English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ U ] / Uzun zamandır

Uzun zamandır translate Spanish

12,636 parallel translation
Uzun zamandır değil.
Hace mucho que no lo es.
Uzun zamandır bir ev gibi gelmiyor.
No lo siento como un hogar desde hace mucho.
Çok uzun zamandır istediğin amacındı bu.
Ese ha sido tu propósito por, no sé, mucho tiempo.
Sana olan hislerim Tanrı'nın takdiri mi yoksa zeki bir şeytanın işi mi bilemiyorum. Ama şundan eminim mi Wilkin Brattle, her neyse, uzun zamandır beklediğim buydu.
No sé si lo que siento por vos es la voluntad de Dios o la obra de un demonio inteligente, pero estoy segura, Wilkin Brattle, de que sea como sea, es aquello que he estado esperando.
- Uzun zamandır gördüğüm ilk insansın.
Eres la primera persona que he visto en mucho tiempo.
Normal, çok uzun zamandır tüttürüyorsun.
Llevas mucho tiempo fumando hierba.
Uzun zamandır birbirimizi görmedik.
Hace muchísimo tiempo que no nos vemos.
Şüphesiz, sıkı bir duruş sergiledin yine de bu hastalık, S.H.I.E.L.D.'ın uzun zamandır bildiği bir uzaylı istilası.
Bueno, está claro que has tomado una actitud dura... pero, de nuevo, es un contagio alienígena invasor... que S.H.I.E.L.D. conoce desde hace tiempo.
Nighthawk bu tuzağı uzun zamandır kuruyormuş.
Nighthawk ha estado preparando esto durante mucho tiempo.
Uzun zamandır ortalıkta yok.
Ha estado fuera durante mucho tiempo.
Bence çok uzun zamandır dikiş atıyorsun.
Porque creo que has tardado demasiado en coserme.
Uzun zamandır aldığım en iyi haber sensin.
Eres la única buena noticia que he tenido en mucho tiempo.
Bu anı uzun zamandır bekliyordum, evet ama benimle birlikte tadını çıkaracak birini bulurum diye ummuştum.
He estado esperando este momento mucho tiempo, sí... pero esperaba encontrar a alguien que lo compartiese conmigo.
Hayır, bu işi çok uzun zamandır yapıyorum birçok mahkumun gelip gidişini gördüm.
No, vine a decirle que he estado haciendo esto por mucho tiempo, y he visto a muchos presos ir y venir.
Pekala, uzun zamandır Morpheus'un içindesin, daha fazla toz birikmişmidir?
Entonces, ¿ mientras más tiempo pasas en Morfeo, más polvo se acumula?
Uzun zamandır bir yabancıyla muhabbet etmiyordum. - Evet.
Es gracioso... no he tenido una conversación real con un desconocido en mucho tiempo.
Otelde sizlere oynadığım oyunu düşündüm de sen de bu işlerden uzun zamandır uzak kalmış gibisin.
Sabes, por la forma en la que te la jugué a ti y a tu chico... en ese hotel, me parece que estuviste fuera de juego demasiado tiempo.
Çok uzun zamandır bu hisleri duymuyordum.
Pasó tanto tiempo que ya olvidé lo que se siente.
Uzun zamandır kayıp olan ulu Amcam Magmar!
¡ El desaparecido tío Magmar!
Tipinden bile belli uzun zamandır işsiz olduğun.
Por cómo te ves, has estado desempleado mucho tiempo.
Nola böyle çalışır... uzun zamandır böyle yani aparatif olmak istemiyorsan...
Así funciona Nola, ha sido así mucho tiempo, así que a menos que quieras ser el aperitivo...
Güven bana, ben çok uzun zamandır bekliyordum.
Créeme... yo esperé mucho más.
- Çok uzun zamandır uğraşıyorum.
- Yo solo tengo un rol pasivo.
Ve uzun zamandır yeni bir ejderha bulamadık.
Y no hemos visto un dragón nuevo en mucho tiempo.
Sanki çok uzun zamandır bir grup olarak uçmamış gibiyiz. Hadi ne kadar paslanmışlar bir görelim.
Parecen siglos desde la última vez que volamos juntos. ¡ Formación en V!
Uzun zamandır görmediğimiz bir oyun.
De acuerdo, bueno, aquí un evento que no ha sido visto en mucho tiempo.
Uzun zamandır baygınsın.
Te fuiste por mucho tiempo.
Tanrı aşkına... şimdi bir de uzun zamandır kayıp kardeşle mi baş etmem gerek?
Por el amor de Dios, ¿ ahora tengo que tratar con la hermana perdida hace mucho tiempo?
Uzun zamandır arkadaşız.
Hemos sido amigos por mucho tiempo.
- Çok uzun zamandır buradayım.
- Llevo demasiado tiempo aquí.
Sadece uzun zamandır ölüydü.
Ella sólo ha estado fuera por un tiempo muy largo.
Queenie. Seninle uzun zamandır görüşmüyoruz.
Queenie.
Bu av için uzun zamandır bekliyorum. Sizse beni avıma çok yakın bir yere getirdiniz.
Espere demasiado por esta caza, y ustedes me trajeron muy cerca de mi presa.
Uzun zamandır ortada yoktun ve birden döndün.
Te fuiste hace tiempo y ahora estás de vuelta.
Çok uzun zamandır birbirimizin hayatlarındayız.
Hemos estado juntos desde siempre.
Uzun zamandır küçümsenmiş, suistimal edilmiş, hapsolmuş durumdaydık.
Hemos estado solas, despreciadas, maltratadas, encarceladas durante tanto tiempo.
Güven problemi olan kıskanç bir kız arkadaş olmadığımı bilmeni istiyorum. Tamam mı? Çok uzun zamandır istediğim bir şeyi elde edince bazen böyle yapabiliyorum.
Es solo cuando consigo algo que llevaba queriendo muchísimo tiempo, a veces me pasa esto...
Hala buradayken uzun zamandır başımın etini yiyen bir şey var.
Mientras estés aquí, Hay algo que me ha estado agobiando durante... mucho tiempo.
Annen uzun zamandır ölü senin.
Tu madre ha estado muerta durante años.
Bunu uzun zamandır istiyordun değil mi?
Lo has estado deseando desde hace tiempo, ¿ verdad?
Çok uzun zamandır güçlerimi saklıyordum.
He estado guardando mi poder por mucho tiempo.
Yorgun görünen bir kadına bunu söylememen gerektiğini bilecek kadar uzun zamandır yaşıyorsun.
Has vivido suficiente como para saber que nunca deberías decirle... a una mujer que parece cansada.
Birbirimizi ne kadardır tanıyoruz? Uzun zamandır.
Hey, ¿ qué tanto nos hemos conocido?
Uzun zamandır. Ama onca zamandır annelerimizin kızlık soyadlarını hiç konuşmadık. Eski evcil hayvanlarımızın isimlerini, lise maskotlarımızı, favori öğrenmelerimizi...
Y nunca hemos hablado de nombres de solteras de nuestras madres nombres de viejas mascotas, mascotas de escuelas secundarias o profesores favoritos.
Yani.. sen onu uzun zamandır görmedin, ne kadar beş yıl, daha çok?
No lo has visto en qué... ¿ cinco años, más?
Uzun zamandır bekliyorum zaten. Hemen şimdi göstermem lazım.
Esperé demasiado tiempo, necesito mostrártelo ahora.
Uzun zamandır bu anı hayal ediyordum.
Me he imaginado este momento durante mucho tiempo.
- Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim.
No he reído tanto en mucho tiempo.
Şimdi benim sıram. Nefes aldığın süreden daha uzun bir zamandır avukatlık yapıyorum. Direk gözlerine bakıyorum ve dürüst biri olduğumu söylüyorum sana.
He sido abogado y auxiliar de tribunal, más de el tiempo que llevas respirando, y te miro directamente a los ojos, para decirte que soy un hombre honesto.
Birbirimizi uzun zamandır tanırız.
Nos conocemos de hace mucho tiempo.
İçelim ve kutlayalım. # Anlıyorum, çok uzun zamandır hissediyordum # # Gözlerine baktığımda uçuyorum... #
Tomemos una copa para celebrarlo. ¿ Qué está pasando aquí? Relájate, cariño.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]