Zamanı geldi translate Spanish
11,726 parallel translation
- Bak, barışmanın zamanı geldi.
Mira, es hora de que dejemos los rencores.
Sanırım gerçekten yapmamın zamanı geldi.
Creo que es hora de que lo haga.
Bir yüzü, bir ismi var ve Star City'dekilerin onun hakkındaki gerçeği öğrenme zamanı geldi.
Tiene una cara, tiene un nombre, y creo que ya es hora de que la gente de Star City sepa la verdad sobre quién es.
Aynısını ona sunmanın zamanı geldi.
Sugiero que le devolvamos el favor.
Uyanmanın ve uzun zaman önce bize vadedilmiş dünyayı ele geçirmenin zamanı geldi.
Es hora de despertar y apoderarnos del mundo que se nos prometió hace tanto tiempo.
Dehşet Hasadı'mızın zamanı geldi.
Es tiempo de que nuestra cosecha del terror empiece.
Evet, zamanı geldi!
ahora es el momento.
Zamanı geldi.
Es hora.
Kokteyl zamanı geldi.
Tiempo para tomar un cóctel.
Kendini daha fazla hırpalayamazsın, devam etmenin zamanı geldi.
No puedes castigarte más a ti mismo. Es hora de seguir adelante.
Zamanı geldi.
Ya es hora.
Satranç öğretme zamanı geldi bence.
Sí, supongo que es hora para enseñarle una partida de ajedrez.
Pekâlâ, yemek zamanı geldi.
De acuerdo... tiempo de comer.
Uyanmanın ve uzun zaman önce bize vadedilmiş dünyayı ele geçirmenin zamanı geldi.
Es tiempo de despertar y apoderarse del mundo que se nos prometió hace tiempo.
Dehşet Hasadı'mızın zamanı geldi. Ayağa kalkıp zafer kazanacağız.
Es tiempo de nuestra cosecha del terror, nuestro momento de salir y conquistar.
Böyle hoş şeylere alışmanın zamanı geldi.
Es hora de que empieces a acostumbrarte a cosas buenas.
Ayağa kalkma zamanı geldi.
Es hora de ponerte de nuevo en pie.
Pekala millet, çıkarma zamanı geldi.
Muy bien, gente, vamos a sacar esto de aquí.
Kulaklık zamanı geldi.
Auriculares que es.
Ustanın sihrini gösterme zamanı geldi.
Es hora de que el maestro haga su magia.
Dokunma zamanı geldi!
¡ Es hora de ponerse toquetón!
Tamam Sinestro, Adalet Lideri'nin temizlenmesinin zamanı geldi. Heh-heh-heh.
Muy bien, Siniestro, hora de recuperar a la Liga de la Justicia.
O halde bir başka seçim için zamanı geldi.
Entonces será hora para otra elección.
Tüm bunlarda sonra kardeşine bir iyilik yapma zamanı geldi.
Es el momento de hacer a tu hermano ese favor, después de todo.
Yine de başka bir yerde iş aramaya başlamanın zamanı geldi sanırım.
Aún así, creo que es hora de empezar a buscar otro lugar para trabajar.
Mola vermenin zamanı geldi diye düşündüm.
Pensé que una pausa estaría bien.
Tekrar aile olmamızın zamanı geldi.
Es hora de volver a ser una familia.
Bence ondan kira almaya başlamamızın zamanı geldi.
Creo que es hora de que le cobremos un alquiler.
Dehşet Hasadı'mızın başlama zamanı geldi.
Es hora de que nuestra Cosecha del Terror comience.
Bence tekrar pazarlık yapma zamanı geldi.
A lo que me refería, es que es el momento de renegociar.
Bence zamanı geldi, öyle değil mi?
Y creo que ha llegado el momento, ¿ tú no?
- Ne yazık ki artık veda zamanı geldi.
Pero me temo que aquí es donde nos despedimos.
Ayaklarının üstünde durma zamanı geldi artık, oğlum.
Es hora de ponerse en pie, hijo.
İşte zamanı geldi.
Está aquí.
- O zaman da geldi.
Ese tiempo ha llegado.
Sanırım çocuk bakma zamanımız geldi. Selam kızlar.
Supongo que nos toca hacer de niñeras.
Bizce Andrew için doğru zaman geldi.
Bueno, creemos que es el momento adecuado para Andrew.
Bizim zamanımız geldi.
Este es nuestro momento.
Yani zamanın geldi.
Así que ha llegado su hora.
Millet, gitme zamanımız geldi.
Todo el mundo, es hora de que nos vayamos.
Gitme zamanınız geldi. Sizlere kabile şefi olmak benim için bir onurdu.
Ha sido un honor servir como jefe de la tribu.
Gitme zamanın geldi.
Es hora de que te vayas.
Artık dinlenme zamanın geldi.
Pero ahora puede descansar.
Bana yardım etmek için şu zamanı seçmiş olman garip geldi.
Solo parece raro que esta sea la vez que estás intentando ayudarme.
- Zaman geldi asker!
¡ Hora de moverse, soldado!
Her şeyi öğrenme zamanın geldi, Kara.
Es hora de que lo sepas todo, Kara.
Yine o zaman geldi.
Otra vez ese momento.
Biliyorum bu kolay olmayacak, ama zamanı geldi. - Evet.
Sí.
- Bizim zamanımız geldi.
Hey, esto es nuestro tiempo
İşe yarama zamanın geldi.
Es hora de hacer algo útil.
Bugün buraya yarış kazanmaya geldi ve Lorenzo da üçüncü olursa o zaman birinci sınıftaki en genç şampiyon o olacak.
Si ganaba hoy la carrera y Lorenzo quedaba tercero, sería el campeón del mundo más joven en la categoría reina.
zamanı geldiğinde 69
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiler 289
geldiğiniz için teşekkür ederim 70
geldiğiniz için teşekkürler 166
geldiğin için sağol 48
geldiğin için sağ ol 68
geldik sayılır 24
geldiler mi 17
geldim işte 33
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiler 289
geldiğiniz için teşekkür ederim 70
geldiğiniz için teşekkürler 166
geldiğin için sağol 48
geldiğin için sağ ol 68
geldik sayılır 24
geldiler mi 17
geldim işte 33