Yazık oldu translate Spanish
1,079 parallel translation
O kese bir hediyeydi. Yazık oldu.
La petaca era un recuerdo, es una lástima.
Bir arkadaşınızı yitirdiğinizde, "zavallı, yazık oldu" derdiniz, o kadar.
Si caía un compañero nuestra reacción era decir, lástima, le ha tocado perder y eso era todo.
Tabii, babana çok yazık oldu.
Claro, lo de tu padre es una pena.
Yazık oldu.
Una lástima.
Çok yazık oldu, çok!
¡ Daba lástima!
Gunner! " Çok yazık oldu!
¡ Gunner! " ¡ Daba lástima!
" Ne yazık oldu, yaptığınız bütün güzel şeyler yandı, kül oldu gitti.
"Es una lástima que sus cosas tan finas desaparezcan así."
Çok yazık oldu.
Ha sido una vergüenza.
Çiçeklere yazık oldu.
Siento lo de las flores.
Evet, yazık oldu.
Sí, fue una pena.
Yazık oldu. Adamlarımız dağıldı.
Nuestro centro se desmoronó.
Küçük Tod'a yazık oldu.
Pobre Little Tod.
Efendiye açmana yazık oldu.
Es una vergüenza acercarse al Patrón con eso.
- Yazık oldu! Bebeği kameraya çekmek istiyordum.
¿ Me... permitiría... sacar unas imágenes de mi hija?
Bizimle gelememen yazık oldu.
Es una pena que no pueda venir con nosotros.
- Nat Bernstein mi? - Hatırladın mı? Yazık oldu ona.
Era de por aquí, ¿ verdad?
Yine de Ida'ya yazık oldu. Harika bir kızdı.
Pero en parte es una pena lo de Ida, era estupenda,
Yine de Ida'ya yazık oldu.
Y es una pena por Ida.
Yazık oldu.
Que desperdicio.
- Yazık oldu, Sammy.
- Qué pena, Sammy.
Yazık oldu Cliff Richard'a.
Pobre Cliff Richard...
Yazık oldu arka koltuğa!
¡ Qué lastima por ellos!
Ah Louise, çimenlerine yazık oldu!
¡ Louise, el césped!
Babana yazık oldu.
Lamento lo de tu papá.
İyi bir çantaya yazık oldu.
Qué desperdicio de buen equipaje.
Bizi terketmen çok yazık oldu, Lamia "GENETIX" te harika bir kariyerin olabilirdi.
Es una pena, Lamia, que nos dejara. Podría hacer una gran carrera en "GENETIX".
Oh, evet. çok tatlı bir kızdı. Yazık oldu evlat.
Oh si, ella fue unica, dificil olvidarla chico
- Kadın da lazanya yapmıştı. Yazık oldu.
¡ Y me había preparado una lasagna!
Yemeğe yazık oldu!
¡ Qué pérdida de comida!
Yazık oldu, beni bahçıvan olarak görmedin
Es una pena que no me viera como el jardinero.
Ona çok yazık oldu.
Fue una pena lo que le ocurrió.
Çok yazık oldu.
Fue la vergüenza.
Barracuda'ya yazık oldu, Skank.
Qué mal lo del Cuda.
Kinney'e yazık oldu, değil mi?
Ha sido una pena lo de Kinney.
Özel hayatımız hakkında çeneni tutamaman yazık oldu.
Muy mal que no pudiste mantener tu boca cerrada sobre nuestra vida sexual.
- İşte bu yazık oldu.
Es una pena.
Dr. Watson'a yazık oldu.
- Lástima lo del Dr. Watson. - Sí.
Yazık oldu, Al, Sen daima benim ideal erkeğim oldun ve olacaksın.
Eso es muy malo, Al, porque siempre fuiste y serás... el único hombre para mí.
Sol motoruma yazık oldu.
Lástima lo del motor de babor.
David. İş yapamamamız yazık oldu.
Mira, David, siento que no hayamos llegado a un acuerdo.
Yazık oldu bisiklete. Kırıldı her yeri.
Tu bici está destrozada.
Yazık oldu.
Lo siento, es una pena.
Marie'ye yazık oldu.
Es una lástima lo de Marie.
Ne yazık ki sonu trajik oldu.
Por desgracia, acabó trágicamente.
Şey, ne yazık ki, zavallı çocuk oldukça sıradan bir şarkıcıya aşık oldu.
Bueno, la chica se ha ido al sur con un cantante mediocre.
Ne yazık ki bu subay işini iyi biliyora benziyor. Albay, bunun kardeşim sayesinde olmasına çok seviniyorum. - Planınız başarısız oldu.
Por desgracia parece que este oficial sabe lo que hace. le ha fallado el plan.
Harika iş yaptınız ve müthiş bir yaz oldu....... şu anda konuşmak istemediğim bir iki ufak tefek şey haricinde ama her şeyin ötesinde bir şeyler paylaşıp yakınlaştık ve bu, veda etmeyi daha da zorlaştırıyor....... ama umarım bir iki şey öğrenmişsinizdir.
Han sido un grupo maravilloso de consejeros en entrenamiento y todos pasamos un verano estupendo. Excepto por algunos incidentes menores que no quiero discutir ahora. Pero compartimos cosas y nos volvimos más unidos y eso hace que sea más difícil la despedida.
– Ne yazık ki paramparça oldu.
– Me temo que no queda mucho.
Ve şimdi ne yazık ki, onların rüyası sizinki oldu.
Y ahora por una necesidad trágica, sus sueños se han convertido en los de ustedes.
Fakat yazık ki, sonuç çıkarma yeteneğim başarısız oldu.
, mis poderes de deducción fallaron.
Geçen yaz oldu. O kızı sadece bir kere gördüm.
Fué en el verano pasado, solo la ví una vez.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25