Sorunlar translate Spanish
18,607 parallel translation
Öldüğünde de Andrea sorunları çözmek için bana geldi.
Cuando murió, Andrea vino a resolver las cosas.
- Üretim sorunları mı yaşıyorsun?
¿ Estás teniendo problemas de producción?
Kişisel sorunlarım var.
Estoy teniendo problemas personales.
Sana sorunlarından, işten bahseder miydi?
¿ Te hablaba de sus problemas? ¿ De su trabajo?
- Evet, seni seviyorum. - Birisini sevdiğin zaman, sorunlarını çözersin. Sevgini çöpe atmazsın.
- Pues cuando quieres a alguien, intentas arreglarlo, no lo tiras por la borda.
Kişisel sorunlarımızı göz önünde bulundurunca bu günlük izin almamın...
Solo creo que considerando nuestros problemas personales, puede que sea sabio que me coja el día y...
- Kalp sorunları? - Yok.
- ¿ Problemas del corazón?
Sorunları çözmek için yeni yaklaşımlara gereksinim var.
Necesitamos un nuevo enfoque para nuestros problemas.
Beni, işle ilgili sorunlarının... dışında tutardı.
Siempre se aseguraba de que yo estuviera... al margen de sus preocupaciones de negocios.
Eğer Marks organizasyonuna sızıldığını öğenirse bütün işleri bir anda sonlandırır ve sorunlarından kurtulmuş olur. Daha önce yaptığı gibi.
Marcas para crear una pista de que nos hemos infiltrado su organización, que va a cerrar todo, y cauterizar el problema.
Bak, site girişinde eski bir polisin olduğunu öğrenmiştir. Evde sorunları var, kocası yeni bir sevgili bulmuş. Konuşmaya başlarlar laf lafı açar.
Mire, consigue conocer a un ex poli en la puerta de entrada, problemas en casa, el marido tiene una novia nueva, empiezan a hablar, y una cosa lleva a la otra.
Tamam ama uzun vadedeki sağlık sorunları ne olacak?
Sí, ¿ pero qué hay de las consecuencias para la salud a largo plazo?
Katılıyorum ama daha büyük sorunlarımız mevcut şu anda.
De acuerdo, pero tenemos problemas más graves.
Gerçi Uzay Yolu hep bunu, yani yaşamak üzerine anlamlı sorunları işlemişti.
Aunque, en realidad, Viaje a las Estrellas siempre ha sido sobre eso, sobre temas significativos sobre cómo vivir.
Eski sorunlar sıkça gündeme geliyor ve aramızda kavgalar çıkıyordu.
Empezaron a surgir asuntos antiguos, y hubo varias peleas entre nosotros.
Babamla yaşadığım çoğu sorun, diğer baba-oğul sorunlarından pek de farklı değildi.
Muchos de los problemas que tenía con mi papá no eran diferentes de los que otros padres tienen con sus hijos.
Ama Spock'ın babasıyla olan sorunları gibi benim de babamla olan ilişkim hala çok sorunluydu.
Pero, al igual que Spock con su padre, mi relación con el mío era muy difícil.
İnsanlar nasıl söyler bilirsin, sorunlarından kaçamazsın. Kendiminkilerden kaçtım ve başarılı oldum yani insanlar çoğu zaman çok yanılıyorlar.
Dicen que no se puede huir de los problemas, pero yo hui y me funcionó, así que están equivocados.
Elektrik sorunları yaşıyoruz.
Estamos teniendo problemas eléctricos.
Başkanın da onayladığı, alınan kararda, Profesör hakkında, psikolojik sorunlar yaşadığı ve kurduğu erotik fantaziler hakkında araştırma yapılmasına karar verildi.
En una decisión que aparentemente fue aprobada por el Presidente, decidieron ir tras ella... y fluctuar todo tipo de historias sobre fantasías eróticas... y que puede tener problemas psicológicos.
Sorunlarına üzüldüm.
- Lamento sus problemas.
Herkesin sorunları var, Frances.
Todos tenemos problemas.
Kusura bakmayın, eşimle sorunlarımız var.
Disculpen, mi esposa y yo tenemos problemas.
"Uyuşturucu geçmişi ve akli sağlık sorunları var"
"Tiene un pasado de consumo de drogas y problemas de salud mental".
Sorunlarını çöz Bernard.
Pon tu casa en orden, Bernard.
Ayrıca hata yaptıklarında, sorunları böyle kabullenmek zorunda kalmamak için özel bir yaklaşım sergileme davranışı da olabilir.
También es posible que esa conducta es una reacción formulada antes problemas como este para evitar reconocer que metieron la pata.
Bazı sorunlar yaşıyordunuz, değil mi?
Estaba teniendo problemas, ¿ verdad?
Kusura bakma ama parktaki güvenlik sorunlarını tanılamak senin değil benim işim.
Con todo el respeto, no es tu trabajo diagnosticar los problemas de seguridad del parque, es el mío.
Size açacağı sorunlar için özür dilerim.
Lamento cualquier problema que pueda causarle.
Bağlantı sorunları yaşıyorum.
Tengo problemas de conexión.
- veya özel sorunları var mıydı?
- alguna relación problemática? - ¿ Creen que...?
Bence havuz pompasından daha büyük sorunları var.
Creo que tiene problemas más grandes que una bomba de piscina.
Dava sekizinci haftasına girerken,... bazıları konuşma özgürlüğü sorunlarının arttığını söylüyor.
Mientras el juicio entra en su octava semana, algunos dicen que plantea problemas de libertad de expresión.
Kadının zihinsel sorunları vardı.
Era un reto mental.
Bu beni endişelendiriyor, kariyerimin bu noktasında bu büyük aşamada hala kendimi motive etmede sorunlarım var.
Me preocupa que en este punto de mi carrera, en el gran escenario, aún tenga problemas motivándome a mí mismo.
Bolt, sorunları çözmedeki cevabın bu.
Bolt, esa es tu respuesta para resolver el problema.
Ama bence gerçekten kendimize şunu sormalıyız sorumsuz, pervasız ve alkol sorunları olan birisini OAB başkanı yapmak istiyor muyuz?
... creo que debemos preguntarnos si queremos a alguien tan imprudente, irresponsable, trastornada y alcohólica, como presidenta de la Asociación.
Yardımcı sunucum teknik sorunlar yaşıyor.
Mi coanfitrión está teniendo dificultades técnicas.
Bugün bazı tesisat sorunları yaşadık.
Hoy hubo problemas con la tubería.
Polis sorunlarım vardı.
Tengo problemas en el trabajo.
Hayır sorunlarımızı öyle çözemeyiz.
No, no vamos a resolver nuestros problemas de esa forma.
Sorunlarımızı asla çözemeyeceğiz.
No vamos a resolver nuestros problemas y punto.
Evlilik sorunları?
¿ Depresión post boda?
- Sorunlar artmaya devam ediyor. - Evet.
- Los problemas se acumulan.
Evlilik sorunlarına neden olacak büyüklükte bir borç.
Está causando problemas matrimoniales.
Hikayeni başka bir zaman dinlemeyi çok isterim. Ama şu anda çok daha önemli sorunlarımız var. Diğer arayanımızı dinleyelim.
Me encantaría escuchar tu historia otro día, pero ahora tenemos asuntos más urgentes, así que vamos a otra llamada.
Bazı sorunlarımız vardı ama kimin yok ki, değil mi?
Estábamos teniendo algunos problemas, pero, quién no, ¿ cierto?
Bence onun ciddi psikolojik sorunları var.
Creo que tiene graves problemas psicológicos.
Devamı yapılsın diye bu tarz filmlerin sonunu hep açık bırakıyorlar ve sorunları da bu zaten.
Siempre dejan los finales abiertos para hacer secuelas. Ese es el problema.
Kahretsin. Bu yeri bulmakla ilgili sorunlarım var.
Hasta yo tengo problemas para encontrarlo.
Oh, peki. Madem sorunları düzeltmeyi bu kadar çok seviyorsun, Sana şişman bir tane veriyorum.
Para alguien al que le gustan tanto las correcciones, aquí te va esta...
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17