Size değil translate Spanish
2,431 parallel translation
Yani, bu gece burada söyleyebileceğim en önemli şey size değil onlara.
Así que la cosa más importante que puedo decir aquí esta noche no es a todos vosotros, sino a ellos.
Mel amcanız size öğretecek değil mi?
- Tío Mel los guíará.
Size para lâzım, değil mi? - O, bankada çalışıyor.
Uds. necesitan dinero, y el trabaja en un banco.
Pekâlâ, yani kanıt olmadan ateş edenin adını vermeye bu kadar mı hevesli? Sanırım size haber vermek için çok erken davrandık. Evet, sorun değil.
Varón negro, de veintipocos años, 1.88 cm, 82 kilos, conduce un todoterreno plateado, matrícula Alfa-Uniforme - Golf-Romeo-6-3-9.
Amcam çok zengin ve ona yardım ederseniz size yüklü para verecek. Hayır, kız kardeşim değil.
Mi tío es un hombre muy rico y estaría dispuesto... a dar una buena suma de dinero a quien se lo compre.
MichaeI Pips,... o aradığımız tek kişi değil,... ama size garanti ederim ki 12 ay içinde, onu ve ekibini,... bir düzine çözülmemiş mekana saldırı ve hırsızlık suçlarından,... hapse tıkabiliriz
Este tipo, Michael Pips, no sólo es nuestro tirador, sino que les garantizo que podemos vincularlo a él ya su gente... con más de una docena de allanamientos y robos sin resolver... en los últimos 12 meses.
Bay Hastings, burada kendimi savunuyor gibi görünebilirim ama size söylemiştim. Anti-füze sistemi daha tam olarak test edilmiş değil.
Sr. Hastings, no quiero que parezca que me estoy cubriendo el trasero, pero ya le dije que ese sistema antimisiles no está probado en el entorno urbano.
Yani size onu vermezsem... savaşmak için bahaneniz olur değil mi?
Entonces dices, si no puedo darte a la persona.. Encontrarán una excusa para pelear, cierto?
Herkesin tam size göre biraz tavsiyeleri var değil mi?
Todos tienen consejos para darte, ¿ no?
Düştüğünüzde size yardım eden kadının birkaç gün sonra öldürülmüş olması büyük bir rastlantı, değil mi?
Es una gran coincidencia que la mujer que la ayudó.
Maud'un istediği parayı verdiniz o da size pazar hakkını verdi, değil mi?
Pagaste tu deuda con Maud te ha dado licencia para un mercado.
Bu evin çevresinde dolaşmanızdan hoşlanmıyorum. Size defalarca söyledim, Bay Garfield. - Ne yazık ki elimde değil.
Se lo he dejado claro, señor Garfield, y en numerosas ocasiones, que no me gusta que merodee por aquí.
Tahmin etmek gerekirse bu altından asa size ait değil.
Si tuviera que adivinar diría que ese bastón dorado no le pertenece.
Bir suç kabulü değil bu sadece size ceza yazdığıma dair bir belge.
No es una admisión de culpabilidad significa que emití una citación.
Bana yalan söylediniz, önemli değil. Çünkü ben yabancı biri olsam da size yardım etmek istiyorum.
Me mentiste, lo que está bien porque qué soy realmente, excepto un extraño
- Size bir şey olmayacak, değil mi?
- ¿ Vais a estar bien, chicos?
Size karşı beslediğim hisler, bu yönde değil.
Hay un... Cierto sentimiento que yo no siento por usted.
Aranızdaki rekabet kesinleşmeden önce size söyleyeyim bu genç adamın utanç kaynağı başarısızlıkta değil, göz kamaştırıcı başarıda yatıyor.
Ahora bien antes de que afilen sus garras de adolescentes les diré que si este joven hizo el ridículo no fue por haber fracasado sino por su brillante éxito.
Bu yüzden, ben sadece size söylemek istiyorum şeyler annem, sana söyledi doğru değil.
Así sólo quería decirte que las cosas que mi madre te dijo, no son verdad.
Size sinirlenmesini isteyeceğiniz insanlar değil onlar. Hele de 18 yıl önce onlardan koparıldıktan sonra...
No es el tipo de gente que quieres que se enoje contigo, especialmente habiendo desertado 18 años atrás.
"Tony, DVD özellikleri bilim değil ki." dedi. - Size öğretti yani.
"Tony, el material adicional no es ciencia" y entonces él...
Size bunu açıklamıştım, değil mi? Evet.
Ya se lo expliqué, ¿ no?
Size söylemek istemediğimden değil ama Dedektif Blair bizim durumumuzu çok iyi anlıyor.
No es que no me guste, pero la Detective Blair tenía una cierta comprensión por nuestra situación.
- Bugün yarım gün değil. Maya size bir şey söylemek istiyor.
Maya tiene algo que necesita contarles.
Sorun değil. Size eskortluk edeceğim.
No importa, yo te escolto.
O dönemde, bu özel birimin başında siz vardınız ve Bay Childs size yanaşıp, Bay Florrick'in üstünden "gözünüzü ayırmamanızı" istedi, doğru değil mi?
Y durante el tiempo que usted estuvo lo contactó el Sr. Childs para que vigilara al Sr. Florrick, ¿ es eso correcto?
Evet... Bu size bir ders olsun. Bu benim hatam değil.
Así que... dejemos que sea una lección para ti.
Isabelle size iyi davranıyor, değil mi?
¿ Entiendo que Isabelle la está tratando bien?
- Size söyledi, değil mi?
- Te dijo, ¿ verdad?
Hem size yerinizi gösterecektim, değil mi?
¿ Y aún te tengo que mostrarte tu lugar, no?
Çocuklar içindir, size uygun değil.
Es para los niños, no para usted.
Ama size hiç itiraf etmedi, değil mi Dedektif?
Pero nunca se lo confesó a usted, ¿ verdad, detective?
Pekâlâ, size silah verdiğimde, ölü birini görürseniz arkadaşınız, komşunuz ya da karınız olması umurumda değil, onu kafasından vuracaksınız.
Esta bien, si tienes un arma y ves gente muerta No me importa si es tu amigo, tu vecino, o tu esposa, dispara a su cabeza.
Polis size bir resim göstermedi, değil mi?
Bien, la policía no tiene un boceto, ¿ no?
Suç içeren bir durum değil yani burada size gerçekten ihtiyaç yok.
No hay ningún crimen de por medio. Ustedes no son necesarios.
- Size akıl sır erdirmek mümkün değil.
Lo siento. No lo entiendo.
Size doğru geldiklerinde ellerindekinin bıçak değil de kaşık olmasını ümit ediyorsunuz.
Simplemente esperas que se te tiren encima con cucharas y no cuchillos.
Onlar artık size ait değil.
Bueno, ya no son suyas ;
Kimse değil ben yaptım size bu iyiliği.
Yo te he hecho el favor, no a la inversa, ¿ entendido?
Ama bunların size yedi ayrı değil de yedi aynı gömlek olduğunu söylesem?
Pero lo que si me iba a decir que no se trata siete camisas diferentes, pero la misma?
Sanık, cinayet gecesi size telefon etti, değil mi?
-... del asesinato, ¿ cierto?
Kurnaz didişmeleriniz size ait, bana değil.
Sus cuestiones políticas son suyas, no mías.
Size haber bulun dedim haber olun değil.
Les dije que buscaran la historia no que fueran la historia.
- Size söylüyorum, o polis değil!
¡ Te lo estoy diciendo, no es un poli!
- Size söylemem mümkün değil.
Señor, no puedo decírsela.
FBI size vali tek başına mı hareket ediyordu diye para veriyor, özel hayatına burnunuzu sokun diye değil.
El FBI paga por averiguar si actuaba solo no para investigar al gobernador.
Gidince dedim. Giderseniz değil. ... size biraz destek verebilmeyi umuyorum.
Y cuando vayan a la universidad, y digo "cuando", no "si" espero contribuir un poco.
Bu depo dolabı size kanundışı verilen bir bilgi sayesinde bulundu, öyle değil mi?
Este depósito fue encontrado con información obtenida ilegalmente, ¿ No?
Size topluluğun bize tahsis ettiği isimleri vereceğiz ama Kutsal Ağaçlıktayken değil.
Te dimos los nombres de las sociedades asignadas a nosotros, pero no los que están en Bosque Sacro.
Ama size Dupree için yardım etti değil mi?
Pero ella os ayudo tíos a agarrar a Dupree ¿ verdad?
Size söyledim, Garrick o vardı burada, ama sahibi o değil.
Ya le dije que Garrick... él estaba aquí, pero no es el dueño.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66