Cole, ama burada başka insanların hayatları mevzubahis. Tamam mı, senden başkalarının hayatı!
Cole, ¡ pero las vidas de otras personas están en juego, vale, además de la tuya!
Aslında senden istediğim nişanlının hâlâ paranın yerini değiştirmeye niyeti olup olmadığını öğrenmen.
Lo que de verdad necesito de ti es averiguar si tu prometido sigue con la intención de trasladar su dinero.
Ve işi ilerlettiğim zaman da..... Nikki Heat'i romanlarının ilhamını nasıl senden aldıysam yeni Özel Dedektiflik roman serimin de ilhamı ben olacağım.
Y cuando esté establecido, así como tú inspirante a Nikki Heat... seré la inspiración para nuevas novelas de investigadores.
Ataların senden uzaklaşabilmek için dünyanın dibine kadar toprakları kazıyorlar.
Tus ancestros se hunden cada vez más en la tierra para alejarse de ti.
Keşke senden bunların bir daha yaşanmayacağının garantisini alabilsem.
Ojalá pudiera tener una garantía de que algo así no volverá a suceder.
senden nefret ediyorum 468
senden ne haber 103
senden nefret etmiyorum 41
nino 139
noel 762
nasılsın 5362
nasilsin 47
nina 315
nice 54
nate 113
senden ne haber 103
senden nefret etmiyorum 41
nino 139
noel 762
nasılsın 5362
nasilsin 47
nina 315
nice 54
nate 113
napoleon 51
nick 1470
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
native 60
nerdesin 184
normal 211
nada 23
neden 17190
nora 285
nick 1470
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
native 60
nerdesin 184
normal 211
nada 23
neden 17190
nora 285