Yalnız yaşıyorum translate Spanish
205 parallel translation
Bana hep yalnız yaşıyorum diyor.
Siempre me dijo eso.
Bakın, bir konserve açacağıyla yalnız yaşıyorum.
Mirad cómo vivo solo con un abrelatas.
Evet, yalnız yaşıyorum.
Sí, vivo sola.
Yalnız yaşıyorum ve çok idareliyimdir.
Vivo solo y soy muy frugal.
Saçım kendi renginde. Yalnız yaşıyorum.
Mi cabello es naturalmente natural.
Ben yalnız yaşıyorum.
Soy soltero.
Aslında yalnız yaşıyorum sayılır.
Prácticamente es como vivir solo.
Hayır, yalnız yaşıyorum.
No, vivo sola. Solísima.
Issız bir evde yalnız yaşıyorum.
Vivo sola en una casa desolada.
- Hayır, yalnız yaşıyorum.
- No, nunca he pagado nada.
Orada yalnız yaşıyorum.
Vivo solo allí.
Ben de yalnız yaşıyorum.
Yo vivo solo tambien.
Kızımla beraber, yalnız yaşıyorum.
Vivo sola con mi hija. Y va bien así.
Bu yüzden yalnız yaşıyorum.
Por eso vivo solo.
Evet.yalnız yaşıyorum.
- Sí, vivo solo.
Otuz dört yaşındayım ve Paris dışında, Neuilly'de yalnız yaşıyorum.
Tengo 34 años y vivo solo en Neuilly, a las fueras de París.
Ve altı yıldır yalnız yaşıyorum.
Y hace seis años que vivo solo.
- Ben de yalnız yaşıyorum.
- Nada que contar. Una vida solitaria.
Evet, şu aralar bayağı yalnız yaşıyorum.
Sí. Ahora vivo solo.
Yalnız yaşıyorum.
Vivo solo.
Artık yalnız yaşıyorum.
Yo vivo solo.
Bu yüzden yalnız yaşıyorum.
Por eso es que vivo solo.
Şimdi yalnız yaşıyorum.
Ahora vivo solo.
17 yıldır ilk defa yalnız yaşıyorum.
Vivo solo por primera vez después de 17 años.
Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum demek.
A veces vivo sola, a veces no.
Oğlumla yalnız yaşıyorum.
Vivo sola con mi hijo.
Yalnız yaşıyorum şekerim.
Vivo aqui sola.
Ben yalnız yaşıyorum, git yoksa polis çağırırım.
Vivo sola así que váyase o llamo a la policía.
Ben yalnız yaşıyorum. Evim görmek ister misin?
Vivo solo. ¿ Te gustaría ver mi casa?
Artık yalnız yaşıyorum.
Ahora vivo solo.
Kocam öldüğünden beri burada yalnız yaşıyorum.
Llevo aquí sola desde que mi marido murió.
Ama bildiğiniz gibi, yalnız çalışıyor, yalnız yaşıyorum.
Pero, como tú sabes, trabajo solo y vivo solo.
Yalnız yaşıyorum.
Vivo solo desde hace tiempo.
Hayatımı kazanıyorum, çalışıyorum. Yalnız yaşıyorum, ve sıkıldım.
Me gano la vida, trabajo, vivo sola y me aburro.
- Çünkü yalnız yaşıyorum.
- Bueno, vivo solo. - Créeme.
Ben de yalnız yaşıyorum.
Vivo solo.
- Yalnız yaşıyorum.
- Vivo sola.
Yalnız yaşıyorum...
Vivo solo.
- Yalnız yaşıyorum.
- Vivo solo.
- Ben yalnız yaşıyorum.
- Vivo sola.
Burada yalnız yaşıyorum.
Sólo yo. Yo vivo solo aquí.
Şu anda yalnız yaşıyorum.
Vivo solo por ahora.
- Evet, yalnız yaşıyorum.
- Sí, vivo solo.
Korkularından tuvalete yalnız gidemeyen bir sürü kadınla yaşıyorum ben.
Tengo la casa llena de mujeres que tienen miedo de ir al baño solas.
Bu dairede yalnız yaşıyorum...
Vivo solo en un apartamento demasiado grande para un soltero.
Yalnız yaşıyorum.
Vivo sola.
5 yıldır burada yaşıyorum, yalnız.
He vivido aquí sola por cinco años.
Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum dedin. Sanki muntazam olarak yatağa girip çıkıyor gibisin.
Como si entraras y salieras cada vez.
Koskoca bir evde yalnız başıma yaşıyorum. Bunaklara Sahip Çık programı sayesinde çalışıyorum.
Yo vivo en una casa grande y trabajo el por programa de adaptación laboral.
İçimde yaşıyorum. Yalnız değiliz zaten.
No estamos solos.
Beni yalnız bırakalı 4 dakika oldu, çok korkuçtu ama hala yaşıyorum.
Me sentí insegura esos 4 minutos que me dejaste sola, pero se me pasó.
yaşıyorum 130
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız mısınız 41
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız mısınız 41
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnızız 36