Yanımda değil translate Spanish
642 parallel translation
Gözlüklerim yanımda değil.
No tengo mis lentes.
Anahtarım yanımda değil.
No tengo mi llave.
Yanımda değil mösyö.
Aquí no, monsieur.
Yanımda değil.
No lo tengo conmigo.
Yanımda değil.
- No lo tengo conmigo.
- Yanımda değil.
- ¿ Lo trajo Ud?
Yanımda değil.
No los llevo encima.
Okuma gözlüklerim yanımda değil.
Éstos no son mis lentes de leer.
Bir kere, kağıt yanımda değil.
En primer lugar, no llevo el papel encima.
Kimliğim yanımda değil.
No la tengo aquí.
Ehliyetim yanımda değil, ama sözüme güvenebilirsiniz.
No llevo el permiso de conducir, pero puede creerme, sr. Esmond.
Artık yanımda değil, ona çok ihtiyacım olduğunu anladım. Adamları hizaya sokmak ve plan yapmak için.
Ahora que no está conmigo, sé cuánto lo necesito... para mantener la disciplina y ayudarme a ejecutar nuestros planes.
- Şu anda yanımda değil.
- Lo dejé olvidado.
Bale ayakkabılarım yanımda değil fakat deneyeceğim.
No tengo mis zapatillas de ballet, pero lo intentaré.
Bu defa dişlerim yanımda değil.
Esta vez no tengo los dientes.
- Helene, yanımda değil.
- Hélène, no la he traído conmigo.
# Çünkü bebeğim yanımda değil #
Porque mi nena no está
Numune çantam yanımda değil de... Burada bir tane olacaktı.
A ver..., disculpe perdí mi muestrario, pero por aquí tengo algo que le va a interesar.
Üzgünüm, anahtarlar yanımda değil.
No las tengo.
- Yanımda değil.
- No la tengo.
- Çantam yanımda değil.
- Necesito mi maletín.
Maalesef adres yanımda değil.
Verá, es que no sé la dirección.
Görüyorsunuz, Komiser. Fotoğraf makinem yanımda değil.
"Cuando él no puede encontrar al criminal, el Comisario Juve habla con los fantasmas".
Yönetmelik yanımda değil ama Ceza Kanununun 479. maddesine göre, mahkûmun bilincinin yerinde olmaması hâlinde Adalet Bakanının emriyle infazın ertelenmesi gerekir diye biliyorum.
Estoy seguro de que el capitulo 479 del reglamento determina que alguien que ha sido ahorcado sin éxito será juzgado demente y la ejecución se detendrá.
- Başka var ama yanımda değil.
- Tengo otras, pero no aquí.
Beni yakaladınız, gözlüklerim yanımda değil.
No tengo mis gafas.
Yanımda değil.
No las tengo aquí.
Efendim, ehliyetim yanımda değil.
No tengo aquí mi permiso.
Kâğıtlarım yanımda değil.
No tengo mis cartas.
- Yok valla, kafa kağıdım yanımda değil ama afedersin ben Ömer, Turist Ömer yani.
Eso no es necesario. No traigo documentos, pero soy Ömer el Turista.
Yanımda para yok, çantam yanımda değil.
No tengo dinero, me marché sin el monedero.
- Ehliyetim yanımda değil.
- No llevo el carné de conducir encima.
Şu anda yanımda değil.
No lo tengo conmigo.
Tabii mal bende, ama şu an yanımda değil.
Claro que la tengo, pero no aquí conmigo ahora.
Sürekli yanımda dolaşırsan onu tekrar görebilirsin değil mi?
Si siempre estás a mi alrededor, puedes verla de nuevo, ¿ no?
Kendimden çok ama çok korkuyorum. Yanında olmadığımda kendini eksik hissetmemen değil de aslında seni korkutan biri miyim?
Así que, ¿ no sólo te sientes decepcionada cuando no estoy... sino que te hago sentir miedo y odio a ti misma?
- Sebep yanımda olman olamaz, değil mi?
- ¿ No será la compañía?
Yanımda olduğun sürece umurumda değil.
Me da igual si no me deja.
Yanımda uyku tulumum var, değil mi?
Tengo mi saco de dormir.
Sizin kim olduğunuz umurumda değil, Benim yanımda olmanızı istiyorum.
Aunque seas pública, te estimo y quiero que te quedes conmigo.
- Sorun değil, yanımda getirdim.
- No hace falta, ya lo tengo.
Issız tabi Tanrı yanımda olmasaydı. - Hücrede yalnız değil miydin?
Solitarios, si el señor no me acompañara.
O halde benim yanımda görünmen iyi değil.
Entonces os agradezco que estéis conmigo.
Hep yanımda olmalısın. Şu an hiç uygun değil.
¿ Tenemos el gráfico?
Benim yanımda kimse güvende değil.
Nadie está a salvo conmigo.
Benim için ne hissettiğin, ya da sevip sevmediğin önemli değil sadede yanımda olmanı istiyorum.
No sé lo que sientes por mí, si me quieres o no, pero me gusta tenerte cerca.
Sana değil acıma tutunmuştum seni yanımda, bizi bir arada tutmak için acı çekmeyi sürdürdüm.
No me he aferrado a ti sino a mi sufrimiento. Intenté retenerlo para conservarte, para conservar lo nuestro.
Jack yanımda oturmanın sakıncası yok, değil mi?
Jack, ¿ no te importa sentarte junto a mi?
Ama yanımda değil, odada.
Pero está en el cuarto.
Sorun değil. Sen babanla kal ben yanımda getiririm.
Bueno, quédate con tu padre, yo la traigo.
Yanımda rahat değil misin?
¿ Estás incómodo conmigo?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66