English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sorun da bu zaten

Sorun da bu zaten translate Spanish

368 parallel translation
- Sorun da bu zaten.
- Ése es el problema.
Sorun da bu zaten.
Ése es el problema.
Biliyorum, sorun da bu zaten.
Yo sé, y ese es el problema.
Sorun da bu zaten, sen de tanışmamışsındır.
Lo malo es que tu tampoco.
- Efendim, sorun da bu zaten.
Ése es el problema, señor.
Bir yüzyıl geç doğmuşuz. Sorun da bu zaten.
Lo que pasa es que nacimos con un siglo de retraso.
Esas sorun da bu zaten, Bay Biberkopf. Bazen adam çok geç geliyor ve kadın onu beklemiş oluyor. Sinirinden ne uyuyabiliyor, ne bir şey.
Y eso es una desgracia, pues a veces llega tarde a casa, y la vieja está despierta, y está tan enfadada que no puede dormir.
Sorun da bu zaten!
Ése es el problema.
Sorun da bu zaten.
Ése es su problema.
Sorun da bu zaten, çünkü şu anda öğle yemeğinde.
No puede hablar con él, ha salido a comer.
Hiçbir şey, sorun da bu zaten.
Nada, ese es el problema.
Sorun da bu zaten.
¡ Demasiado entera, ese es el problema!
Hayır sorun da bu zaten.
No, ese es exactamente el problema.
Sorun da bu zaten, değil mi?
Bueno. Creo que ése es el problema, ¿ no?
Asıl sorun da bu zaten.
No, ése es el problema.
Hayır, sorun da bu zaten.
Ese es el problema.
Sorun da bu zaten.
Ésa es la cuestión.
Evet, Vir. Bundan eminim. Sorun da bu zaten.
Sí, Vir, estoy seguro de que sí, y ése es el problema.
- Esas sorun da bu zaten.
- Sí, eso es lo malo.
Çok çılgınca, biliyorum, sorun da bu zaten.
Sé que es una mierda, Ese es el problema.
- Hayır. Sorun da bu zaten. Hiç herhangi birinin yanında sözleşmeyi feshettiğinden bahsetti mi
¿ Alguna vez dijo esto enfrente de alguien?
Sorun da bu zaten, Michael.
Ése es el problema.
Sorun da bu zaten.
Bueno, ése es el problema.
Evet sorun da bu zaten.
Sí, ese es el problema.
Sorun da bu zaten. - Erkek var.
Sentí que no iba a comprometerse.
sorun da bu zaten.
Yo también te quiero.
Sorun da bu zaten.
Ése es el problema ¿ lo ves? .
Sorun da bu zaten.
Exacto, y ése es el problema.
Çocuklarla sorun da bu zaten.
Es el problema de tener hijos.
Biliyorum, sorun da bu zaten.
ese es el problema.
tarihle oynayarak geçmişi etkileme fikri eger teknoloji elverseydi bile, öyle mantıksızlıklar yaratır ki zaman yolculuğu gene de olanaksız olurdu. Sen hayal aleminde yüzüyorsun. İşte sorun da bu zaten.
Lo has entendido.
Sorun da bu zaten.
Ese es el problema. Tu lo hiciste.
Sorun da bu zaten.
Por eso viene todo esto.
Sorun da bu zaten.
Esa es la cosa.
Seni duyuyorum. Zaten sorun da bu.
- Sí, ése es el problema.
İşte sorun da bu zaten.
Es exactamente de lo qué estoy hablando.
En büyük sorun da burada zaten. Tanıdığım bu benden nefret ediyorum.
Aun así, lo que más me duele de todo esto es ella.
Sorun da bu zaten.
Ese es el punto.
Sorun da bu zaten.
Ese es el problema.
Bu yanlış anlamalar olmadan da dünyada zaten yeterince sorun var, Chuck.
Ya hay muchos problemas en el mundo como para estos malos entendidos, Carlitos.
Sorun da bu zaten.
Quizás ese sea el problema.
- Sorun da bu zaten.
- ¿ Adónde?
Sanatsal mizaç bu. Sorun da orada ya zaten.
El temperamento artístico, ese es el problema.
Bu bir mucize. Hâlen yaşıyorsun. Evet, sorun da burada ya zaten, Joe.
Es un milagro que sigas vivo.
Sorun da bu değil zaten.
Y ese no es el problema, ¿ no?
Zaten sorun da bu.
! Esa es la cuestión.
Zaten sorun da bu.
Ése es el problema.
Sorun da bu zaten.
Ese es el problema, no encontramos donante.
Zaten sorun da bu ya.
Bueno, es sólo eso : es lindo.
Zaten sorun da bu. Şöyle ki, suçiçeği küçük çocuklar için gayet normal bir hastalıktır.
Bueno, ese es el problema, la varicela es perfectamente normal en los bebés.
Gördüğünüz gibi, kafamızı karıştıran sorun da bu ya zaten.
Estamos confundidos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]