Seninki değil translate Spanish
434 parallel translation
Burada çekilen benim dişim, seninki değil!
Es mi diente que me lo sacarán, no el tuyo.
Seninki değil, onunki.
No la suya, la de él.
Sülün, karga, mavi alakarga... hepsinin karnı doymuş ama, seninki değil.
Faisán, cuervo, arrendajo azul tienen la panza llena, no tú
- Seninki değil.
- No es a ti.
Seninki değil, benimki!
No el tuyo. ¡ Mío!
Mücadele etmek için tek yöntem seninki değil.
Bueno, la suya no es la única razón.
Yalnızca Lancelot'un kılıcı kanıtlayabilir onu, seninki değil.
Sólo la espada de Lancelot puede demostrar esto. La tuya nada.
Seninki değil.
No tuya, sin embargo.
Seninki değil.
No es usted.
- Ama seninki değil.
Pero no la suya.
Babamın doğum günü seninki değil.
¡ Es el aniversario de papá!
Bu adım seninki değil mi, Jake?
Es algo nuevo para ti, ¿ verdad, Jake?
Evet, ama seninki değil.
Pues el tuyo no.
Bak, bu seninki değil mi?
Mira, ¿ no es un cliente tuyo?
Seninki kadar değil.
- No tanto como usted.
Benim cezam seninki kadar uzun değil Denizci.
Mi condena es más corta que la tuya, Sailor.
Bu tesadüfen seninki olamaz, değil mi?
¿ No será suya, por casualidad?
Bu seninki olamaz, değil mi?
No será suyo, ¿ o sí lo es?
Cazibeni kullan, seninki sadece kadınsı bir cazibe değil.
Utiliza tus encantos...
Başkasının ne dediği umurumda değil! Seninki de!
¡ Me da igual lo que diga nadie!
- Seninki kadar heyecan verici değil.
- Nada tan excitante como las tuyas.
Benim kilom çok enteresan bir konu değil. Seninki ne?
Mi peso no es un tema muy interesante. ¿ Y el tuyo?
İhtiyaç duyulan bir yetenek seninki gibi değil. Ben darbeli makineli tüfek kullanıyorum.
Soy un experto ametrallador, el tipo de soldado que se precisa.
Hayır, öyle değil seninki bira satmaları için, vazgeçmelisin.
Eso no es cierto o no te rendirías. Vender cerveza.
- Seninki neden boyalı değil, çavuş?
señor? ¿ Cómo?
Hissettiğimiz, düşündüğümüz, bildiğimiz her şeyi kelimelerle anlatırız. Hayatımız seninki kadar karanlık değil.
Todo lo que sentimos pensamos conocemos y compartimos con las palabras a fin de que ningún alma esté en tinieblas o caiga en ellas ni en la tumba.
- Benim itibarım değil, seninki.
La mía no, la suya.
Seninki Virgil, değil mi?
Y usted es Virgil, ¿ no?
Seninki yedi dilek olayı, değil mi?
Está con los siete deseos, ¿ verdad?
Bu harita seninki kadar ağır değil, ama asıl değerli olan bu.
Este mapa no es tan pesado como el tuyo, pero es el que vale.
Kesinlikle seninki gibi eli hafif değil ama ücreti seninkinden daha az.
Puede no tener tu toque pero es más barato que tú.
- Seninki benimki kadar gösterişli değil.
- El suyo no es tan bonito como el mío.
Seninki kadar gelen gidenim olsa ben de eğlenirdim, değil mi?
Si tuviera tanta vida social como tú no me iría nada mal, ¿ eh?
Seninki de fena değil.
Sí, el tuyo tampoco está mal.
Seninki konuşma değil, Ivan Vassilyevich, laf salatası.
Iván Vasílievich, cuando usted habla da la impresión de que está delirando.
Seninki kısa değil. Doğru.
Saldrás perdiendo, ¿ no te digo que pierdes?
Herkesin babası seninki gibi değil.
Todo el mundo no tiene un padre como el suyo.
Bizimki değil, seninki.
"Nuestro" no... ituyo!
Seninki bir tane değil Ne dedin sen?
- Tu madre. - No hay quien pueda. - ¿ Qué dijiste?
Onunki de değil, seninki!
Ni él, sino tú.
Ama bu benim çantam değil! Seninki olmalı.
Este no es mi bolso, es el tuyo, Yo.
Ya seninki? Benimki değil.
Yo no.
O kadar da kötü değil. Seninki sadece dış radyasyon muydu, içinde de belirtiler var mıydı?
¿ Le hicieron una limpieza externa o fue interna también?
En azından seninki gibi kımıl zararlısı hayatı değil.
No soy una larva, como tú, como ellos.
Kimsenin kamyonu seninki kadar temiz değil. Onu Otik'ten mahrum edemezsin.
Señor Pávek, lleva la camioneta más limpia del pueblo... y es gracias a Otík.
Seninki evde değil mi?
¿ Él no está en casa?
Adamım seninki bir inanç değil.
Eso no es fe.
- Seninki öyle, benimki değil.
- La tuya tiene. La mía no.
Benimki değil, salak. Seninki.
No la mía, la tuya.
Benim görme yeteneğim seninki gibi değil. Topraktaki titreşimleri ayaklarımla hissederek görebiliyorum. Fakat bu kum çok gevşek ve güvenilmez.
claro, pero yo estoy mas agusto en la tierra donde puedo ver bueno, yo no veo de la manera en que tu vez yo siento las vibraciones de la tierra con mis pies pero la arena es tan suave y sin forma
Seninki bunlardan değil.
El tuyo no es uno de ellos.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66