Çabuk yap translate Spanish
425 parallel translation
Dediğim her şeyi yap ve çabuk yap.
Haga cada cosa que le diga, y hágala rápidamente.
- Çabuk yap.
- Rápido.
Her neyse, çabuk yap.
- Lo que sea, pero rápido.
Çabuk yap, telefonu kapat.
Hazlo pronto, cuelga.
Ama kaçmadığı, hatta seninle dövüştüğü zaman onu vur ve bunu olabildiğince çabuk yap.
Pero si uno no huye o se te enfrenta, dispárale y dispárale rápido.
Neden küçük iglonun daha çabuk yapılıp böyle bir evden daha kolay sıcak tutulacağını bilmiyor?
¿ No sabe que un pequeño iglú se construye antes y es más fácil de calentar que esta casa?
- O zaman çabuk yapın.
- Hagámoslo rápido.
Nasıl yapacağın umurumda değil, yeter ki çabuk yap.
No me importa cómo, pero que sea rápido.
Çabuk yapın.
Tráigala rápido.
Çabuk yap.
Rápido.
Çabuk yap!
Pero apúrese.
Yaşlı Bld. Başkanı Blue, tercihini çabuk yap. Bizim için endişelenmene gerek yok.
El gran alcalde Blue, rápido con las armas, teniéndole al lado no hay que preocuparse de nada.
Ben yukarı çıkıyorum, eğer bulursam işaret verdiğimde beni izleyin, ve bunu çabuk yapın.
Voy a subir hasta el manantial y si le descubro seguidme cuando os dé la señal, y hacedlo deprisa.
Tom, bu iş gün ışığında yapılacaksa, çok çabuk yapılması gerek.
Tom... si se hace a la luz del día, debe ser rápido.
Çabuk yap.
Hacedlo enseguida.
Çabuk yap. Gerçek tehlike, O.
Y rápido, él es el verdadero peligro.
Yapabildiğin kadar çabuk yap.
Rápido.
Her şey çok çabuk yapılmalı.
Aquí tenemos que actuar rápido.
Haydi o zaman, ama çabuk yap.
Bueno, pero que sea rapidito.
Güzel, çabuk yap şunu.
Viene hacia Millston. Bien. Hazlo.
Elimden geldiğince çabuk yapıyorum.
Lo hago lo más rápido que puedo.
Çabuk, hemen eşit insanların yaptığı bir şey yap!
Rápido, ¡ Haz algo que Haría un igual!
Neden her zaman böyle yapıyorsunuz, Annen evdeyken neden çabuk uyuyorsun?
¿ Por qué cuando mamá está en casa os portáis bien? Mamá nos canta una nana.
Son bir jest yap ve beni vur. Hem de çabuk olsun.
Como último deseo le ruego que dispare directo y rápido, ¿ de acuerdo?
Ne yaparsan yap çabuk olmaya bak.
Me quitaré el maquillaje.
Çabuk. Subapların çalışmasını istiyorum çünkü bakımın yapıldı.
Quiero ver esos marcadores bailando, porque te hice una reparación general.
- Çabuk ol, söylediklerimi yap.
- Apura, hazlo.
Yapılsın ama çabuk.
Arréglalo y rápido.
istediğini yap, fakat kendini meşgul tut... Dudak boyası ve allık, çabuk.
Vinieron a eso de las 3,... para inspeccionar la casa.
Çabuk davranılması için baskı yapıyoruz.
Presionamos para actuar cuanto antes.
- İksiri yap, çabuk.
- Prepárala rápido.
Franz, çabuk gel. Yankı yapıyor.
Franz, ven deprisa hay eco.
- Adeli! Ne yapıyorsun, çabuk!
- Váyase. - ¡ Adelina!
- Çabuk, Merlin, büyü yap.
- ¡ Rápido, Merlín! ¡ Tu magia!
Eğer buraya şu hergeleleri gömmeye geldiysen..... çabuk ol, ve işini sessizce yap.
Si vienes a enterrar esa carroña apresúrate, y termina rápido.
Yapman gerekeni yap. Çabuk!
Ya sabéis lo que hay que hacer. ¡ Deprisa!
Bones, mümkün olduğunca çabuk Thelev'e otopsi yapılmasını istiyorum.
Huesos, traerán el cadáver de Thelev a su laboratorio. Quiero una autopsia lo antes posible.
Yapımcıya geldi. Çabuk!
El productor. ¡ Deprisa!
Başlarına gelmeyen kalmadı. Bir şeyler yapın, çabuk!
Pobre gente, les pasa de todo.
Çabuk bir şeyler yapın.
Llame a los bomberos.
Birikimlerimiz çok çabuk tükendi ve ben striptiz işine geri döndüm Lenny'de ne iş bulabilirse yapıyordu.
Habíamos agotado nuestros ahorros enseguida. Así que volví a hacer striptease y Lenny tomaba los trabajos que encontraba.
Lanet olası, gidin ve yapın hemen! Haşlanmış kuşkonmaz kadar çabuk! Yoksa, hiç acımam, hoşunuza gitmeyecek yasalar çıkartırım!
¡ Empiecen a pensar en casarse en menos que se chupa un espárrago o por el cuero que les daré unas leyes que no les van a gustar nada!
İtiraf edeyim bu meselenin bu kadar çabuk çözüleceğini düşünmüyordum.. .. sizinle anlaşabilmemiz için daha fazla yazışma yapılacağını sanıyordum.
Para la empresa que trabajo y admito que no creo, que un asunto tan sencillo generara tanto papeleo, para hacer un trato con ustedes.
Çabuk bir doz ephemeral yapın.
Denle una inyección de efemerol.
Onunla ne istiyorsan yap, sonra çabuk kurtul.
Haz lo que necesites con ella y a lo que sigue.
Çabuk mekiğe gidin, size söylediklerimi harfiyen yapın!
Correr a la nave, y hacer exactamente lo que os dije.
Çabuk, Pierre, birşeyler yap!
Rápido, Pierre.
Haydi, çabuk... - o sudan yapılmış bir kadın değil.
- No es una mujer de agua.
çabuk, suni teneffüs yap.
Rápido, respiración artificial.
Motor çok gürültü yapıyor. Çabuk ol!
El ruido del motor es un estorbo. ¡ Aprisa!
- Ula bir şeyler yap, çabuk ol.
¡ Necesitamos agua! - ¡ Haz algo, detenlo!
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapın 121
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapın 121