English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yapılacak işler var

Yapılacak işler var translate Spanish

121 parallel translation
Yukarıda yapılacak işler var.
¡ Arriba hay trabajo!
Yapılacak işler var.
¡ Hay mucho trabajo por hacer!
Yapılacak işler var.
¡ Hay mucho trabajo por hacer! ¡ Andando!
Yapılacak işler var.
- Tienes trabajo que hacer.
Haydi, çift başlı muhabbet kuşları, yapılacak işler var!
¡ Venga, tortolitos, tenemos trabajo!
Yapılacak işler var. Çiftlik kendi kendini çalıştırmıyor.
- Hay trabajo que hacer, no perdamos tiempo.
Yapılacak işler var. Hoşçakal, Aristotle.
Hay mucho que hacer.
Yapılacak işler var. Apu'nun yatağını yapmam lazım.
Estás durmiendo en la cama, así que tengo que prepararle otra a Apu.
Yapılacak işler var.
Tengo que ejercitarme.
Yapılacak işler var.
Hay mucho trabajo.
Yapılacak işler var.
Tenemos mucho trabajo.
Kimlik tespiti, ayarlamalar gibi yapılacak işler var.
Hay asuntos que atender.
Yapılacak işler var.
Hay trabajo que hacer.
Şabat Tatili'nden önce yapılacak işler var.
Hay trabajo que hacer antes de que llegue el Sábado.
Eve dönün bakalım, yapılacak işler var!
; VoIved a casa, hay trabajo que hacer!
Burada tembelliğe tahammülüm yok, yapılacak işler var.
No puedo estar aquí holgazaneando, hay mucho que hacer.
Ayrıca, yapılacak işler var.
Además tenemos un trabajo que hacer.
Önünüzde yapılacak işler var.
Les queda muchísimo trabajo.
O gelmeden önce yapılacak işler var.
Antes, hay trabajo que hacer.
Hastings, yapılacak işler var.
Hastings, tenemos trabajo.
Burada da yapılacak işler var.
Hay trabajo que hacer aquí.
Yapılacak işler var. Önce Bob'un ismini temize çıkaracağız.
Ahora tenemos que ponernos a trabajar, ante todo hay que devolverle el buen nombre a Bob.
- Onu yarın görürsün. Olmaz. Yarın babamın avukatıyla yapılacak işler var.
- No, mañana voy por asuntos por la carta de poder, y el dinero no estará para mañana.
Mahallede yapılacak işler var.
Se necesita hacer cosas en el vecindario.
Yapılacak işler var. — Var mı?
Tenemos mucho trabajo por hacer. - ¿ Si?
Romeo ünitesi, yapılacak işler var.
Unidad Romeo, tenemos trabajo.
Saat üçte Wabash binasındasın - Yapılacak işler var.
Tienes que estar en Wabash a las 3 entran nuevas vigas.
Hala yapılacak işler var. Ve sözlerimi kaydet, yapılacaklar.
Todavía queda trabajo por hacer y, anótalo, será hecho.
Yapılacak işler var.
Tengo trabajo que hacer
- Hala yapılacak işler var.
Aún hay trabajo qué hacer. ¿ Yo?
O kadın iyi niyetini suiistimal ediyor. Ayrıca evde yapılacak işler var.
Esa mujer se está aprovechando de ti y necesitamos que hagas cosas aquí.
Ama burada da yapılacak işler var!
¡ Aquí hay trabajo!
Çünkü her zaman yapılacak işler var.
Eso es porque siempre hay trabajo que hacer.
Yapılacak işler var. Başlattığın işler.
Trabajo que empezaste tú
Yapılacak işler var!
Hay trabajo que hacer.
Yapılacak işler var.
Para el cachondeo. ¡ A trabajar!
Yapılacak işler var.
Me ocuparé de él.
- Yapılacak daha önemli işler var.
- Tenía cosas más importantes que hacer.
Beşinci haftaya ait sayfada "yapılacak işler listesi" var. Listede yazılı olanlar şöyle :
En la quinta semana, escribe una lista de cosas que hacer.
Yapılacak daha önemli işler var.
Hay otras cosas que hacer.
Yapılacak işler var.
Tenemos trabajo.
Yapılacak daha önemli işler var.
Tengo cosas más importantes que hacer.
Mutfak masasında bir yapılacak işler listesi var.
Hay una lista de tareas en la mesa de la cocina.
"Yapılacak İşler" listem mi var?
¿ Tengo una pila de "pendientes"? PILA DE PENDIENTES
- Bence şu an için yapılacak en iyi şey sakin olmak... ve bunun ne olduğunu bulmak. -... belki de bu şey Bu arada işler hala kötü giderken D'Argo'nun bana öfkelenmesine sebep yok, var mı?
Creo que lo mejor que podemos hacer es tranquilizarnos... y pensar como solucionar esto... quizás fue, quizás fue algo que Crichton hizo, y mientras las cosas todavía están mal y, mientras no haya nada que podamos hacer, entonces no hay razón para que D'argo deba volverse loco conmigo, ¿ verdad?
Yapılacak işler, onarılacak kalpler yok edilecek kötülükler ve birleştirilecek bir ülke var.
Tenemos mucho trabajo por delante, corazones que curar... un mal que vencer, y un país que unificar. Podemos tener diferencias, sí.
Durup konuşmak isterdim... ama yapılacak işler, gidilecek yerler, çalınacak şeyler var.
Me encantaría charlar un rato pero tengo cosas que hacer, lugares adonde ir, objetos que robar.
Hafta hafta geriye gidince toplam yedi sayfa çıktı ortaya. Beşinci haftaya ait sayfada "yapılacak işler listesi" var.
Había siete páginas en total, registrándose semana por semana.
Bahçede yapılacak işler yolunacak otlar var!
Hay que hacerjardinería. Hay que arrancar la hierba.
Lütfen montunuzu da alın, yapılacak bazı işler var.
Trae tu abrigo, harás algunos encargos.
Haley'nin 2 kilometre uzunluğunda bir yapılacak işler listesi var. Fazla bekleyemem.
Haley tiene una lista de tareas de un kilómetro de largo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]