Çabuk olmalıyız translate Spanish
194 parallel translation
Çabuk olmalıyız.
Hay que trabajar deprisa.
Hadi. Çabuk olmalıyız.
¡ Vamos, tenemos que darnos prisa!
Gel. Yardım edim. Çabuk olmalıyız.
Yo te ayudo.
Çok çabuk olmalıyız.
Tenemos que trabajar deprisa.
Çabuk olmalıyız! Cennet'e geri dönebilir!
Si no hacemos rápido, el se va y regresa al paraiso.
Çabuk olmalıyız.
Deberíamos apresurarnos.
Çabuk olmalıyız.!
Debemos actuar, y rápido.
Çabuk olmalıyız.
Hay que darse prisa.
- Çabuk olmalıyız.
- Lo hicieron rápido.
Bir çıkış yolu biliyorum ama çabuk olmalıyız.
Conozco un atajo, debemos movernos ya.
Bu işi halletmeliyiz ve çabuk olmalıyız.
Tenemos que hacer algo, y rápido Que?
Çabuk olmalıyız.
Démonos prisa.
Çabuk olmalıyız.
Pues, apúrense.
Evet ama çabuk olmalıyız.
Sí. Pero debemos actuar con presteza.
- Evet ama çabuk olmalıyız.
- Sí, pero debemos apurarnos.
Çabuk olmalıyız!
¡ Veloz como un rayo!
- Daha çabuk olmalıyız!
¡ Tienes que ir mas rapido!
Haydi. Çabuk olmalıyız.
Vamos, hay que apresurarnos.
Çabuk olmalıyız. Sen onun içindeki şeyin ne olduğunu bul.
- Tendrás que ver qué lleva dentro.
Çabuk olmalıyız.
Tenemos que ser rápidos
Çabuk olmalıyız çünkü video dükkanı kapanacak.
Debemos apurarnos porque la tienda de videos cerrara.
Ama çabuk olmalıyız çünkü seni Di Caprio'yla denemek istiyorlar.
Hay que moverse. Quieren hacer una prueba con Di Caprio.
O zaman daha çabuk olmalıyız.
Entonces será mejor que nos demos prisa.
Çabuk olmalıyız.
Tenemos prisa
Çabuk olmalıyız.
Dios. Tenemos poco tiempo.
Çabuk olmalıyız. Polisler de onu arıyor.
La policía ya la busca.
Lanet olsun! Çabuk olmalıyız!
Mierda. ¡ Debemos apurarnos!
- Çabuk olmalıyız.
- Debemos ser rápidos.
Çabuk olmalıyız.
Debemos apurarnos. Abramos y recojamos.
- Çabuk olmalıyız. - Sen şu yangın kulesinden beni arayan kişi misin yoksa?
¿ Me llamaron desde la torre?
- Çabuk olmalıyız.
- Deprisa.
Çabuk olmalıyız.
Debemos movernos rápido.
Pekala, dikkatli ve çabuk olmalıyız.
Muy bien, así lo haremos. ( Ni se dará cuenta de qué lo golpeó ).
Onlar gelmeden önce çabuk olmalıyız.
Debemos apresurarnos antes que regresen.
Barometre düşüyor. Yağmur yağacak, çabuk olmalıyız.
Según el barómetro, va a llover.
- Evet ama uzun bir süre aynı yerde kalmıyor, bu yüzden çabuk olmalıyız.
Sí, pero no permanece mucho tiempo en cada lugar. Vamos ya.
- Çabuk olmalıyız bayanlar!
- ¡ Tenemos que irnos! - Está bien.
Ama çabuk olmalıyız kuruma ve çürüme başlamış bile.
Tenemos que trabajar con rapidez. El secado y la putrefacción ya comenzaron.
Çabuk olmalıyız. Acelemiz var.
Estamos apurados.
Bu yüzden çabuk olmalıyız.
Por eso debemos ser rápidos.
Merhametli ve çabuk olmalısınız.
Debe ser misericordiosa y rápida.
Çabuk olmalıyız.
Tenemos que apurarnos.
Orada bir şey olduğunu bilecekler ama bizi bulmaları birkaç saniye sürer malzemeleri güverteye ışınlayıp çok çabuk toz olmalıyız.
Sabrán que hay algo, pero tardarán unos segundos en encontrarnos. Tendremos que transportar las provisiones y salir rápidamente.
- Ve çabuk olmalıyız!
¡ Y pronto!
Çabuk, Gadgetmobile, lazeri ateşlemeden önce orada olmalıyız.
Rápido, Gadget móvil, antes de que disparen el inmenso láser.
Çabuk olmalıyız.
Debemos hacerlo rápido.
Şimdi, bir şeyler yapmalıyız ve çabuk olmalıyız. - Biz?
Ahora vamos a hacer algo, y quiero decir rápido
Çabuk da olmalıyız!
¡ Y rápido!
çabuk olmalıyız.
- Sin regulador. - Está bien.
Bu iş çabuk, temiz ve tanıksız olmalı. Emredersiniz efendim.
- Necesitamos esto rápido, limpio y contenido.
Çabuk olmalıyız.
¡ Ven!
çabuk 5381
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk söyle 30
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk söyle 30
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36